13. Hukuk Dairesi Esas No: 2019/5881 Karar No: 2020/1761 Karar Tarihi: 10.02.2020
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2019/5881 Esas 2020/1761 Karar Sayılı İlamı
13. Hukuk Dairesi 2019/5881 E. , 2020/1761 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı mahkemenin yetkisizliğine dair olarak verilen hükmün süresi içinde davacı-bir.dos.davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Asıl ve birleşen dosya davacısı, davalının talebi üzerine davalıya 250.000,00 TL borç para verdiğini, aylık 11.250 dolar faizin düzenli ödenmesi, ana paranın ise 4 ay içinde ödenmesi hususunda anlaştıklarını, davalının ilk ay faizi ödemesine rağmen sonrasını ödemediğini belirterek fazlası saklı kalmak üzere 50.000,00 TL.nın tahsilini istemiştir. Asıl dosya davalısı, yetkili mahkemenin ... Mahkemesi olduğunu savunmuş, esastan da davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, taraflar arasında borç münasebetinin kurulduğunun çekişmeli olduğu, alacağın varlığının imzası ikrar edilmiş yazılı delille ispat edilemediği ve bu nedenle özel yetki kurallarının uygulanamayacağı HUMK.nun 9.maddesi gereği davalının ikametgahı olan ... Mahkemesinin yetkili olduğu gerekçesiyle dava dilekçesinin reddine dair 16.06.2010 tarihli kararının davacı tarafça temyizi üzerine, Dairemizce hükmün davacı yararına bozulması üzerine, mahkemece önceki kararda direnilmiş ve Hukuk Genel Kurulunca 23.10.2013 tarihli ilam ile Özel Daire bozma ilamına uyulması gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırı görüldüğünden, direnme kararının bozulmasına karar verilmiş; Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, aynı hüküm yeniden tesis edilmiş; hükmün davacı tarafça temyiz edilmesi üzerine dairemizce "Yargıtay Hukuk Genel Kurulu bozma ilamına karşı mahkemelerin direnme yetkisi yoktur. Bu nedenle mahkemenin bozmaya uygun olarak gerekli inceleme ve araştırmayı yaptıktan, davacıdan alacağın varlığı konusunda delillerinin sorulup alındıktan, davalıdan da bu yönde karşı delillerinin sorulduktan ve özellikle dava dilekçesinde deliller arasında bildirilen 2005/113 esaslı dosyanın getirtilip incelendikten sonra yetki itirazının hadise şeklinde incelenip çözümlenmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır" gerekçesiyle yerel mahkeme kararı bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, aynı hüküm yeniden tesis edilmiş; hüküm davacı tarafça temyiz edilmiştir. Mahkemece dairemizin bozma ilamına uyulduğu halde bozma gerekleri yerine getirilmemiştir. Davacı tarafça akdi ilişkinin ispatı için delil olarak 2005/113 esas sayılı dosyaya 28.02.2003 tarihli "... Bey" başlıklı belge sunmuştur. Anılan belgeye karşı davalı ..."ın imza inkarında bulunması üzerine 2005/113 esas sayılı dosyada davalı ..."ın 28.02.2003 tarihli belgenin düzenlenme tarihinden sonraki imza örnekleri esas alınarak yapılan imza incelemesi neticesinde alınan bilirkişi raporları birbiriyle çelişkili olup mahkemece anılan çelişki giderilmeden hüküm kurulmuştur. Hal böyleyken mahkemece HMK"nın 211. maddesi gereği davalı ..."ın belgenin düzenlenme tarihi olan 28.02.2003 tarihinden önceki tarihlerde yetkili merciler önünde attığı ıslak imza örnekleri getirtilerek uzman bilirkişi kurulundan 28.02.2003 tarihli belgedeki imzanın davalı ..."a ait olup olmadığı konusunda rapor alınıp, varılacak sonucuna göre bir karar verilmesi eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru olmadığından mahkeme kararının bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10/02/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.