15. Hukuk Dairesi 2015/6044 E. , 2016/2119 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedelinin tahsili için yürütülen icra takibine itirazın iptâli, takibin devamı ve icra inkâr tazminatının tahsili istemine ilişkin olup, mahkemenin davanın reddine dair kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı yüklenici davasında, davalı ile yapmış olduğu 05.07.2011 tarihli sözleşme hükümleri uyarınca işi yapıp teslim ettiğini, iş bedeli olan 57.000,00 TL"den 46.000,00 TL"nin ödendiğini, ancak bakiyesinin ödenmediğini, bu alacağının tahsili için yapmış olduğu icra takibine de davalı tarafından itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptâli ile takibin devamına karar verilmesini istemiştir. Davalı ise cevap dilekçesinde, davacı ile akdi ilişkilerinin bulunmadığını, davacı tarafından imzalandığı ileri sürülen sözleşmedeki imzanın yetkili temsilcisine ait olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiş, 26.12.2013 günlü duruşmada ise, davacı ile sadece arıtma tesisi satın alınması konusunda sözlü sözleşme yaptıklarını, bu sözleşmenin bedeli olan 46.000,00 TL"nin de ödendiğini ileri sürmüş, mahkemece; davaya konu sözleşmedeki imzanın davalının yetkili temsilcisine ait olmadığı, davacı tarafından davalıya gönderilen 12.12.2011 tarihli faturanın da iade edildiği, bu suretle davacının davasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içerisine ... Sanayi ve Ticaret Odası"ndan gelen 12.04.2014 tarihli yazı ve eklerinden, davacı tarafça dayanılan 05.07.2011 tarihli sözleşmenin altına davalı şirket adına imzalayan ..."ın sözleşme tarihinde şirket temsilcisi olmadığı anlaşılmış, bu şahsın şirket temsilcisi gibi hareket ettiği de davacı tarafça ispatlanamamıştır. Şu halde, davaya dayanak oluşturan 05.07.2011 tarihli sözleşmenin davalıyı bağlayıcı olduğundan söz edilemez. Ancak, taraflar arasında su arıtma tesisi imalatı konusunda eser sözleşmesi ilişkisinin kurulduğu sabittir. Uyuşmazlık iş bedelinde toplanmaktadır. İşin yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan ve zaman bakımından uygulanması gereken mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 366. maddesi uyarınca, tarafların iş bedelinde daha önce anlaşmamış olmaları yada iş bedelinin tahmini olarak belirlenmesi halinde işin bedelinin yapıldığı yıl serbest piyasa rayiç fiyatlarına göre saptanması gerekmektedir. Nitekim, yargılama sırasında alınan 10.10.2014 tarihli bilirkişi kurulu raporunda da işin yapıldığı serbest piyasa rayiç fiyatlarına göre bedelinin KDV dahil 63.840,78 TL olarak tespit edilmiştir. Serbest piyasa rayiçlerine göre iş bedelinin hesabında KDV fiyatın içerisinde olduğundan ayrıca iş bedeline ilave edilemez. Bu durum karşısında bilirkişi kurulu raporunda tespit edilen iş bedelinden KDV tutarı olan 9.738,42 TL mahsup edildiğinde davacının hak ettiği iş bedelinin 54.102,36 TL olmaktadır. Davacı yüklenicinin hak ettiği bu iş bedelinden ödendiği ihtilâfsız olan 46.000,00 TL mahsup edilince davacının kalan alacağının 8.102,36 TL olduğu sonucuna ulaşılmaktadır. Bu itibarla mahkemece, davanın 8.102,36 TL üzerinden kısmen kabulü gerekirken faturanın iade edildiği ve sözleşmenin altındaki imzanın davalıya ait olmadığı gerekçeleriyle davanın tümden reddi doğru olmamış, açıklanan nedenle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle mahkeme kararının temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 05.04.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.