Esas No: 2022/2041
Karar No: 2022/3526
Karar Tarihi: 16.03.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/2041 Esas 2022/3526 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, davalıya ait işyerinde çalıştığını ve iş akdinin feshedildiğini, ücretinin elden ödendiğini ve yol-yemek ücretinin ödenmediğini, şirket logolu kıyafetlerin maaştan kesildiğini ve yıllık izinlerin kullanılmadığını iddia ederek alacaklarının tahsilini talep etmiştir. Davalı ise davacının istifalarının bulunduğunu ve ücretinin ödendiğini, fazla çalışma ve genel tatil günü çalışması olmadığını, elbise ücreti kesintisinin bulunmadığını ve alacakların zamanaşımına uğradığını iddia etmiştir. Mahkeme, delillere dayanarak davanın kısmen kabulüne karar vermiştir. Ancak, dosyada bulunan ve matbu olarak hazırlandığı tespit edilen istifa dilekçeleri ve davacının tanık beyanları göz önüne alındığında, davacının istifa iradesi olmadığı, diğer çalışanlar gibi davacıdan da iradesi dışında istifa dilekçesi alındığı ve bu nedenle istifaya itibar edilemeyeceği açıktır. Bu nedenle, iş sözleşmesinin işverence haklı neden olmaksızın feshedildiği göz önüne alınarak, davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığının kabulü gerekmektedir. Kararın kanuni dayanağı ise, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 24. maddesi ve işçinin istifası hakkında özel bir düzenleme bulunmamasıdır.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davalıya ait işyerinde 17/10/2012 tarihinde işe başladığını, görevinin kabin görevlisi – host olduğunu, 14/8/2014 tarihinde iş akdinin feshedildiğini, ücretinin 1500 TL/net olduğunu, asgari ücret kısmının bankaya yatırıldığını bakiyesinin elden ödendiğini, yol ve yemek ücretinin ödenmediğini, ay içerisinde 28-29 gün sürekli olarak çalıştığını, 24 saat otobüste bulunduğunu, eve gitmediğini, ya otobüste uyuduğunu ya da peronda beklediğini, ay içerisinde nadiren 1-2 gün evde dinlendiğini, şirket logolu kıyafetlerin ücretinin maaşından kesildiğini, yıllık izinlerinin kullandırılmadığını, genel tatil günlerinde çalışmasına devam ettiğini iddia ile alacaklarının tahsilini talep etmiştir.
Davalılar Cevabının Özeti:
Davacının çalışmalarının kesintili olduğunu, son olarak 11/4/2014 tarihinde işe girdiğini, davacının ilk işe girdiğini 17/10/2012 tarihinde işe girmiş olduğunu iddia etmiş olmasına rağmen son işe girişinin 11/4/2014 olduğunu, davacının çalışmalarının fasılalı olduğunu, her seferinde istifa ederek ayrıldığını, el yazısı ile hazırlamış olduğu belgelerin bulunduğunu, yasanın mefhumu muhalifinden anlaşıldığı üzere iş akdinin işçi tarafından haklı nedenle sonlandırılmaması halinde kıdem tazminatı alacağının bulunmadığını, davacının ücretinin 900 TL/net olduğunu, bordroların davacının imzası ile tevsik edildiğini, bakiye ücret alacağının bulunmadığını, ödemelerin banka aracılığı ile yapıldığını, davacının fazla çalışmasının bulunmadığını, ara dinlenmeler ile birlikte 8-9 saat çalışmasının bulunduğunu, haftalık 45 saati aşan çalışmanın bulunmadığını, elbise ücreti kesintisine ilişkin iddianın gerçeği yansıtmadığını, genel tatil günü çalışmasının da bulunmadığını, alacakların zamanaşımına uğradığını iddia ile davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının tüm, davacının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında davacının iş sözleşmesinin sona erme şekli konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Genel olarak iş sözleşmesini fesih hakkı hak sahibine karşı tarafa yöneltilmesi gereken tek taraflı bir irade beyanı ile iş sözleşmesini derhal veya belirli bir sürenin geçmesiyle ortadan kaldırabilme yetkisi veren bozucu yenilik doğuran bir haktır. İşçinin haklı nedenle derhal fesih hakkı 4857 sayılı İş Kanunu'nun 24. maddesinde düzenlenmiştir. İşçinin önelli fesih bildiriminin kanuni düzenlemesi ise aynı Yasanın 17. maddesinde ele alınmıştır. Bunun dışında İş Kanunu'nda işçinin istifası özel olarak düzenlenmiş değildir.
İşçinin haklı bir nedene dayanmadan ve bildirim öneli tanımaksızın iş sözleşmesini feshi, istifa olarak değerlendirilmelidir. İstifa iradesinin karşı tarafa ulaşmasıyla birlikte iş ilişkisi sona erer. İstifanın işverence kabulü zorunlu değilse de, işverence dilekçenin işleme konulmamış olması ve işçinin de işyerinde çalışmaya devam etmesi halinde gerçek bir istifadan söz edilemez. Bununla birlikte istifaya rağmen tarafların belirli bir süre daha çalışma yönünde iradelerinin birleşmesi halinde kararlaştırılan sürenin sonunda iş sözleşmesinin ikale yoluyla sona erdiği kabul edilmelidir.
İşçinin istifa dilekçesindeki iradesinin fesada uğratılması da sıkça karşılaşılan bir durumdur. İşverence tazminatların derhal ödenmesi ve benzeri baskılarla işçiden yazılı istifa dilekçesi vermesini talep etmesi ve işçinin buna uyması halinde gerçek bir istifa iradesinden söz edilemez. Bu halde feshin işverence gerçekleştirildiği kabul edilmelidir.
Somut olayda, Mahkemece “... Taş Tur San Tic Ltd Şti’ye ait işyerinde 11/4/2014 -14/8/2014 tarihleri arasında çalışmış bulunmaktayım. Söz konusu çalışma sürem içerisinde doğan tüm sözleşmeden kaynaklanan haklarımı aldım. İşyerinizden şahsi gerekçelerimden kendi istek ve rızamla herhangi bir baskı olmadan 14/8/2014 tarihinde ayrılmak istiyorum. Gerekli işlemlerin yapılmasını arz ederim” şeklindeki istifa dilekçesi dikkate alınarak, iş sözleşmesinin davacı tarafından istifa suretiyle feshedildiği sonucuna varılmış olup, davacının kıdem ve ihbar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir. Ne var ki, dosyada 3 adet(15/10/2012 -28/4/2013, 17/5/2013 -16/12/2013 ve 11/04/2014-14/08/2014 dönemleri yönünden) istifa dilekçesi bulunduğu, mevcut istifa dilekçelerinin noktasından virgülüne kadar birebir aynı ifadeler içerdiği, dilekçelerde tarih bulunmadığı ve matbu olarak düzenlendiği tespit edilmiştir. Davacı tanığı ... da davacının işten çıkartıldığını, davalı firmanın işçiler çıkmasa bile işçilerden zorla ve çeşitli sebeplerle istifa dilekçesi aldığını ifade etmiştir.
Dosya kapsamı ile tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde, davacının istifa iradesi olmadığı, diğer çalışanlar gibi davacıdan da iradesi dışında istifa dilekçesi alındığı bu nedenle istifaya itibar edilemeyeceği açıktır. Mahkemece iş sözleşmesinin işverence haklı neden olmaksızın feshedildiği göz önüne alınarak, davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığının kabulü gerekirken, hatalı hukuki değerlendirme yapılmak suretiyle kıdem ve ihbar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 16/03/2022 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillere kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün onanması gerektiğini düşündüğümden sayın çoğunluğun bozma düşüncesine katılmıyorum. 16.03.2022
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.