15. Hukuk Dairesi 2016/48 E. , 2016/2120 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, iş bedelinin tahsili için yürütülen icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın iptâli, takibin devamı ve icra inkâr tazminatının tahsili istemine ilişkin olup, mahkemenin; davanın reddine dair kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı bir kısım malzeme de verilerek kazı çalışması yapıldığı halde malzeme ve iş bedelinin ödenmediğini ve ... İcra Müdürlüğü"nün 2011/273 Esas sayılı dosyası ile yapılan icra takibinde borca itiraz edildiğini, itirazın haksız olduğunu belirterek itirazın iptâline takibin devamına ve icra inkâr tazminatına karar verilmesini istemiş, davalı yapılan işin iyi yapılmadığını, iş bedeli olan 2.500,00 TL"yi de ödediğini belirterek davanın reddini savunmuş, mahkemece ödeme savunmasının aksinin davacı tarafından kanıtlanmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, sözleşme ve takip tarihine göre uygulanması gereken 818 sayılı mülgâ BK"nın 355. maddelerinde düzenlenen ve konusu binanın su almasını önlemek için kazı ve drenaj yapılması işi olan eser sözleşmesine dayalı olarak malzeme ve iş bedelinin ödenmediği iddiasıyla yapılan takibe itiraz nedeniyle İİK"nın 67. maddesine göre açılmış itirazın iptâli davasıdır.
Bu aşamada niteliği itibarıyla kurulduğu iddia edilen temel hukuksal ilişki sözleşme ve takip tarihinde yürürlükte olan 818 sayılı mülga BK"nın 355. maddesinde tanımlanan eser sözleşmesidir. Kural olarak, eser sözleşmesi, zorunlu şekil koşuluna bağlı değildir. Ancak, sözlü yapılan sözleşme inkâr edildiği takdirde yazılı delille ispata ilişkin kuralların gözetilmesi gerekir.
Taraflar arasındaki sözleşme ve ödeme iddiası 6100 sayılı HMK"nın yürürlük tarihinden önce olduğundan yazılı delille ispat yönünden 1086 sayılı HUMK hükümleri uygulanmalıdır. HUMK"nın 288. maddesine göre bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri 400,00 TL"sini geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Maddedeki parasal sınır HUMK"nın ek 4. maddesi gereğince 2011 yılı için 590,00 TL"dir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle bu miktarın altına düşse bile senetsiz ispat olunamaz. Bu madde uyarınca senetle ispatı gereken hususlarda bu maddedeki düzenleme hatırlatılarak karşı tarafın açık muvafakati halinde tanık dinlenebilir. Ayrıca senetle ispat zorunluluğu bulunan hallerde delil başlangıcı bulunursa tanık dinlenebilir. Delil başlangıcı, iddia konusu hukuki işlemin tamamen ispatına yeterli olmamakla birlikte, söz konusu hukuki işlemi muhtemel gösteren ve kendisine karşı ileri sürülen kimse veya temsilcisi tarafından verilmiş veya gönderilmiş belgedir.
İş bedeline ilişkin olarak, dairemizin bu konudaki yerleşmiş içtihatları ve doktrinde yanlar arasında eser sözleşmesi ilişkisinin varlığı sabit olup yazılı sözleşme bulunmaması ve tarafların bedelde uyuşamamaları halinde iş bedelinin, işin yapıldığı ileri sürülen 2008 yılında yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 366. maddesi hükmünce yapıldığı yıl mahalli piyasa rayiçlerine göre hesaplanması gerektiği kabul edilmektedir.
Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; taraflar arısında eser sözleşmesi ilişkisi kurulduğu anlaşılmış ise de yazılı sözleşme bulunmadığından iş bedelinin ne olduğu ve ödenip ödenmediği ihtilâflıdır. İş bedelinin ödendiği yönünden tanık beyanları var ise de tanık dinlenmesini mümkün kılan açık muvafakat ve yazılı delil başlangıcı bulunmadığı için iddia olunan iş bedeli ve ödeme miktarına göre ödemenin yazılı delille ispatı gerektiğinden, tanık beyanlarıyla ödeme ispatlanmış sayılamaz. Bu durumda mahkemece; iş bedelinin yapıldığı yıl piyasa rayicine göre ayıp ve kusurları da gözetilerek alınacak bilirkişi raporuyla saptanması gerektiğinden bu konuda rapor alınmak üzere keşif yapılıp iş bedelinin saptanması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru olmadığından hükmün davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 05.04.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.