Esas No: 2018/4517
Karar No: 2021/6200
Karar Tarihi: 13.12.2021
Danıştay 10. Daire 2018/4517 Esas 2021/6200 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2018/4517
Karar No : 2021/6200
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı / …
(… Bakanlığı)
VEKİLİ :Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN_KONUSU :Davacı tarafından, Malatya ili, Yeşilyurt ilçesi, … Köyünde bulunan ve tapuda mera olarak kayıtlı iken Hazine adına tescil edilen taşınmazın Malatya eski …Yardımcısı … tarafından sahte tapu senedi verilmek suretiyle 15.000,00 TL bedel karşılığında kendisine satılması sonucu uğranıldığı ileri sürülen zararına karşılık 15.000,00 TL maddi tazminatın ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılan dava sonucunda, … İdare Mahkemesince, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun 15/10/2015 tarih ve E:2014/1989, K:2015/3546 sayılı bozma kararına uyulmak suretiyle, davanın kabulü ile davacının uğramış olduğu 15.000,00 TL zararın idareye başvuru tarihi olan 22/06/2007 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesi yolunda verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
TEMYİZ_EDENİN_İDDİALARI : Davalı idare tarafından, meydana gelen zararın kamu görevlisinin kişisel kusurundan kaynaklandığı, idarenin denetim ve gözetim sorumluluğunu gerektirecek nitelikte gerçekleşmediği, bu sebeple hizmet kusurunun bulunmadığı, zarara uğramasında davacının ihmal ve kusurunun bulunduğu, idareleri aleyhine harca hükmedilmesinin de hukuka aykırı olduğu belirtilerek temyize konu kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davacı tarafından savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin reddine,
2. Davanın kabulü yolundaki … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:.. sayılı temyize konu kararının ONANMASINA,
3. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (on beş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13/12/2021 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
(X)- KARŞI OY :
Dava; Malatya ili, Yeşilyurt ilçesi, … Köyünde bulunan ve tapuda mera olarak kayıtlı iken Hazine adına tescil edilen taşınmazın Malatya eski … Yardımcısı … tarafından sahte tapu senedi verilmek suretiyle 15.000,00 TL bedel karşılığında davacıya satılması sonucu, idarenin hizmet kusuru nedeniyle uğranıldığı ileri sürülen zarara karşılık 15.000,00 TL maddi tazminatın ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
Anayasanın 125. maddesinde, idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu belirtildikten sonra, son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu hükme bağlanmış; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2/1-b maddesinde ise, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, idari dava türleri arasında sayılmıştır.İdarenin hukuki sorumluluğu, kişilere lütuf ve atıfet duygularıyla belli miktarda para ödenmesini öngören bir prensip olmayıp; demokratik toplum düzeninde biçimlenen idare-birey ilişkisinin doğurduğu hukuki bir sonuçtur. İdari yargı da, bu anlayış doğrultusunda, idare hukukunun ilke ve kurallarını uygulamak suretiyle, idarenin hukuki sorumluluk alanını ve sebeplerini içtihadıyla saptamak zorundadır.
Genel anlamı ile tam yargı davaları, idarenin faaliyetlerinden ötürü, hakları zarara uğrayanlar tarafından idare aleyhine açılan tazminat davalarıdır. Bu tür davalarda mahkeme, hem olayın maddi yönünü, yani zararı doğuran işlem veya eylemleri, hem de bundan çıkabilecek hukuki sonuçları tespit edecektir.
İdare kural olarak, yürüttüğü kamu hizmetiyle nedensellik bağı kurulabilen zararları tazminle yükümlü olup; idari eylem ve/veya işlemlerden doğan zararlar, idare hukuku kuralları çerçevesinde, hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk ilkeleri gereği tazmin edilmektedir.
Tam yargı davalarında, öncelikle zarara yol açtığı öne sürülen idari işlem veya eylemin hukuka uygunluğunun denetlenmesi esas alındığından, olayın oluşumu ve zararın niteliği irdelenip, idarenin hizmet kusuru olup olmadığının araştırılması, hizmet kusuru yoksa kusursuz sorumluluk ilkelerinin uygulanıp uygulanmayacağının incelenmesi, tazminata hükmedilirken de her halde sorumluluk sebebinin açıkça belirtilmesi gerekmektedir.
İdarenin yürütmekle görevli olduğu bir hizmetin kuruluşunda, düzenlenişinde veya işleyişindeki nesnel nitelikli bozukluk, aksaklık veya boşluk olarak tanımlanabilen hizmet kusuru; hizmetin kötü işlemesi, geç işlemesi veya hiç işlememesi hallerinde gerçekleşmekte ve idarenin tazmin yükümlülüğünün doğmasına yol açmaktadır. Bu bağlamda hizmet kusuru, özel hukuktaki anlamından uzaklaşarak nesnelleşen, anonim bir niteliğe sahip, bağımsız karekteri olan bir kusurdur. Hizmet kusurundan dolayı sorumluluk, idarenin sorumluluğunun doğrudan ve asli nedenini oluşturmaktadır.
Uyuşmazlıkta; davaya konu tazminat isteminin dayanağı olayla ilgili olarak yapılan ceza yargılaması sonucu … Ağır Ceza Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı karar içeriğinde; davacının (tapu verme konusunda herhangi bir görevi bulunmayan) sanık …Yardımcısı …'na 11 milyar TL para vererek tapu aldığını, ancak tapunun sahte çıktığını, sadece sanık …’ı hatırladığını, yanında 3-4 kişinin daha olduğunu, ancak onları hatırlamadığını, sanıklardan şikayetçi olduğunu beyan ettiği görülmektedir.
Bu haliyle, tazminat istemine konu zararın davacının tapu müdürlüğüyle ilgisi olmayan kişiye taşınmaz almak için para vermek eyleminin sonucu olarak kişisel kusurundan kaynaklandığı, dolayısıyla oluşan zarardan davalı idarenin sorumlu tutulmasına hukuken olanak bulunmadığı, bu sebeple davanın reddi gerektiği sonucuna varıldığından, davanın kabulü yolunda verilen temyize konu İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği oyuyla aksi yöndeki Daire kararına katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.