3. Hukuk Dairesi 2017/6190 E. , 2019/1881 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, dava dilekçesinde özetle; 4 katlı binanın 25.11.2011 başlangıç tarihli ve 5 yıl süreli, ikamete elverişli ve bakımlı vaziyette davalıya kira sözleşmesi ile kiraya verildiğini, davalı tarafın kira sözleşmesinin bitmesinden evvel kira akdini sona erdirmek istediğini ve 2014 yılı Temmuz ayında binayı teslim edeceğini sözlü olarak bildirdiğini ancak bu tarihte teslim etmediğini, 2015 yılı Ocak ayında binayı terk ettiğini, davalının kullandığı dönemlere ilişkin elektrik ve su bedellerinin tarafından ödendiğini, bu bedellerin iadesi için ... 2.İcra Müdürlüğünün 2015/1125 Esas sayılı dosyası ile takip yaptıklarını ancak davalının itirazı nedeni ile icra takibinin durmasına karar verildiğini, kötü niyetli yapılan itirazın iptali ile davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, cevap dilekçesinde özetle; kira sözleşmesini kabul ederek 25.03.2014 tarihinde tarafların karşılıklı olarak taşınmazın Temmuz 2014 tarihinde tahliye edileceğinin kararlaştırıldığını, 01.07.2014 tarihli tutanak ile davacının maliki olduğu mecurun boş olarak teslim edildiğini ve şirket ile hiçbir ilgisinin kalmadığını, binanın davacıya tesliminden 8 ay sonra 10.03.2015 tarihli bir ihtarnamenin kendilerine tebliğ edildiğini ve bu ihtarnamede elektrik ve su borcundan değil, mecura verilen zarardan dolayı tazminin talep edildiğini, ve kendileri tarafından ihtarname ile cevap verildiğini, davacı tarafın, dava konusu taşınmazı 10.03.2015 tarihinde başka bir firmaya kiraya verdiğini, davacının talep ettiği alacakların taşınmazın davacıya teslim edildiği dönem sonrasına ait olduğunu, açılan davanın haksız ve yersiz olduğunu bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın elektrik ve su bedellerinin davalı tarafından yatırılmadığı, davacının elektrik ve su bedellerini ilgili kurumlara ödediği, davalı tarafından elektrik ve su bedellerinin ödendiğinin ispat edilemediği, bu itibarla davacının davasında haklı bulunduğu anlaşıldığından davanın kabulüne karar verilmiş ve hüküm davalı tarafça temyiz edilmiştir.
Davacı ile davalı arasında kira sözleşmesi bulunduğu ve taşınmazın davalı tarafça tahliye edildiği konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, davalı tarafça ödenen elektrik ve su faturalarından davacının sorumlu olup olmadığı noktasındadır. Taraflar arasında 25/11/2011 başlangıç tarihli ve 5 yıl süreli kira sözleşmesi imzalanmış olup davalı tarafça sunulan ve davacının imzasını taşıyan tutanak ile taşınmazın 01/07/2014 tarihinde tahliye edildiği davalı kiracı tarafından ispatlanmıştır. Davacı tarafça taşınmaz daha sonra dava dışı 3. kişiye kiraya verilmiştir.Her ne kadar mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş ise de davacı tarafça icra takibine konu edilen ve davalıdan talep edilen elektrik ve su borçlarına ilişkin faturalar bakımından borç tahakkukuna konu kullanım dönemlerine ilişkin olarak bir tespit yapılmaksızın ve gerekli tüm evraklar ilgili yerlerden istenmeksizin karar verilmiştir. Buna göre faturalandırmaların davalı kiracı tarafından mecurun tahliyesi tarihi sonrasında yapıldığı gözetilerek mahkemece, talep edilen elektrik ve su faturası bedellerine yönelik olarak su ve elektrik dağıtım şirketlerinden davalının kiracı olduğu dönemden başlayarak tüketim ekstrelerinin, sayaç okuma tarihlerinin ve varsa sayaç değişikliğine yönelik olan evraklar ile ilgili diğer bilgi ve belgelerin getirtilerek davalının, kiralananı tahliye tarihinden önceye ait olan elektrik ve su kullanım borcundan sorumlu olacağı, tahliye sonrasındaki kullanıma ilişkin bedelden sorumlu olmayacağı dikkate alınarak bu hususta alanında uzman bilirkişiden rapor aldırılması gerekirken yanılgılı değerlendirme ve açıklanan gerekçe ile davanın kabulü yönünde hüküm tesisi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 11/03/2019 gününde oy bilirliğiyle karar verildi.