20. Ceza Dairesi 2017/2741 E. , 2018/356 K.
"İçtihat Metni"Yüksek Adalet Bakanlığı"nın, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... "in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 191/1 ve 62. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 191/2. maddesi uyarınca denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ve 5271 sayılı CMK"nın 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair İstanbul Anadolu (Kapatılan) 38. Sulh Ceza Mahkemesinin 02/07/2014 tarihli ve 2013/913 esas, 2014/465 sayılı ilişkin kararın kanun yararına bozulması talebi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 03/07/2017 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
İncelenen Dosyadan ;
1- Sanık hakkında 09/02/2013 tarihli eylem nedeni ile İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 03/04/2013 tarihli, 2013/6718 iddianame sayılı iddianamesi ile 5237 sayılı TCK"nın 191/1, 53 ve 54. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açıldığı,
2- İstanbul Anadolu (Kapatılan) 38. Sulh Ceza Mahkemesinin 02/07/2014 tarihli 2013/913 esas ve 2014/465 karar sayılı kararı ile sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 191/1 ve 62. maddesi uyarınca 10 ay hapis cezasına, TCK’nın 53/1. maddesi uyarınca hak yoksunluklarına hükmettiği ve 5320 sayılı kanunun geçici 7. maddesi ve 5271 sayılı CMK’nın 231/5. maddesi uyarınca hükmün açıklanılmasının geri bırakılmasına karar verdiği, bu kararla birlikte sanık hakkında 5237 satılı TCK’nın 191/6. maddesi dalaletiyle 191/2 . maddesi uyarınca denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına, ve 191/6 ve 7. maddeleri uyarınca cezanın infazının ertelenmesine karar verdiği ve kararın 04/09/2014 tarihinde itiraz edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmıştır.
Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında,
"6545 sayılı Kanun ile 5320 sayılı Kanun"a eklenen geçici 7. maddenin 2. fıkrasında yer alan, “Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Türk Ceza Kanunu"nun 191 inci maddesinde tanımlanan suç nedeniyle yürütülen kovuşturmalarda, hakkında daha önce denetimli serbestlik veya tedavi tedbiri uygulanmayan kişilerle ilgili olarak 191 inci madde hükümleri çerçevesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilir.” biçimindeki düzenleme gereğince, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi sonrasında, sanık hakkında ayrıca 6545 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı Kanun’un 191/3. maddesi uyarınca 1 yıl süre ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verilmiş ise de; anılan Kanun"un 191/3. maddesindeki " Erteleme süresi zarfında şüpheli hakkında asgari bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbiri uygulanır. Bu süre Cumhuriyet savcısının kararı ile üçer aylık sürelerle en fazla bir yıl daha uzatılabilir. Hakkında denetimli serbestlik tedbiri verilen kişi, gerek görülmesi hâlinde denetimli serbestlik süresi içinde tedaviye tabi tutulabilir." şeklindeki düzenlemeden de anlaşılacağı üzere, anılan maddenin uygulama alanının uyuşturucu madde bulundurmak veya kabul etmek suçundan başlatılan soruşturma aşamasında kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilmesi hâli ile sınırlı olduğu gözetilmeksizin sanık hakkında yazılı şekilde tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine hükmedilmesinde isabet görülmemiştir.’’ denilerek İstanbul Anadolu (Kapatılan) 38. Sulh Ceza Mahkemesinin 02/07/2014 tarihli 2013/913 esas ve 2014/465 karar sayılı kararının bozulması istenmiştir.
Yapılan incelemede,
6545 sayılı Kanunun 68. maddesi ile değişik TCK’nın 191. maddesinin 3. fıkrası uyarınca kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan denetimli serbestlik tedbirine yalnızca soruşturma aşamasında kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile birlikte Cumhuriyet savcısı tarafından karar verilebileceği, kovuşturma aşamasında suçtan dolayı kurulan hüküm ve 5320 sayılı Kanunun geçici 7. maddesi uyarınca verilen hükmün açıklanılmasının geri bırakılması kararı ile birlikte tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine karar verilemeyeceği gözetilmeden bu yönde hüküm kurulması, kanuna aykırı olup, kanun yararına bozma talebi yerinde görüldüğünden İstanbul Anadolu (Kapatılan) 38. Sulh Ceza Mahkemesinin 02/07/2014 tarihli ve 2013/913 esas, 2014/465 sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun"un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığı"na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na gönderilmesine, 18/01/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.