4. Hukuk Dairesi 2016/458 E. , 2018/3927 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Asıl ve birleşen davada davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 09/10/2013 (asıl) - 13/12/2013 (birleşen) günlerinde verilen dilekçeler ile savunma sınırları aşılarak kişilik haklarına saldırıda bulunulduğu iddiasına dayalı manevi tazminat istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; Mahkemece asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine dair verilen 16/09/2015 günlü kararın Yargıtay"ca duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından, duruşmasız olarak incelenmesi de davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 08/05/2018 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine duruşmalı temyiz eden davalı vekili Avukat ... ile karşı taraftan davacı vekili Avukat ... geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra taraflara duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hâkimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kâğıtlar incelenerek gereği düşünüldü.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre tarafların asıl davaya yönelik temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Davacının birleşen davaya yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Asıl ve birleşen dava, savunma sınırları aşılmak suretiyle kişilik haklarına saldırıya dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
Birleşen davada davacı vekili; davalının asıl davaya sunmuş olduğu 14/11/2013 tarihli cevap dilekçesinde, müvekkiline karşı hakaret ve tehdit içeren beyanlarda bulunduğunu, dilekçedeki ifadelerin savunma sınırlarını aşan, müvekkilinin mesleki onurunu zedeleyen ifadeler olduğunu belirterek, manevi tazminat isteminde bulunmuştur.
Davalı vekili; birleşen davaya konu edilen dilekçede yalnızca savunma yapıldığını, hakaret ve tehdit içeren ifadelerin bulunmadığını belirterek, davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, birleşen dava yönünden, davalı tarafından sunulan 14/11/2013 tarihli davaya cevap dilekçesinin savunmaya ilişkin olduğu, beyanların savunma hakkı kapsamında kaldığı, davacıya yönelik hakaret ve tehdidin bulunmadığı, manevi tazminat koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Birleşen davaya konu 14/11/2013 tarihli dilekçede yer alan ifadeler nedeniyle, davalı hakkında ... 17. Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/136 esas sayılı dosyası üzerinden kamu davası açılmıştır. Ceza Mahkemesince davalı sanığın atılı suçtan beraatine karar verilmiş, hüküm henüz kesinleşmemiştir.
6098 sayılı TBK"nun 74. maddesi uyarınca hukuk hakimi, ceza mahkemesinin beraat kararı ile bağlı değil ise de; hem ilmi, hem de kökleşmiş yargı kararlarında ceza mahkemesince belirlenen maddi olgunun hukuk hakimini bağlayacağı kabul edilmektedir. ... 17. Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/136 esas sayılı dosyasının kesinleşmesi beklenmeli ve ondan sonra tüm kanıtlar birlikte değerlendirilerek varılacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Mahkemece açıklanan yönler gözetilmeyerek yazılı biçimde karar verilmiş olması, usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın, yukarıda (2) numaralı bentte gösterilen nedenlerle, birleşen dava yönünden BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacının birleşen davaya yönelik diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, tarafların asıl davaya yönelik temyiz itirazlarının (1) numaralı bentte gösterilen nedenlerle reddine ve davacı yararına takdir olunan 1.630,00 TL duruşma avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesine, davacıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 08/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.