3. Hukuk Dairesi 2017/5496 E. , 2019/1863 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafça temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı ; mülkiyetinde bulunan taşınmazda davalının, aylık 500,00TL kira bedeli ile oturduğunu, kira bedellerini 4 ay süre ile ödemediğini, bu nedenle kira alacağının tahsili amacıyla davalı alehine icra takibi başlattığını, davalının haksız itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile icra takibinin devamına, taşınmazın temerrüt nedeni ile tahliyesine, ve %20 den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Davalı; dava konusu apartmanda 1997 yılından beri kapıcı olarak çalıştığını ve kapıcı dairesinde ikamet ettiğini, sigortasız çalıştırıldığı ve aylık hizmet bedelleri ödenmediğinden, davacı aleyhine hizmet süresinin tespiti ile ücret alacağı davaları açtığını bu davalar nedeniyle iş akdinin ihtarname ile 01/10/2013 tarihinde fesh edildiğini, iş yasası ve kapıcılarla ilgili tüzük hükümleri gereğince kapıcı dairesinde ikamet eden kapıcı ile kira sözleşmesi yapılamayacağını, bu nedenle kira sözleşmesinin geçerli olmadığını savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; dava konusu kira sözleşmesinin kapıcı dairesi için yapıldığı yazılı ise de, ne zaman yapıldığı ve başlangıç tarihinin yazılı olmadığı, takip dosyası ve taraflar arasındaki iş ve sosyal güvenlik davaları ve tüm dosya kapsamına göre davanın ispat edilemediği gerekçesiyle reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dava; ödenmeyen kira alacağının tahsili amacıyla davalı aleyhinde başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali, icra inkar tazminatı ve temerrüt nedeniyle kiralananın tahliyesi istemlerine ilişkindir.
6100 sayılı HMK7nun 297. maddesi uyarınca; hükümde, tarafların iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerinin yer alacağı belirtildikten sonra, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği düzenlenmiştir.
Buna göre; hükümlerin çelişkiden uzak ve infaza elverişli olması, gerçeğe ve hukuka uygun bir karar verilmesi gerekmektedir.
Bu şekilde dava sonunda mahkemenin kimin lehine, kimin aleyhine karar verdiği, davacının talebinin ne kadarının kabul edildiği, davalının neye göre mahkum edildiği tereddütsüz şekilde anlaşılmalıdır. Biçim koşullarının getiriliş amacı, hükmün açıklığı ve anlaşılırlığı kadar infaz kabiliyetini de sağlamaktır. Aksi hâl, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır ve dava içinden yeni davaların doğmasına neden olur.
Somut uyuşmazlıkta; davacı, davalı hakkında kira alacağına yönelik tahliye talepli icra takibi başlatmış, davalı tarafından borca itiraz edilmesi üzerine de işbu davayı açmıştır. Mahkemece, davacının talepleri arasında yer alan tahliye istemi hakkında olumlu-olumsuz bir karar verilmemiş, bu husus hüküm ve değerlendirme dışı tutulmuştur.
Bu itibarla; yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde, HMK’nun 297/2. maddesi uyarınca taleplerden her biri hakkında bir hüküm verilmesi zorunlu olup, mahkemece davacının tahliye istemi hakkında da olumlu olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, bu gereğe uyulmaksızın davanın reddi şeklinde karar verilmesi doğru olmamış bu husus bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma nedenine göre, davacının temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenle hükmün HUMK 428 maddesi gereğince re"sen BOZULMASINA, ikinci bentte yazılı nedenle davacının temyiz itirazların incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11.03.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.