8. Ceza Dairesi 2017/24093 E. , 2019/11401 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kasten yaralama, 6136 sayılı Yasaya aykırılık
HÜKÜM : Mahkumiyet
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Sanık hakkında genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçundan açılan davada herhangi bir karar verilmemiş olmakla, zamanaşımı süresi içinde bir karar verilmesi mümkün görülmüştür.
1- Sanık hakkında 6136 sayılı Kanuna muhalefet suçundan kurulan hüküm bakımından yapılan incelemede;
6545 sayılı Kanun ile CMK.nın 231/8 . maddesinde yapılan değişiklik 18.06.2014 tarihinde yürürlüğe girmiş olmakla, 01.06.2014 olan suç tarihi itibariyle sanık hakkında 231. maddenin tatbik edilmemesine engel teşkil etmeyeceği gözetilmeden yasal olmayan yetersiz gerekçe ile sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken CMUK.nın 321. maddesi uyarınca oybirliğiyle BOZULMASINA,
2-Sanık hakkında yaralama suçundan kurulan hüküm bakımından yapılan incelemede;
Adli sicil kaydında yer alan önceki mahkumiyet kararı dosya içindeki kararlara göre henüz kesinleşmemiş olmakla mahkemenin uygulamasında bir isabetsizlik görülmediğinden ve mağdurun anlatımları ve sanığın savunması nazara alındığında sanık hakkında TCK.nın 21/2. maddesini tatbik edilmemesi yönündeki tebliğnamedeki görüşlere iştirak olunmamıştır.
a)TCK.nın 86/1. maddesinde öngörülen temel hapis cezasının alt sınırı 1 yıl olduğu nazara alınmadan, yazılı şekilde temel cezanın 4 ay hapis olarak belirlenmesi,
b)6545 sayılı Kanun ile CMK.nın 231/8 . maddesinde yapılan değişiklik 18.06.2014 tarihinde yürürlüğe girmiş olmakla, 01.06.2014 olan suç tarihi itibariyle sanık hakkında 231. maddenin tatbik edilmemesine engel teşkil etmeyeceği gözetilmeden yasal olmayan yetersiz gerekçe ile sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi.
Yasaya aykırı, Cumhuriyet Savcısı ve sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken CMUK.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 26.09.2019 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY GEREKÇESİ
Türk Ceza Hukukunda kusurluluk halleri; taksir, bilinçli taksir, olası kast ve kast olarak düzenlenmiştir.
Taksir, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla, bir davranışın suçun kanuni tanımında belirtilen neticesi öngörülmeyerek gerçekleştirilmesi; kast, bilerek ve isteyerek suçun kanuni tanımındaki fiilin işlenmesidir. Kasıtta irade bilinç içinde kalan bir amaca yönelirken taksirde failin iradesi suç teşkil eden neticeye yönelmemiş olduğundan kanun, dikkat ve özen vazifesinin bulunabileceği hallerde taksirli fiilleri cezalandırmıştır. Taksirle yaralamada, kasten yaralamadan farklı olarak, failde yaralama neticesine yönelik doğrudan veya olası kast bulunmamaktadır.
5237 sayılı TCK’nın 21/2. maddesinde düzenlenen olası kast, kişinin suçun kanuni tanımındaki unsurların gerçekleşebileceğini öngörmesine rağmen umursamadan ve neticenin gerçekleşmesini göze alarak, diğer bir deyimle “olursa olsun” düşüncesiyle hareket ederek fiili işlemesidir. Fail, neticenin meydana gelmesini mümkün ve muhtemel olarak görmesine rağmen gerçekleşme ihtimalini kabullenerek fiili işlemektedir.
Aynı Yasanın 22/3. maddesinde düzenlenen bilinçli taksir ise ‘neticeyi öngörmesi’ ancak bu neticenin gerçekleşmesini istememesi, öngörülen sonucun gerçekleşmeyeceği inancıyla hareket etmesi halinde söz konusu olur. Bilinçli taksirde fail neticeyi öngörmesine rağmen, şansa veya başka etkenlere, hatta kendi bilgi veya becerisine güvenerek öngörülen sonucun gerçekleşmeyeceği inancıyla hareket etmektedir.
Bu açıklamalar ışığında; tarafların anlatımı ve dosya içeriğine göre, arkadaş olan sanık ile mağdurun olay günü sanığın evinde alkol aldıkları sırada sanığın belinden çıkardığı tabanca ile oynarken aralarındaki samimiyete dayalı olarak tabancayı şaka yollu mağdurun bacağına dayadığı ve alkolün sebep olduğu kontrolsüzlük sonucu silahın aniden ateş alarak mağdurun yaralanmasına sebebiyet verdiği somut olayda, sanık ile mağdurun aralarında husumet bulunduğuna, sanığın yaralama kastıyla hareket ettiğine ve silahın her an ateş alabileceğini öngörmesine rağmen tetiği iradi olarak çektiğine dair dosyaya yansıyan iddia ve delilin bulunmaması karşısında, mağdurun yaralanmayacağı inancıyla hareket eden sanığın yaralama suçunu bilinçli taksirle işlediğinin kabulü gerekir. Açıklanan nedenlerle sayın çoğunluğun bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir. 26.09.2019
KARŞI OY GEREKÇESİ
Kast, yasanın suç saydığı bir eylemi ve onu meydana getirecek hareketin sonuçlarını bilerek ve öngörerek, isteyerek işleme iradesidir. 5237 sayılı TCK.nın 21. maddesinde kast, doğrudan kast ve olası kast olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.
Doğrudan kast; failin düşünüp öngördüğü bir neticeyi gerçekleştirmeye yönelik iradeyle hareket etmesi halinde söz konusu olur. Doğrudan kast halinde fail, kanunda düzenlenen suç tipine ilişkin unsurların var olduğunu veya hareket sırasında gerçekleşeceğini ve tipik neticenin ortaya çıkacağını kesin olarak bilmektedir. Failin işlediği fiilin netice veya neticeleri istediği sınırlar içerisinde kalmış ise bu durumda doğrudan kast söz konusu olur.
Olası kast; bir suçun kanuni tanımında yer alan unsurlarının somut olayda gerçekleşmekte olduğunun olasılık dahilinde bulunduğu hallerde söz konusu olur. Kastın isteme unsurundaki belirsizlik, olası kastın ortaya çıkmasına neden oluşturur. Kişi neticenin gerçekleşmesi olasılığını öngörmesine rağmen neticenin gerçekleşmemesi için özel bir çaba göstermez, bu durumda fail neticenin gerçekleşmesi olasılığını dikkate almamakta, neticenin gerçekleşmesine katlanmaktadır.
Dava konusu somut olayda sanık olay günü mağdur ile beraber alkol aldıktan sonra önce sokakta havaya bir el ateş eder daha sonra sanığın evine giderek terasta içki içmeye devam ettikleri sırada sanık belindeki tabancayı çıkartıp doldur boşalt yaptıktan sonra tabancayı mağdurun sol bacağına dayar, mağdurun bu sürede tabancanın patlayabileceği konusunda uyarısını dikkate almaz ve bu sırada tabancanın patlaması ile mağdur doktor raporunda belirtilen şekilde yaralanır.
Yukarıda yapılan açıklamalarda da belirtildiği gibi sanığın eyleminin neticesinin kesin olması halinde yani bir olasılığın söz konusu olmaması hallerinde olası kasttan söz etmek mümkün değildir. Somut olayda da sanığın mağdurun bacağına silahı dayadıktan sonra silahı patlatması ve sonucunda mağdurun yaralanması şeklindeki olayda mağdurun neticeyi öngörmemesi ya da yaralanmaması gibi bir olasılığın söz konusu olmaması karşısında sanığın olası kastla hareket ettiğinden bahsetmek mümkün değildir. Bu nedenle sanığın doğrudan kastla suçu işlemesi nedeniyle TCK.nın 21/2. maddesi uyarınca cezanın indirilmesi suretiyle eksik ceza tayinin bozmayı gerektirdiği kanaatiyle sayın çoğunluğun kararına iştirak etmiyorum.26.09.2019