BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/676 Esas 2021/260 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
Esas No: 2018/676
Karar No: 2021/260
Karar Tarihi: 09.03.2021

BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/676 Esas 2021/260 Karar Sayılı İlamı

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/676 Esas
KARAR NO: 2021/260
DAVA : Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/06/2018
KARAR TARİHİ : 09/03/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirketin ----- imzalanmış sözleşmeye göre, ---------- bölümlerinde bulunan ----------- türü ve niteliğinin de belirtildiği, davacı şirket tarafından canların bir kısmının davalı şirketten satın alındığım ve ilgili inşaat işinde kullanıldığını, ------- olduğunu, davalı şirketten satın alınan ---- bozulmalar meydana geldiğini, ------ içinde davalı şirketten satın alınmış ve kullanılmış olan ----- ilişkin asıl işveren -------- davacı şirkete ihtar yolladığını----- tabir edilen bozulmaların meydana geldiğini, davalı şirket yetkilisine bu durumun aktarıldığını, davalı firmadan alınan toplam ---- ----- miktarının ------ kısmında bozulma meydana geldiğini, bunların yeni ve hatasız olanları ile değiştirilmesini talep ettiklerini, davalının buna kayıtsız kaldığını, bozulan ----- değiştirilmeden ---- dosya numarası ile ------------ tarafından rapor tanzim edildiğini, bahsi geçen raporda, incelenen ------ meydana gelen bozulmalann üretim hatası sonucu oluştuğu tespiti yapıldığını, daha sonra davalı şirkete ---- tarihinde ihtarname yollandığını, zararın giderilmesini talep ettiklerini, davalı şirketin ihtarnameye ------------yevmiye numaralı ihtar İle karşılık verdiğini, zararın ödenmeyeceğini bildirdiklerini, davalı şirket------------ ürettiği ürünlerde logosunun bulunduğunu, diğer firma ---- kandırılmasının mümkün olmadığını, bozulmaların son sipariş verilen ürünlerde meydana geldiğini, iddia edildiği gibi ortamdan meydana gelen bir bozulma olamayacağını, aksi halde tüm ürünlerin bozulacağını, davacı şirketin uğradığı zararın ------- bilirkişi raporu ile tespitinin yapıldığını, yeni alınan ----- fiyatlarında artış olduğunu, zararlarının arttığını, ilgili faturaların dava dilekçe ekinde sunulduğunu, ortaya çıkan bu durumun davacının ticari itibarının zedelediğini iddia ederek; huzurda görülmekte olan davanın kabulünü, maddi tazminat olarak----davalıdan alınarak davacıya verilmesini, manevi tazminat olarak -------- davalıdan alınarak davacıya verilmesini, her iki tazminat kalemine davalının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek olan ticari reeskont faiz yürütülmesini ------, mahkeme masrafları ve ücret-i vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; hak düşürücü süre ve zaman aşımı itirazlarının olduğu, bozuk ------ davalı şirket tarafından yaptırılmadığını, ilgili projede------ kullanıldığını, ------ tarafından üretildiğinin belli olmadığını, bozulmaların montajdan da kaynaklanmış olabileceğini, hasarın davalıdan istenmesinin yerinde olmadığını, davacı tarafından iddia edildiği gibi ------ üretici logoları bulunmadığını, ------ diğer üretici firmaların ---------da olabileceğini, davalının ----- montaj işi ile uğraşmadığını, ----- üretimi yaptıklarını, davacı tarafin üretim hatası ile ilgili iddialarının gerçeğe aykırı olduğunu, söz konusu ------ üretim hatası olmadığını, dünyada lamine ------ üreten hiçbir firmanın garanti vermediğini, bir cama garanti veren davacı tarafın tüm zararlarına katlanması gerektiğini savunarak davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle, taraflar arasındaki satış sözleşmesine konu ------ ayıplı olduğu iddiasıyla davacı tarafından uğranılan maddi zararın ve manevi zararın tahsiline ilişkin açılan tazminat davasıdır. Tarafların uyuşmazlık konusu olmayan beyanları göz önünde bulundurularak, davacının ------- ---- üstlendiği, bu doğrultuda dava dışı -----davacı arasında eser sözleşmesi imzalandığı, davacının da sözleşmede belirtilen ----- gereği ------ bir kısmını davalıdan satın aldığı, taraflar arasındaki ilişkide davacının alıcı davalının satıcı olduğu ve arada satış sözleşmesi bulunduğu anlaşılmış olup, mahkememizce de uyuşmazlığın çözümünde Türk Borçlar Kanunun satış sözleşmesine ilişkin hükümleri göz önünde bulundurulmuştur. -------
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında taraflarca bildirilen deliller toplanmış, bu aşamada ----Değişik İş dosyası uyap üzerinden celp edilerek incelenmiş, -----yevmiye numaralı ihtarnamenin muhataplarına tebliğ şerhini gösterir bir örneği celp edilerek mahkememiz dosyası arasına alınmış, her iki taraf vekili tarafından tanık deliline dayandığı görülmekle bildirilen tanıklar dinlenmiş, bilirkişi heyet raporu alınmış, yargılama sırasında --------- kadar olan davalarda yargılama usulünün basit yargılama usulüne dönüştüğünden basit yargılama usulüne göre yargılamaya devam edilmiştir.
Taraflarca bildiriler delillerin toplanmasından ve tanıkların dinlenmesinden sonra, uyuşmazlığın çözümü teknik incelemeyi gerektirmekle, dosya alanında uzman metalürji mühendisi, mali müşavir ve nitelikli hesaplamalar uzmanı bilirkişiden oluşan bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişi heyetine yerinde inceleme yetkisi de verilmiş ve bilirkişi heyeti tarafından ------- tarihli heyet raporu düzenlenmiştir.
Düzenlenen bilirkişi heyet raporunda özetle, '' teknik yönden yapılan incelemede, söz konusu ürünlerin binaya takıldıklarında camlardaki hataların gözükmediği ve zaman içinde ------ bozulmaların başladığının anlaşıldığı, çünkü bu tarz bir hatanın------- ------ takım işlemi esnasında görülmemesinin imkanı bulunmadığını, hatalı ----- ait görseller incelendiğinde ------- bağlantı ile birbirine bağlandığı yerler yani deliklerin olduğu yerden başlayarak giderek iç bölgelere doğru yayılmış şeffaf bir görüntü bozukluğunun tespit edildiği, hatalı ----- belli bir katta ve/veya cephede yer almadığını, farklı lokasyonlarda olduğunu, camdaki hatalar ------ ebadına göre incelendiğinde de bir sistematik içinde olmadığı, ------ yarı temperli -------olması nedeniyle üretim tekniği olarak belli aşamalardan geçtiğini, ilk önce ------ istenen ölçüde kesilip, kesilen ------ delik makinesinde matkap kullanılarak delindiği, --- kenarlarına kesim ve delik delme işlemi sonrası çapak ve/veya rodaj yapılarak kılcal çatlakların oluşmasının engellendiği, ------ tabi tutularak-------- değiştirildiğini ve ------- uygulanmamış cama göre daha mukavetî artmış cam plakalar elde edildiğini, iki veya daha fazla ------------- ------- yardımıyla, ısı ve basınç altında birleştirilmesi ile lamine ----- üretildiğini, --------bulunduğu noktalardan fotoğrafları dosyaya sunulan bağlantı ekipmanları yardımıyla contalarla sıkıştırılarak ve ana cephe sistemine vidalarla sabitlenerek bağlandığının görüldüğü, vidaların bulunduğu yerlerde sistemin kapalı olduğu ve camlardaki hataların vida veya benzeri bir ------nedenden kaynaklı oluşmadığı, yine bağlantı ekipmanlarının bulunduğu bölgenin iç bölümünde herhangi bir kimyasal malzeme uygulanmadığı, uygulamanın sadece ekipmanın conta sistemi ve vidalamayapıiarak ana sisteme bağlanması şeklinde olduğu, lamine ------ iki plakası arasındaki beyaz renkli görsel hataların, kullanılan------ çeşitli nedenlerle bozulması sonucu oluştuğu, buna ------- verildiği, ------- varsa ondan olumsuz etkilenmiş ve tepkimeye girerek bozulmuş olabileceği buna da montaj kaynaklı hata denildiği, --------bozulabileceği bunun da kullanım yerine uygun ----- seçilememesi kaynaklı olabileceği ,------- esnasında ------- altında tam kürleşmesi ve --------- birbirine yapıştırması gerekirken bu aşamalardan birindeki yanlışlık nedeniyle bu yapışma tam anlamda olamaz ise zaman içinde iki ------- açması ve bu bölgelerden bozulmaların başlaması söz konusu olacağı , bununda zamanla ilerleyen ve çoğalan daha belirgin hale gelen bir hata türü olduğu ve üretim hatası olduğu, ayrıca ----------olarak ----- çizilmesi, kınlması, kenarlardan pul atması şeklinde de söylenebilecek hataların da söz konusu olabileceği ancak böyle bir hata türüne projede yer alan ---------- rastlanılmadığı, görülen hataların sadece deliklerin bulunduğu bölgelerde oluştuğu ve diğer kenarlarda hataya rastlanılmadığı, hatanın deliklerin etrafındaki bölgede şeffaf bir renklenmeyle başladığı ve giderek büyüyen dairesel beyazlaşmalar şeklinde olduğu bu hatanın da ------- arasında kullanılan --------lamine üretim aşamasında tam olarak iki ----- arasındaki birleşmeyi sağlayamadığı ve deliklerin bulunduğu yerlerden açma yaparak----------- malzemesinin ortamdaki rutubetten etkilenerek bozulmaya uğramasından kaynaklandığı, bunun dışında ----- ana sisteme montajı esnasında kullanılan ekipmanlarda herhangi bir kimyasal izolasyon maddesine rastlanılmadığı, sonuç olarak ----- kenarlarında herhangi bir bozulma olmayıp sadece deliklerin bulunduğu yerlerde hatanın görülmesi laminasyon üretimi esnasında delik çevrelerindeki------- iki camı birbirine iyi bağlayamadığı ve bu bölgelerden iki ---- arasındaki malzemenin bozulmaya başladığı ------- hatalı yan temperli lamine ------ standartlara uygun alarak yeniden üretilmesi, hasarlı ------- yerlerinden sökümü ve yeni üretilen ----- montaj işlemleri ------ noktasında yapılan hesaplamada, davacı şirketin-----defterleri incelendiğinde davaya konu ------------ değiştirilmesi için dava dışı------ satın aldığı, bu ----- ------ ödediği, söz konusu faturaların davacı şirketin ticari defterinde kayıtlı olduğu, davacı şirketin ------ hatalı olduğu iddia edilen ----- için dava dışı ------ hesaplandığı, davacı şirketin söz konusu --------- şantiye teslim aldığı, herhangi bir nakliye giderine katlanmadığı hususunun tespit edildiği, söz konusu şantiyede ----- tarihleri arasında ------ çalışanların montaj işi için görevlendirildiğini,------ bitirilebileceğinin tespit edildiği, bu sebepten ----- günlük işçi montaj maliyeti hesaplandığı, söz konusu çalışanların ilgili aylara ait maaş bordoları incenmiş olup dava konusu ------ olarak hesaplandığı, davacı şirketin çalışan personeller için şantiye ye -----yemek bedeli ödediği,------- tarafından bu bedelin davacı şirkete faturalandırıldığının tespit edildiği, davacı şirketin davalı şirketten huzurda görülmekte olan davaya konu olan ---------------olarak hesaplandığı, sözleşme yönünden yapılan incelemede ise davacı ile dava dışı ------ tarihli olduğu, davalı tarafından keşide edilen fatura tarihlerinin ---- arasında olduğu, dava dışı asıl yüklenici ------tarihinde ----------- ilişkin ayıp ihbarının gönderilmiş olduğu, davacının ayıba ilişkin ----- tarihli tespit raporu olduğu ve davacının ------ tarihinde davalıya noter ihtarı göndermiş olduğu, taraflar arasındaki yazılı sözleşme olmadığından davalının ayıbı ne kadar süreyle üstlenmiş olduğunun ispata muhtaç olduğu, Zira TBK. m. 231 uyarınca satıcı daha uzun bir süre üstlenmiş olmadıkça ayıp nedeniyle açılacak her türlü dava ayıp daha sonraya ortaya çıksa bile satılanın devrinden itibaren iki yıl içinde zamanaşımına uğradığı, davacı tarafın, alt yüklenici olduğu sözleşmede asıl yükleniciye 10 yıl garanti vermiş olması ve ayıp süresinin bu yolla uzatılmış olmasının da davacı ve davalı arasında da aynı yönde bir sürenin kararlaştırıldığı anlamına da gelmeyeceği, diğer yandan TBK. m. 227 uyarınca alıcının genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı olduğu düzenlenmiş olduğundan ayıp ihbar ve gözden geçirme külfetlerini zamanında yerine getirmeyen alıcıların genel hükümlere göre tazminat talep etmesinin mümkün olmadığı akla gelebilecekse de ayıp hükümleri ile TBK. m. 112 hükmünün yarıştığının, sürelere uymayan alıcının da TBK. m. 112 hükmüne dayanarak zarar talep etmesinin mümkün olduğu sonucuna varıldığı ancak taktirin mahkemede olduğu'' yönünde tespit ve değerlendirme yapılmıştır.
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları ile toplanan deliller ve mahkememizce hükme ve denetime elverişli bilirkişi heyet raporu birlikte değerlendirildiğinde, satılanın alıcıya karşı satılanda bildirdiği nitelikler ile satılanın kullanım amacı bakımından değerini veya ondan beklenen faydayı ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan niteliklerin bulunmamasından doğan sorumluluğa ayıptan sorumluluk denir. Taraflar arasında yazılı sözleşme bulunmadığı anlaşılmakla birlikte satım ilişkisinin ---- yılında gerçekleştiği ancak çiçeklenmelerin ------- yılında başladığı ve davacı tarafa dava dışı şirket tarafından ihtarname gönderilerek durumun bildirildiği görülmüş olup davacı tarafından da delil tespiti dosyasıyla inceleme yaptırılmış akabinde ayıplı ----- sökülerek dava dışı şirketten yeni ------- satın alınarak değiştirilmiştir. Ayıptan sorumluluğun doğabilmesi için bir kısım maddi şartların ve şekli şartların gerçekleşmiş olması gerekir. Maddi şartlardan ilki olan ayıbın olması yönünden yapılan incelemede gerek delil tespiti dosyasında yerinde inceleme yapılarak düzenlenen bilirkişi raporunda gerekse mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesinde davalı tarafından davacı tarafa satılan camlardaki ayıbın üretimden kaynaklı olduğunun, montaj yahut başkaca bir sebepten kaynaklanmadığının tespit edildiği görülmüştür. Yine alıcının bu ayıbı bilmediği ve ayıplı malı kabul etmediği anlaşılmaktadır. Maddi şartların yanında alıcının ayıptan doğan seçimlik haklarını kullanabilmesi için satılanı gözden geçirme ve ayıbı bildirme gibi bir kısım şekli şartların da gerçekleşmiş olması gerekir. Somut olaya bakıldığında davacı ayıplı malların söküldüğü ve yerine yeni ----- takıldığı için uğranılan maddi ve manevi zararı talep etmekle, Türk Borçlar Kanunu 227. Maddesinde düzenlenen genel hükümlere göre tazminat isteme hakkına dayalı olarak talepte bulunduğu görülmüştür. Bu doğrultuda öncelikli zamanaşımı yönünden yapılan incelemede, her ne kadar bazı görüşlere göre ayıp sorumluluğuna ilişkin hükümlerin özel hükümler ,sözleşmenin hiç veya gereği gibi ifa edilmemesinden doğan tazminat talebine ilişkin hükümlerin genel hüküm niteliğinde olduğu ve özel hükmün genel hükmü dışlar kuralı gereği ayıba ilişkin hükümlerle genel tazminat talebine ilişkin hükümlerin yarışamayacağı ve ayıp dolayısıyla yalnızca özel hükümlerin uygulanacağı belirtilmiş ise de İsviçre Hukukunda hakim görüşle eski Borçlar Kanunu zamanında Türk hukukunda hakim görüşün bu iki sorumluluğa ilişkin hükümlerin yarışabileceğini ve alıcının istediğine başvurabileceğini ileri sürmekte, ancak bir kesim tarafından da sınırlı yarışma görüşü kabul edilmekle, yani alıcının gözden geçirme ve bildirim külfeti ile iki yıllık zamanaşımı ve sorumsuzluk anlaşmasına ilişkin hükümlere yine de uyması gerektiğini belirtmektedir. Bu durumda da uygulanacak olan hükmün artık genel hüküm olduğunu iddia etmek pek mümkün değildir.------Türk Borçlar Kanununun yürürlüğe girmesiyle birlikte anılan yasanın 227/2 maddesinde, alıcıya açıkça genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı saklı tutulmakla kanaatimizce de bu tartışmalara gerek kalmamış, alıcıya isterse genel hükümlere göre isterse ayıptan sorumluluğa ilişkin özel hükümlerine dayanabilme hakkı tanınmıştır. Somut olayda da davacının genel hükümlere göre tazminat talebinde bulunduğu görülmekle, Türk Borçlar Kanunu 112. Maddesi olayda uygulama alanı bulacağından ve zamanaşımı 10 yıl olduğundan, anılan yasanın 231. Maddesindeki 2 yıllık zamanaşımının uygulama alanı bulunmadığından davalının zamanaşımı itirazı yerinde görülmemiştir. Ayıbın üretimden kaynaklandığı ve davacının da gelen hükümlere göre tazminat isteme hakkına sahip olduğu ve zaman aşımı süresi içinde davanın açıldığının tespiti sonrası, mahkememizce davacının talep edebileceği maddi tazminatın miktarı yönünden bilirkişiler tarafından satın alınan --------- bedellerine ilişkin hesaplama, -------- şantiyede teslim edildiğinin tespit edildiğinden nakliye gideri talep edilemeyeceği, montaj işi için çalıştırılan işçilerin bu işi 15 günde bitirebileceği ve 15 gün için montaj maliyeti ile yemek bedelinin hesaplanması mahkememiz denetimine elverişli olup bu doğrultuda davacının toplam --------- davalı şirketten tazminat talep edebileceği anlaşılmakla bu miktar üzerinden karar verilmiş olup, fazlaya ilişkin istemi yerinde görülmemiştir. Manevi tazminat talebi yönünden yapılan değerlendirme de ise Türk Borçlar Kanunu'nun 58. maddesi gereğince kişisel hakları hâleldar olan kimse manevi tazminat isteyebilir. Böyle bir kimseye bir miktar para ödenmesi ruhsal acılarını kısmen de olsa giderme amacına yöneliktir. Malvarlığına yönelik bir eylem bu anlamında doğrudan kişisel hakları ihlal eden bir eylem niteliğinde değildir. Kişisel hakların zarar görmesi sözleriyle kişinin kişiliğe ilişkin olan hakları, diğer bir deyimle kişisel varlığı amaçlanmıştır. Şu halde Türk Borçlar Kanunu'nun 58. maddesi hükmünce manevi tazminata hükmedilebilmesi ve kişisel yararların hâleldar olması ön şart olarak aranmakta, bu hüküm mal varlığına ilişkin zarar halini kapsamamaktadır. Tüzel kişiler yönünden sözleşmeye aykırı davranış nedeniyle kural olarak manevi tazminat talep edilebileceğine ilişkin bir yasal düzenleme bulunmamaktadır,. Ancak hak sahibi ile eşya arasında duygusal bağlılık bulunması gibi istisnai hallerde manevi tazminat istenebileceği düşünülebilir. Her üzüntünün manevi tazminat borcu doğurmayacağı, somut olayda da gerek davacı tarafından kişilik haklarının nasıl ihlal edildiği hususunun dosya kapsamı ile ispatlanamamış olması gerekse somut olayda üzüntünün kaynağının kişilik haklarına ihlal niteliğinde olmayıp malvarlığı hakkının ihlali sonucunu doğurduğu kanaatine varılmakla, yasal koşulları oluşmayan manevi tazminat isteminin reddine karar vermek gerekmiştir. Açıklanan gerekçeler ile davacının açmış olduğu maddi tazminat davasının kısmen kabulüne, -------yevmiye numaralı ihtarnamesinin davalıya tebliğ tarihinin--------olduğu göz önünde --------itibaren işleyecek reeskont faizi ile --------birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, manevi tazminat isteminin reddine dair karar verilmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının açmış olduğu manevi tazminat davasının REDDİNE,
2-Davacının açmış olduğu maddi tazminat davasının KISMEN KABULÜ İLE;
86.781,43-TL'nin 13.04.2018 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile ------ birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi uyarınca alınması gerekli 5.928,03-TL harcın davacı tarafça peşin olarak yatırılan 3.013,16-TL'den mahsubu eksik kalan 2.914,87-TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 3.013,16-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 35,90-TL başvuru harcı, 212,10-TL tebligat ve müzekkere gideri, 3.000-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.248-TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 1.597,58-TL'sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan 50,00-TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 25,40-TL'sinin davacı taraftan tahsili ile davalı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davalı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden maddi tazminat davası yönünden kabul edilen kısım için karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T.'deki esaslara göre belirlenen 12.081,59-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden maddi tazminat davası yönünden red edilen kısım için karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T.'deki esaslara göre belirlenen 5.947,74 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden manevi tazminat davasının reddine karar verilmesi sebebi ile karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T.'deki esaslara göre belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333. maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
İlişkin olarak; taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde ------------ Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.09/03/2021

Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.