22. Hukuk Dairesi 2016/13333 E. , 2019/11957 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalıya ait işyerinde 16.11.2005-15.07.2013 tarihleri arasında çalıştığını olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin davacı tarafından haklı sebeple feshedildiğini ileri sürerek kıdem tazminatı, fazla çalışma ücreti ile yıllık izin ücreti alacağının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu:
Kararı, davalı temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Taraflar arasında iş sözleşmesinin haklı sebeple feshedilip feshedilmediği konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
İşveren tarafından işçinin ücretinin kanun hükümleri veya sözleşme şartlarına uygun olarak hesap edilmemesi veya ödenmemesi, 4857 sayılı İş Kanununun 24. maddesinin 2/e alt bendine göre, iş sözleşmesinin işçi tarafından haklı feshi için bir sebep oluşturur.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.
Somut uyuşmazlıkta, davacı iş sözleşmesini ücretlerinin düzenli ve zamanında ödenmemesi sebebiyle iş sözleşmesini haklı olarak feshettiğini ileri sürmüş, davalı taraf ise işten kendi isteği ile ayrılan işçinin kıdem tazminatına hak kazanamayacağını savunmuştur. Mahkemece, işyerinde ücret ödemelerinin düzenli yapıldığı ve işverenin temerrüde düştüğünden söz edilemeyeceği, imzalı ve çekincesiz bordrolarda fazla çalışmaların tahakkuk ettirilerek ödendiği, davacının yıllık izinlerini kullandığı, bu sebeplere dayalı feshin haklı kabul edilemeyeceği, ancak davacı işçinin sigorta primlerinin gerçek ücreti üzerinden yatırılmadığı, bu hususun dahi haklı fesih sebebi olduğu gerekçesiyle davacının kıdem tazminatı talebinin kabulüne karar verilmiştir.
Ne var ki, hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının ücreti bordroya göre aylık brüt çıplak ücreti 1.244,25 TL ( 73,40 TL tutarında asgari geçim indirimi hariç net 889,35 TL) olarak belirlenmiştir. Davacı dava dilekçesinde, net ücretinin 1.300 TL olduğunu ve bu tutarın yaklaşık net 1.100 TL olarak bildirildiğini ifade etmiş ise de, mahkemece kayıtlara itibar edilerek davacının ücreti belirlenmiştir. Dosya kapsamındaki bordrolar ile Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilen prime esas kazanç miktarı arasında bir uyumsuzluk da bulunmamaktadır. Hal böyle iken, davacının kıdem tazminatı işverence düzenlenen bordroda bildirilen ücret üzerinden hesap edildiği halde, işçinin sigorta primlerinin gerçek ücreti üzerinden yatırılmadığı gerekçesiyle feshin haklı olduğuna sonucuna varılması isabetsizdir.
Diğer taraftan, davacı dosyaya sunduğu 15.07.2013 tarihli ihtarnamesinde açıkça fazla çalışma, resmi bayram mesai ücretlerinin ödenmemiş olması sebebiyle de iş sözleşmesini feshettiğini bildirmiştir. Mahkemece her ne kadar imzalı ve çekincesiz bordrolarda fazla çalışmaların tahakkuk ettirilerek ödendiği gerekçesiyle davacının fazla çalışma ücreti alacağının bulunmadığı sonucuna varılmış ise de, dosya kapsamındaki bazı bordrolarda imza bulunmadığının gözden kaçırıldığı anlaşılmaktadır. Bu itibarla işçinin fazla çalışma yaptığını tanık delili ile ispatlaması mümkün olup, bu halde, bordroda tahakkuk eden miktarın (banka kayıtları ile örtüştüğü oranda) hesaplanan fazla çalışma ücretinden mahsubu suretiyle sonuca gidileceği açıktır. Somut olayda her ne kadar davacı tanıkları husumetli ise de, davalı tanığı davacının 08.30-20.00 saatleri arasında arasında ve Cumartesi günleri ise 08.30-17.00 saatleri arasında çalıştığını ifade etmiştir. Şu halde, imzasız bordroların ait olduğu dönem yönünden yukarıda açıklanan ilke ve esaslar doğrultusunda değerlendirme yapılarak davalı tanığının beyanına göre davacının fazla çalışma yapıp yapmadığı belirlenmeli, imzasız bordrolardaki fazla çalışma ücretleri hesaplanan fazla çalışma ücretinden mahsup edilmek suretiyle sonuca gidilmelidir. Davacı fesih ihtarnamesinde, fazla çalışma ücretinin ödenmemesini haklı fesih sebebi olarak bildirmiştir. Bu itibarla, mahkemece fazla çalışma konusunda yapılacak araştırma ve incelemenin sonucuna göre, iş sözleşmesinin işçi tarafından haklı sebeple feshedilip feshedilmediği yeniden ele alınmalı, bu araştırmanın sonucuna göre işçinin ödenmeyen fazla çalışma ücreti bulunduğu kanaatine varıldığı takdirde usuli kazanılmış haklar da göz önünde bulundurularak kıdem tazminatı talebinin kabulüne, aksi takdirde feshin haklı bir sebebe dayandığı ispatlanamadığından kıdem tazminatı talebinin reddine karar verilmelidir. Mahkemece belirtilen yönler nazara alınmadan eksik inceleme ve araştırma ile hüküm kurulması hatalı olup, kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.
Sonuç: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 28.05.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.