10. Hukuk Dairesi 2013/7114 E. , 2013/24469 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Dava, yersiz ödenen aylıkların tahsili istemine ilişkinidir.
Mahkeme, ilamda belirtildiği şekilde; davanın kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davacı SGK Başkanlığı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Dosyadaki bilgi ve belgelerden; 02/08/1984 tarihinde meydana gelen iş kazası nedeniyle malul olan davalıya, Kurumca 02/08/1993 tarihinden itibaren maluliyet aylığı bağlandığı, fakat, sonradan davacının 29/09/1997 tarihinden 26/08/2009 tarihine kadar Mutki Belediye Başkanlığında daktilograf olarak 5434 sayılı Yasa kapsamında memur sıfatıyla çalıştığının tespit edilmesi nedeniyle, yersiz ödenen aylıkların tahsilinin istendiği, dava dilekçesinde 02/08/1993-26/08/2009 tarihleri arasında, kurumca yapılan işlemde ise davalı sigortalıdan kurumca 01/01/2005-01/09/2009 tarihleri arasındaki ödemeler tutarının istenildiği anlaşılmakta olup, öncelikle, davacı Kurumun eldeki davada talebinin net olarak belirlenebilmesi için talebi açıklattırılmaya muhtaçtır.
2-Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de; verilen kararın, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeye dayalı olduğu anlaşılmaktadır.
Mahkemece, davanın yasal dayanağının 5335 sayılı Yasanın 30/2 maddesi olduğu belirtilmiş ise de; aslen davanın yasal dayanağının 5335 sayılı Yasanın 30/2. maddesi değil, 1479 sayılı Yasanın 28 ve devamı maddeleri olduğu belirgindir.
1479 sayılı Kanunun 28. maddesine göre, “Bu Kanunun uygulanmasında çalışma gücünün en az üçte ikisini yitirdiği tesbit edilen sigortalı malûl sayılır. Şu kadar ki, bu Kanuna tabi sigortalılığın başladığı tarihte malûl sayılacak derecede hastalık veya arızası bulunduğu önceden veya sonradan tespit edilen sigortalı, bu hastalık veya arızası nedeniyle malûllük sigortası yardımlarından yararlanamaz.” şeklindeki düzenleme ile birlikte aynı yasanın 33. maddesinde yer alan "Yapılan kontrol muayenesi sonucu malullük halinin kalktığı anlaşılması halinde, malullük aylığı kesilir." hükümleri birlikte değerlendirildiğinde eldeki davada 5335 sayılı Yasanın 30/2. maddesinde yer alan emeklilik veya yaşlılık aylığı alanlara yönelik çalışma yasağının maluliyet aylığı alanları kapsamadığı, bu nedenle eldeki davada da Kurumca 5335 sayılı Yasanın 30/2 maddesi kapsamında istem hakkının bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Diğer taraftan Kurumca 1479 sayılı Yasanın 28 ve devamı maddelerindeki kontrol muayenesi sonucunda maddelerde belirtilen şartların gerçekleşip gerçekleşmediği ve bu kapsamda talebinin bulunup bulunmadığı belirlenmeli ve davalı sigortalının kontrol muayenesi olup olmadığı ve sonucunda aylık şartlarının veya maluliyet durumunun bulunup bulunmadığı araştırılmalı, var ise de 5510 sayılı Yasnın 96. maddesi hükümleri gereğince irdeleme yapılmalıdır.
3-5510 sayılı Yasanın 96. maddesinin süregelen uyuşmazlıklarda uygulanmasının zorunlu olması nedeniyle bu maddedeki, “Kurumca işverenlere, sigortalılara, isteğe bağlı sigortalılara gelir veya aylık almakta olanlara ve bunların hak sahiplerine, genel sağlık sigortalılarına ve bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilere, fazla veya yersiz olarak yapıldığı tespit edilen bu Kanun kapsamındaki her türlü ödemeler;
a) Kasıtlı veya kusurlu davranışlarından doğmuşsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla on yıllık sürede yapılan ödemeler, bu ödemelerin yapıldığı tarihlerden,
b) Kurumun hatalı işlemlerinden kaynaklanmışsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla beş yıllık sürede yapılan ödemeler toplamı, ilgiliye tebliğ edildiği tarihten itibaren üç ay içinde yapılacak ödemelerde faizsiz, üç aylık sürenin dolduğu tarihten sonra yapılacak ödemelerde ise bu süre sonundan itibaren hesaplanacak olan kanunî faizi ile birlikte, ilgililerin Kurumdan alacağı varsa bu alacaklarından mahsup edilir, alacakları yoksa genel hükümlere göre geri alınır…” düzenlemesini içermesi karşısında;anılan madde hükmü çerçevesinde davalı Kurumca istirdatı mümkün olan yersiz ödeme dönemi ve miktarı belirlenerek, varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmesi gerekirken,eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davacı Kurum vekilinin, bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hükmü temyiz etmeyen davalı ... yönünden davacı Kurum lehine oluşan usuli kazanılmış hak durumu da nazara alınarak, karar verilmek üzere hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 16.12.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.