Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/10160
Karar No: 2013/24476

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2013/10160 Esas 2013/24476 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2013/10160 E.  ,  2013/24476 K.

    "İçtihat Metni"


    Mahkemesi :İş Mahkemesi


    Dava, ölüm aylığı bağlanması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir.
    Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne; davalı Kurumun davacıya yetim aylılığı bağlamamak hususundaki işleminin iptaline, karar verilmiştir.
    Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    1-Davacının 08.05.2001 tarihinde vefat eden 506 sayılı Yasa Kapsamında sigortalı eşinden dolayı ölüm aylığı almakta iken, 03.04.2002 tarihinde 1479 sayılı Yasaya tabi sigortalı olan babasından dolayı da ölüm aylığı talebine ilişkin 24.08.2011 tarihli talebi ile kuruma başvurduğu, davalı Kurumun ise davacının zaten eşi üzerinden aylık aldığı gerekçesi ile talebi reddetmesinden sonra kurumca yapılan işlemin iptali ve aylık bağlanması talebiyle bu davayı açtığı anlaşılmaktadır.
    Mahkemece, davalı Kurumun davacıya aylık bağlamama yönündeki işleminin iptaline karar verilmiş ise de, verilen karar eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeye dayalıdır.
    Davanın temel yasal dayanağı olan 1479 sayılı Kanunun “eş ve çocuklara, ana ve babaya tahsis yapılması” başlığını taşıyan 45’inci maddesinde, sigortalının; 18 yaşını (veya ortaöğretim yapması halinde 20 yaşını, yükseköğretim yapması halinde 25 yaşını) doldurmamış veya yaşları ne olursa olsun çalışamayacak durumda malûl bulunan çocukları ile geçimini sağlayacak başka bir geliri olmamak koşulu ile yaşları ne olursa olsun evlenmemiş kız çocuklarına aylık bağlanacağı belirtilmiş olup, anılan madde, 02.08.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4956 sayılı Kanunun 23’üncü maddesiyle yeniden düzenlenerek, evli olmayan/boşanan/dul kalan kız çocuklarına ölüm aylığı bağlanabilmesi için “geçimini sağlayacak başka bir geliri olmama” şartı, “bu Kanun ile diğer sosyal güvenlik kanunları kapsamında çalışmama, bu kanunlar kapsamındaki çalışmalarından dolayı gelir veya aylık almama” olarak değiştirilmiştir.
    Davacının babasının 03.04.2002 tarihinde vefat ettiği dikkate alındığında, babasının ölüm tarihinde yüyürlükte olan düzenlemeye göre mahkemece irdeleme yapılması gerekecektir. Bu kapsamda aylığın bağlanması şartları değerlendirilerek mahkemece davacıya babası üzerinden ölüm aylığı bağlanabilmesi için “geçimini sağlayacak başka geliri olmama koşulunun” somut olay bakımından gerçekleşip gerçekleşmediği irdelenmemiştir. Bu yönüyle karar eksik incelemeye dayalıdır. Mahkemece davacının geçimini nereden sağladığı, başka bir çalışması olup olmadığı araştırılarak bir karar verilmelidir.
    Diğer taraftan, yapılacak araştırma sonucunda davacının geçimini sağlayacak başka bir geliri olmama koşulunu gerçekleştirmediğinin anlaşılması halinde, başka bir ifade ile geçimine yetecek gelirinin varlığının anlaşılması halinde ise, 1479 sayılı Yasanın 45’inci maddesinde 4956 sayılı Yasa ile 02.08.2003 tarihi itibari ile eklenen değişiklikler dikkate alınmak suretiyle irdeleme yapılmalıdır.
    2–1479 sayılı Kanunun “Hakkın Düşmesi” başlıklı 78. maddesinde, “Bu Kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, cenaze yardımı ve ölüm toptan ödeme hakları, hakkı doğuran olay tarihinden başlanarak 10 yıl içinde istenmezse düşer.
    Malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarından herhangi bir döneme ilişkin aylığını 5 yıl içinde almayanların, bu döneme ilişkin aylıkları ödenmez.”
    “Ölüm aylığının Başlangıcı” başlıklı 43. maddesinin üçüncü fıkrasında “Hakkı doğuran olay tarihinden 5 yıl geçtikten sonra talepte bulunanların ölüm aylıkları, talep tarihini takip eden aybaşından itibaren başlar.” hükmü yer almaktadır. Söz konusu hüküm ile belli bir süre (beş yıl) talep edilmeyen ölüm aylıklarının ödenmeyeceği öngörülmüş, ancak yeniden bu haklara kavuşmak isteyen hak sahibi için mutlaka Kuruma yazılı olarak başvuru koşulu getirilmiştir. Buradaki yazılı talep koşulu hem geçerlilik hem de ispat koşuludur.
    Mahkemece açıklanan ilkeler çerçevesinde araştırma yapıldıktan sonra davacıya aylığın bağlanması gerektiği kanısına varıldığı takdirde 1479 sayılı Yasanın 43. maddesi ile 5510 sayılı Yasanın 97. maddesi de gözönünde bulundurmak suretiyle bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    3-Kabule Göre de, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297. maddesinin (2). Fıkrasında, “hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir”, hükmü öngörülmesine rağmen, Mahkemece hükmün infazında tereddüt oluşturacak şekilde, davacının hangi tarihten itibaren aylığa hak kazandığı, aylığın hangi tarihten itbaren başlayacağı hususları belirtilmeksizin, ayrıca kanunda yer almayan yetim aylığı tabiri kullanılmak suretiyle yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    Mahkemece, bu maddi ve hukuki esaslar göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O hâlde, davalı Kurum avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 16.12.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi