Esas No: 2019/3744
Karar No: 2021/4404
Karar Tarihi: 13.12.2021
Danıştay 5. Daire 2019/3744 Esas 2021/4404 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2019/3744
Karar No : 2021/4404
Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı): ...
Vekili : Av. ...
Karşı Taraf (Davalı) : ... Başkanlığı
Vekili : ...
İstemin Özeti : Davalı idare bünyesinde görev yapmakta iken 672 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin eki listede ismine yer verilmek suretiyle kamu görevinden çıkarılan davacı tarafından, göreve iade talebiyle OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonuna yaptığı başvurunun reddine ilişkin .. tarih ve ... sayılı işlemin iptaline ve işlem nedeniyle yoksun kaldığı özlük haklarının iadesine karar verilmesi istemiyle açılan davanın reddi yolunda verilen ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine ilişkin ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Temyiz İsteminde Bulunan Davacının İddialarının Özeti: Davacı tarafından, FETÖ/PDY ile herhangi bir ilişkisinin bulunmadığı, bu iddialara illişkin olarak davalı tarafından herhangi bir soruşturma yapılmadığı ve savunmasının alınmadığı, 672 sayılı KHK ile varlığı henüz hiçbir mahkeme kararı ile saptanmayan ve ne ilgisi olduğu belirtilmeden bir terör örgütüne aidiyeti, iltisakı veya irtibatı olduğunun iddia edildiği, hiçbir somut delil ve gerekçe sunulmaksızın memuriyetten çıkarıldığı, herhangi bir kişinin talimatı ya da telkiniyle Bank Asya'ya para yatırmadığı ve anılan bankaya destek vermediği, ihraç gerekçesinde terör örgütü üyeliğine dayanak yapılan suçlamanın yasal olarak faaliyetine devam eden bir bankaya para yatırmak olarak gösterildiği, suç tarihi olarak kabul edilen dönemde Bank Asya'ya para yatırılmasının silahlı terör örgütüne yardım etmek anlamına gelmeyeceği, resmi kurum ve kuruluşların izni ile açılmış ve faaliyetine devam eden derneğe üye olmanın terör örgütü üyeliği suçunu oluşturmadığı, kanunlara göre açılmış ve bağış toplayan bir dernek olan Kimse Yok Mu Derneğine bağış yapmanın da suç olarak kabul edilemeyeceği, mevzuata uygun şekilde kurulan ve faaliyet göstermesine izin verilen ve devletçe denetlenen bir okula çocuğunu göndermenin terör örgütü ile bağlantılı olduğu şeklinde yorumlanamayacağı, bu durumun Anayasa'da yer verilen eğitim ve öğretim hakkının ihlali anlamına geldiği, AİHM kararlarına göre OHAL Komisyonunca suç olarak kabul edilen ve ihraç işlemine gerekçe yapılan fiillerin suç olmadığı, bugüne kadar hiçbir suç eylemine veya disiplin sürecine muhatap olmadığı, dava konusu işlemin Anayasa’ya aykırı olduğu gibi, şekil, konu, yetki ve maksat unsurları açısından da sakat olup ve iptali gerektiği, OHAL döneminde durumun gerektirdiği ölçüde geçici tedbirler alınması gerekirken kalıcı sonuçlar doğuran kamu görevinden çıkarılma işleminin uygulandığı, Anayasaya göre OHAL döneminde dahi ihlal edilmeyecek türden bir hak olan masumiyet karinesinden yararlanma hakkının OHAL KHK'sı ile terör örgütü üyesi olarak suçlanmak suretiyle cezalandırılarak ihlal edildiği, Anayasa ve TBMM içtüzüğüne göre OHAL KHK'larının Resmi Gazete'de yayımlandıktan sonra süresi içinde TBMM'nin onayına sunulması gerektiği halde sunulmadığı, Anayasa'da yer alan hüküm gereği OHAL döneminde Anayasa’da öngörülen güvencelere aykırı tedbirler alınabileceği, ancak kişinin yaşama hakkına, maddî ve manevî varlığının bütünlüğüne dokunulamayacağı, kimsenin din, vicdan, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamayacağı ve bunlardan dolayı suçlanamayacağı, suç ve cezaların geçmişe yürütülemeyeceği, suçluluğu mahkeme kararı ile saptanıncaya kadar kimsenin suçlu sayılamayacağı düzenlemesine yer verildiği, 672 sayılı KHK ile getirilen düzenlemelerin, olağanüstü halin gereklerini aşan nitelikte olduğu, süre yönünden herhangi bir belirleme içermediği, etkilerini olağanüstü halden sonra da devam ettirdiği ve ölçülülük ilkesine aykırı olduğu, masumiyet karinesinin ihlal, adil yargılanma hakkının gasp edildiği, savunma hakkı tanınmadığı, isnadı öğrenme hakkının kullandırılmadığı, bir daha çalıştırılmamak üzere kamu görevinden çıkarmanın ceza hukuku anlamında bir ceza olduğu ve bu nedenle AİHS'nin 6. maddesinin cezai yaptırımlara ilişkin tüm hükümleri ve garantilerinin somut olayda uygulanması gerektiği iddia edilmektedir. Öte yandan, 672 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Anayasaya aykırı olduğu iddia edilerek iptali için Anayasa Mahkemesine başvurulması talep edilmiştir.
Davalı İdarenin Savunmasının Özeti: Davalı idare tarafından temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi : ...
Düşüncesi : İdare Dava Dairesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Beşinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra davacının "adli yardım" talebinin kabulü yönünde ilk derece mahkemesince karar verildiği görüldüğünden, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 335. maddesinin üçüncü fıkrasında, adli yardımın, hükmün kesinleşmesine kadar devam edeceğinin belirtilmesi karşısında, bu konuda yeniden bir karar verilmeksizin, davacının Anayasaya aykırılık itirazı yerinde görülmeyerek gereği görüşüldü:
Bölge idare mahkemesi idare dava daireleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkündür.
Öte yandan, davacı hakkında yürütülen ceza yargılaması neticesinde, ... Ağır Ceza Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararında yer alan; tanık beyanlarına göre davacının örgüt toplantılarına katıldığı ve örgüt adına himmet topladığına dair tespitler ile bakılmakta olan dava dosyasında yer alan diğer tespitler bir arada değerlendirildiğinde davacının FETÖ/PDY ile iltisak ve irtibatının bulunduğu sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesinin yukarıda belirtilen kararı ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir sebep bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile anılan kararın yukarıda belirtilen gerekçenin eklenmesi suretiyle ONANMASINA, temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, davacının adli yardım istemi kabul edildiğinden, adli yardım kararından dolayı tahsili ertelenmiş olan temyiz aşamasındaki yargılama giderlerinin, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 339. maddesi, 1. fıkrası uyarınca, davacıdan tahsili için Mahkemesince müzekkere yazılmasına, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de belirtilen İdare Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece Mahkemesine gönderilmesine, 13/12/2021 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.