15. Hukuk Dairesi 2015/4092 E. , 2016/2089 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiş, davalı vekili tarafından duruşmalı olarak istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili Avukat geldi. Davalı vekili gelmedi. Temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacı avukatı dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedelinin ödenmemesinden doğan alacağın tahsili amacıyla yürütülen icra takibine itirazın iptâli davasıdır. Davacı şirket taşeron, davalı ise yüklenicidir. Davacı taşeron şirket vekili; davacının davalıya 02.08.2012 tarihli 447.701,00 TL tutarında fatura gönderdiğini, faturanın davalı tarafça kabul edilerek defterlerine işlendiğini, faturanın ait olduğu cari hesap bakiyesi düşüldükten sonra davalıdan kalan 89.641,30 TL tutarındaki alacakları için ........ İcra Müdürlüğü"nün ...... Esas sayılı takip dosyası ile takibe girişildiğini, davalının itirazı üzerine takibin durdurulmasına karar verildiğini, davalı şirketin borca itirazının haksız ve kötü niyetle yapılmış olan bir itiraz olduğunu, bu nedenlerle, davalı şirketin haksız ve kötü niyetli olarak İcra Müdürlüğü"nün 2013/ Esas sayılı icra dosyasına yaptığı borca itirazın iptâli ile davalı şirket aleyhine %20"den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmolunmasına karar verilmesini talep etmiş,davalı yüklenici vekili ise; ..... A.Ş. ..... tarafından müvekkili ....... Tic.Ltd.Şti’ye ihale edilen "Ankara Ulus İl Telekom Müdürlüğü Binasında Güçlendirme ve Müşteri Hizmetleri Konsept Projesi Uygulaması ile Bakım Onarım Tadilat İşleri" projesi için mal ve hizmet temini amacıyla tedarikçi firma ....... İnşaat San.Tic.Ltd.Şti ile "Mal ve Hizmet Alım Sözleşmesi" imzalandığını, proje kapsamında bulunan tüm işlerin yapımı için gerekli mal ve hizmetlerin tedarikçi-davacı firma tarafından sağlanacağı hususu ile tarafların tüm hak ve yükümlülüklerinin 17.09.2010 tarihli sözleşmede düzenlendiğini, sözleşme kapsamındaki işlerin tamamlanmadığını, işin tasfiyesine ilişkin hükümlerin de sözleşmede yer aldığını, bu hükümlere göre davacının muaccel hale gelmiş hak ve alacağının bulunmadığını, işin malzeme, ekipman, personel, sicil, sigorta işlemleri, vergi, resim ve harçlar, ilave işler ve sair durumların cari hesaba yansıtılıp borçluluk alacaklılık durumunun tespiti için işin sözleşmesi tasfiyesi yapıldıktan sonra doğacak alacak var ise davacının talep edebileceğini, bu nedenle yapılan icra takibinin haksız olduğundan itiraz ettiklerini beyanla, haksız ve kötüniyetli açılan davanın reddini, davacının %20 kötüniyet tazminatı ödemesine karar verilmesini savunmuş, mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne ve icra inkâr ve kötüniyet tazminata taleplerinin reddine karar verilmiş, verilen karar taraf vekillerince yasal süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2- İcra Müdürlüğü"nün 2013/ Esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; alacaklı davacı tarafından borçlu davalı aleyhine 89.641,30 TL asıl alacak ve 14.777,92 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 104.419,22 TL üzerinden ilâmsız takip yapıldığı, ödeme emrinin borçluya 21.02.2012 tarihinde usulüne uygun tebliğ edildiği ve borçlu davalının 26.02.2012 tarihinde borca itiraz ettiği, itiraz üzerine takibin durdurulduğu ve 1 yıllık yasal süresi içerisinde itirazın iptâli davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Davaya konu icra takibi carî hesap ekstresine dayalı olarak yapılmış olup, bu carî hesap ekstresinde 46.320,00 TL kesinti yapıldığı anlaşılmaktadır. Yapılan bu kesintinin SGK kesintisinden kaynaklanıp kaynaklanmadığı belirlenememiştir. Hükme esas alınan rapor denetime elverişli olmayıp davalının, davacı adına SGK prim borçlarını ve bunun bildirilmemesinden kaynaklanan faiz ve idarî para cezasının kendileri tarafından ödendiği savunması değerlendirilememiştir. Denetime elverişli olmayan ve kendi içerisinde çelişkili bulunan bilirkişi raporu hükme esas alınamaz.
O halde mahkemece yapılacak iş; 6100 sayılı HMK"nın 266 ve devamı madde hükümlerine uygun seçilecek, içerisinde birde SGK uzmanı olan uzman bilirkişiler kuruluna dosya tevdii edilerek, sözleşme hükümleri gözetilerek mahkemenin ve Yargıtay"ın denetimine elverişle rapor almak, takip ve davanın dayanağı cari hesap ekstresinde yapılan kesintinin kaynağını belirlemek, tarafların iddia ve savunmaları üzerinde durularak karar vermekten ibarettir. Bu nedenlerle hükmün davalı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacının tüm, davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı bakiye 1,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 04.04.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.