10. Hukuk Dairesi Esas No: 2019/4468 Karar No: 2020/3901 Karar Tarihi: 25.06.2020
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2019/4468 Esas 2020/3901 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2019/4468 E. , 2020/3901 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi No : 2018/286-2019/181
Dava, hizmet süreleri ile prime esas kazancın tespiti istemine ilişkindir. Mahkeme, bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar vermiştir. Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Dava 5510 sayılı Kanun’un geçici 7/1’inci maddesi uyarınca uygulama alanı bulan, mülga 506 sayılı Kanun’un 79/10 hükmü uyarınca açılmış hizmet tespiti davasıdır. Bu tür sigortalı hizmetlerin tespitine ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkindir. Bu nedenle özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu çerçevede hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyerek, gerekli araştırmaların re"sen yapılması ve kanıtların toplanması gerektiği göz önünde bulundurulmalıdır. 506 sayılı Kanunun 4. maddesinde “sigortalıları çalıştıran gerçek ve tüzel kişiler” işveren olarak tanımlanmıştır. ”Çalıştıran” olgusu, tespiti istenen sürelere ilişkin hizmet akdinin tarafı konumunda olan ve hizmet akdini düzenleyen “işvereni” ifade etmektedir. Sigortalının taraf olduğu hizmet akdinin hangi işveren tarafından düzenlenmiş olduğu tespit edilip, hizmet tespitine yönelik davanın, anılan Yasanın 79/10. maddesine göre, sigortalıyı fiilen çalıştıran işverene yöneltmesi gerekir. İncelenen dosyada; mahkemece davalı ... hakkında kurulan hüküm isabetli ise de, davacının davaya konu çalışmalarının davalının kardeşi ..."ın işyerinde geçtiğinin anlaşılmasına göre, dava tarihi itibariyle davalı ... yönünden hak düşürücü sürenin dolmadığı açıktır. Bu sebeple mevcut dava dosyası ve deliller irdelenerek elde edilecek sonuca göre bir hüküm kurulması gerekirken, yukarıda açıklanan maddî ve hukuki esaslar gözetilmeden, eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı biçimde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 25.06.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.