Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/2768
Karar No: 2022/3664
Karar Tarihi: 17.03.2022

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/2768 Esas 2022/3664 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2022/2768 E.  ,  2022/3664 K.

    "İçtihat Metni"



    BÖLGE ADLİYE
    MAHKEMESİ : ... 8. Hukuk Dairesi
    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : ... 42. İş Mahkemesi

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili; davacının davalı Bakanlığa bağlı hastane işyerinde hizmet alım sözleşmelerine dayalı olarak taşeron şirketler nezdinde çalışmakta iken 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname kapsamında kadroya geçirildiğini, sürekli işçi kadrosuna geçirildikten sonra ücretinin düşürüldüğünü, bundan dolayı ücret farkı alacaklarının bulunduğunu ayrıca kadroya geçirilmeden önce ihaleye ve işyeri uygulamasına göre nakit olarak ödenmekte olan yol parasının ödenmediğini oysa Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının 12.04.2018 tarihinde yayınladığı 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin geçici 23. maddesi uyarınca kadroya geçirilen işçilerin mali ve sosyal haklarının belirlenmesine esas alınacak toplu iş sözleşmesi hükümlerinde “Taşıt Yardımı” başlığı altında mevcut uygulamanın devam edeceğinin yazıldığını, yine aynı toplu iş sözleşmesinde “Çocuk Yardımı” başlığı altında işçilere 3 çocukla sınırlı olmak üzere her bir çocuk için her ay 25,00-TL ödeneceğinin düzenlenmesine karşın davacıya bu yardımında ödenmediğini belirterek, fark ücret, yol yardımı, çocuk yardımı ile banka promosyon alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı vekili; davacının ücretinde herhangi bir azalma olmadığını, ayrıca Toplu İş Sözleşmesi uyarınca belirlenen %4'lük zam artışının da yapıldığını, alacak iddialarının yerinde olmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
    İlk Derece Mahkemesince, davacının kadroya geçmeden önce ... Kamu Hastaneleri Kurumu Türkiye Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi “2018 yılı 8 aylık Hasta Karşılama ve Yönlendirme Hizmeti Alım Sözleşmesi” kapsamında çalıştığını, sözleşmenin teknik şartnamesinin 5.16 maddesinde "En az lise ve dengi mezunu olanların brüt asgari ücretin %12 fazlası, en az 2 yıllık üniversite mezunu olanların brüt asgari ücretin %17 fazlası ve en az 4 yıllık üniversite mezunu olanların brüt asgari ücretin %22 fazlası ücretle çalıştırılacağının" düzenlendiği, davacının çalıştığı tarih itibarıyla 2 yıllık üniversite mezunu olması sebebiyle asgari ücretinin %17 fazlası ücret ödeneceği düzenlemesine tabi olduğu, davacının tespit edilen işbu ücretine dava konusu edilen 2019 yılı ilk 6 ayında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı genelgesinin ücret zammı düzenlemesi bağlamında % 4 oranında zam yapılarak davacının tespit edilen ücretinden bordrolara göre fiili olarak ödenen tutarın mahsubuyla davacının fark ücret alacakları hesaplanmış olduğu, bu doğrultuda 01/03/2021 tarihli bilirkişi raporu ile yapılan hesaplamalara itibar edildiği belirtilerek, davanın kabulü ile ücret farkı, yol yardımı, yakacak yardımı ile banka promosyon alacaklarına hükmedilmiştir.
    İstinaf Başvurusu:
    İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti:
    Bölge Adliye Mahkemesince, davacının kadroya geçiş esnasında yapılan iş sözleşmesinin ücret düzenlemesine ilişkin 7. maddesinde açıkça “asgari ücretin %17 fazlası” şeklinde ibare bulunmadığından ve davacının 31.12.2018 tarihindeki ücretine toplu iş sözleşmesi uyarınca 2019/Ocak ve Temmuz aylarında %4’er, yine 31.12.2019 tarihindeki ücretine 2020/Ocak ayında %4 zam yapılarak ücret ödemesi yapıldığından davacının fark ücret alacağı bulunmadığı, anılan sözleşme maddesi ile yakacak ile yol yardımını düzenleyen toplu iş sözleşmesinde ücret ve diğer alacaklara ilişkin temerrüt hükmü yer almadığı halde hak ediş tarihi olarak belirlenen tarihlerden itibaren faiz işletilmesine karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçeleri ile davalının istinaf isteminin esastan kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilerek, davanın kısmen kabulüne dair yeniden hüküm kurulmuştur.
    Temyiz:
    Karar süresi içerisinde davacı ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Gerekçe:
    1-Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, taraflar arasındaki sözleşmeye, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre tarafların aşağıdaki bendin dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
    2-Bölge Adliye Mahkemesi tarafından, dava dilekçesinde davacının temel ücretinin her ay brüt asgari ücretin %17 fazlası olarak belirlendiği iddiasına karşın, davalı Bakanlık tarafından dosyaya gönderilen davacı işçinin kadroya geçişi esnasında düzenlenen iş sözleşmesinin 7. maddesinde bir oran yazılı olmadığı ve toplu iş sözleşmesinde %4 oranında belirlenen artışların uygulanarak davacıya ödendiğinin anlaşılmasına göre fark alacak talebinin yerinde olmadığı değerlendirilmişse de, davacı vekilince temyiz dilekçesi ekinde sunulan belirsiz süreli iş sözleşmesinin aylık ücret tutarının düzenlendiği 7. maddesinde; “her ay brüt asgari ücretin %17 fazlası üzerinden günlük olarak ödeme yapılacağı” şeklinde açıkça oranın yazılı olduğu görülmekle,Bölge Adliye Mahkemesince, davacı işçi ile dosyada mevcut bulunan iki ayrı iş sözleşmesinin yapılmasının nedeni ile bu farklı iki sözleşmeye dair söyleyecekleri taraflardan sorulmak suretiyle yapılacak araştırmanın neticesi ve tüm dosya kapsamına göre yeniden bir karar verilmesi için, yazılı şekilde verilen karar bozmayı gerektirmiştir.
    3-7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 3/1 maddesi uyarınca; Kanuna, bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalarda, arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak düzenlenmiş olup, maddenin 2. fıkrasında ise; "Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir." denilmiştir.
    Somut olayda, davacı tarafından arabulucuya başvurulmuş olup, 27.06.2019 tarihli anlaşamama nedeniyle tutulan son tutanak dava dilekçesine eklenerek dava açılmıştır. Ne var ki, hükme esas alınan ve davacının ıslahına dayanak oluşturan bilirkişi raporunda hesaplamalar 30.06.2019 tarihi esas alınarak yapılmıştır. Arabuluculuk faaliyeti ise, tarafların anlaşamadığına ilişkin düzenlenen son tutanak tarihinden önce muaccel olan alacak için gerçekleştirilmiştir.
    Arabuluculuk son tutanak tarihinden sonra ihtilaf konusu olan, son tutanak tarihi ile hesaplamalara esas alınan 30.06.2019 tarihi arasında kalan talep dönemi için arabuluculuk dava şartının yerine getirilmediği dikkate alındığında, bu dönem yönünden davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerektiğinden, yazılı şekilde verilen karar bozmayı gerektirmiştir.
    4-Taraflar arasında hüküm altına alınan alacakların faiz başlangıç tarihleri ve faiz türü hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.
    Bölge Adliye Mahkemesi tarafından hüküm altına alınan alacaklar bakımından dava ve ıslah tarihlerinden itibaren faiz işletilmesine karar verilmişse de, Dairemizin yerleşik uygulaması uyarınca işçi muaccel alacaklarını tek tek belirtmek kaydıyla ihtarname ile işvereni temerrüde düşürebilir ve söz konusu ihtarnamede alacak miktarlarının belirtilmesi gerekmez. Dava tarihinden önce yürütülen arabuluculuk süreci sonucunda anlaşma yapılamadığına dair düzenlenen son tutanak bu bağlamda değerlendirildiğinde, dava konusu alacakların dava tarihinden önce arabuluculuk aracılığıyla talep edilmesi karşısında davalı işverenin arabuluculuk son tutanak tarihi itibariyle temerrüde düştüğünün kabulü gerekmektedir. Bu sonuç davalı işverenin usulüne uygun davet edilmesine rağmen arabuluculuk görüşmelerine katılmadığı durumlarda da geçerlidir. Dolayısıyla davacının buna ilişkin temyiz itirazı yerinde olup, mahkemece hüküm altına alınan alacaklara arabuluculuk son tutanak tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.
    696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye eklenen geçici 23.madde, kamuda sürekli işçi kadrosuna geçirilen işçilerin ücretlerinin tespitinde uygulanacak kuralları belirlemekle birlikte, burada söz konusu olan Yüksek Hakem Kurulu kararıyla bağıtlanan Toplu İş Sözleşmesi davacının 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu hükümlerine göre yararlandığı bir Toplu İş Sözleşmesi değildir. Bu itibarla davacının alacaklarına en yüksek işletme kredisi faizi uygulanması da isabetsizdir.
    Sonuç:
    Temyiz olunan, Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 17/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi