Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2019/631 Esas 2019/8132 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/631
Karar No: 2019/8132
Karar Tarihi: 02.12.2019

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2019/631 Esas 2019/8132 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davalıya ait olan bir taşınmazın hissesinin ön alım hakkından kaynaklanan tapu iptali ve tescil talebiyle davacı tarafından dava açılmıştır. Davacı, davalının haberi olmadan dışarıdan bir kişiyle takas yaptığını öğrenmiş ve ön alım hakkını kullanmak istemiştir. Davalı ise hak düşürücü sürenin geçtiğini, fiili bir taksim bulunduğunu ve taşınmaz paydaşlarının özel olarak kendi aralarında taksim yaptığını savunarak davanın reddini talep etmiştir. İlk karar davalı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay tarafından onanmıştır. Ancak yapılan karar düzeltme başvurusu sonucu hükmün bozulması kararlaştırılmıştır. Mahkeme, yapılacak usulüne uygun keşfin ardından tarafların var olan tüm delillerini de dikkate alarak sonuca ulaşılması gerektiği kararını vermiştir.
TMK: Türk Medeni Kanunu
Madde 2: Hak sahibi malikin dürüstlük kurallarına aykırı olarak üçüncü kişiden satın aldığı malı, satıcının hak hukukunu zedeleyecek şekilde tutamaz ve satamaz.
Madde 17: Hak düşürücü süre, ilgilinin uğradığı zararın miktarı ile açıkça belirlenmiş olması şartıyla, genel olarak bir yıldır.
14. Hukuk Dairesi         2019/631 E.  ,  2019/8132 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 10/12/2012 gününde verilen dilekçe ile ön alım hakkından kaynaklanan tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 12/12/2017 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne, duruşmanın değerden reddine karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    _ K A R A R _
    Dava, ön alım hakkından kaynaklanan tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir.
    Davacı vekili, müvekkilinin ... ili, ... ilçesi, Akören Köyü, 796 parsel sayılı taşınmazın hissedarı olduğunu, taşınmazın 5/408 hissenin davalıya satıldığını öğrendiğini beyan ederek ön alım hakkından kaynaklanan tapu iptal ve tescil talebinde bulunmuştur.
    Davalı vekili, hak düşürücü sürenin geçtiğini, dava dışı ... ile davalının gerçekte takas yaptığını, taşınmaz üzerinde fiili taksim bulunduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen ilk karar, davalı vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 28.01.2016 gün ve 2014/16169 Esas ve 2016/1087 Karar sayılı ilamı ile onanmıştır.
    Davalı vekili, onama kararına karşı karar düzeltme talebinde bulunmuş ve Dairemiz 28.11.2016 gün ve 2016/5266 Esas ve 2016/9807 Karar sayılı ilamı ile "...şerh lehtarlarına dava ihbar edilmeden ve taraf teşkili sağlanmadan yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş ve yerel mahkeme kararının bu nedenle bozulması gerekirken sehven onandığı anlaşılmakla davalı vekilinin karar düzeltme istemi kabul edilmiştir" gerekçesiyle bozma kararı vermiştir.
    Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davanın kabulü ile davalı adına kayıtlı ... ili, ... ilçesi, Akören Köyü, 796 parsel sayılı taşınmazın 5/408 hissenin iptali ile davacı adına payın haciz şerhi ile yükümlü tutulmadan tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
    Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
    1)Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
    2)Davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince; ön alım davasına konu paya ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanması TMK’nin 2. maddesinde yer alan dürüst davranma kuralı ile bağdaşmaz. Kötü niyet iddiası 14.02.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de kendiliğinden nazara alınması gerekir. Bu halde savunmanın genişletilmesi söz konusu değildir. Eylemli paylaşmanın varlığı halinde davanın reddi gerekir.
    Somut olayda; mahkemece; davalının fiili taksim savunmasında bulunduğu dikkate alınarak, tarafların var olan tüm delilleri toplanıp usulüne uygun keşif yapılmalı, özellikle zeminde davacının ve davalının veya davalıya pay satan kişi ya da kişilerin kullandığı yer olup olmadığı araştırılmalı, varsa tanıkların ve tarafların gösterdiği yerleri belirtir şekilde bilirkişilerden denetime elverişli krokiye bağlanmış rapor alınmalı ve toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
    O halde mahkemece, davalı vekilinin fiili taksim savunmasına ilişkin araştırma yapılması gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bent uyarınca davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile; hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.12.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.