8. Ceza Dairesi 2019/10149 E. , 2019/11396 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması
HÜKÜM : Mahkumiyet
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Dosya kapsamına göre zararın kovuşturma aşamasında giderildiği kabul edilmesine rağmen, hükümde TCK"nın 168/2. maddesi yerine anılan Kanunun 168/1. maddesinin yazılması, mahallinde düzeltilebilir maddi yazım hatası olarak kabul edilmiştir.
Bozmaya uyularak yapılan yargılamaya,dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere, oluşa ve mahkemenin soruşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, suçun oluşumuna ve niteliğine uygun kabul ve uygulamasına, hukuka uygun, yasal ve yeterli olarak açıklanan gerekçeye göre sanığın sübuta ve beraat etmesi gerektiğine yönelik temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddiyle hükmün ONANMASINA, 26.09.2019 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI DÜŞÜNCE
Sanık ... hakkında açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonunda başkasına ait banka veya kredi kartının izinsiz kullanılması suretiyle yarar sağlama suçundan TCK.nın 245/1, 168/1, 62/1 ve 52/2. maddeleri gereğince cezalandırılmasına ilişkin hükmün onanmasına yönelik sayın çoğunluğun görüşüne 27.04.2017 tarihli karşı düşüncede ileri sürülen ""24.10.2009 günü saat 17:55 sıralarında Tokat Ali Paşa Camii tuvalet içinde abdest alan katılan ..."na askılığa takılı ceketinin cebindeki kredi kartları ve birtakım belgelerin çalındığı, katılana ait kredi kartından saat 18:04 ve 18:08, Oyakbank maaş kartından ise saat 18:07 ve para çekimlerinin Halkbankası ATM"sinden yapıldığı anlaşılmaktadır.
Dosyada mevcut Halkbankasının cevabi yazıları ve bilirkişi raporlarına göre para çekimlerinin yapıldığı Halkbankası ATM"sine ait görüntü kayıtlarına göre sanığın saat 18:36"da ATM önünde bulunduğunun ve Halkbankası ATM kamera kayıtlarının saat diliminin gerçeği aksettirmediğine ilişkin olarak da dosyada hiç bir belge ve delil olmaması karşısında, bu somut delile itibar edilmesi gerekmektedir.
Diğer yandan, sanığın ATM önünde bulunduğu anlaşılsa dahi mevcut görüntülere göre para çekimine ilişkin hiçbir somut görüntü ve tespitte söz konusu değildir.
Bilirkişinin, başka banka kayıtları ile karşılaştırılması sonucu kesinlik arzetmeyen kanaate dayalı raporunun mahkumiyete esas alınması olanaklı değildir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 14.07.2009 tarih ve 2009/8-72 esas, 2009/198 sayılı kararı ile birçok kararında "Ceza yargılamasının en önemli ilkelerinden biri olan "in dubio pro reo" yani "kuşkudan sanık yararlanır" kuralı uyarınca, sanığın bir suçtan cezalandırılmasının temel koşulu, suçun kuşkuya yer vermeyen bir kesinlikle ispat edilmesine bağlıdır. Gerçekleşme şekli kuşkulu ve tam olarak aydınlatılamamış olaylar ve iddialar sanığın aleyhine yorumlanarak mahkumiyet hükmü kurulamaz. Ceza mahkumiyeti, yargılama sürecinde toplanan kanıtların bir kısmına dayanılarak ve diğer bir kısmı gözardı edilerek ulaşılan ihtimali kanıya değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalıdır. Bu ispat, hiçbir kuşku ve başka türlü bir oluşa olanak vermeyecek açıklıkta olmalıdır. Yüksek de olsa bir olaşılığa dayanılarak sanığı cezalandırmak, ceza yargılamasının en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan, varsayıma dayalı olarak hüküm vermek anlamına gelir. O halde ceza yargılamasında mahkumiyet, büyük veya küçük bir olasılığa değil, her türlü kuşkudan uzak bir kesinliğe dayanmalıdır. Adli hataların önüne geçilmesinin tek yolu da budur". denilmek suretiyle olasılığa dayanılarak hüküm kurulamayacağına açıkça vurgu yapılmıştır.
Somut olayda da kesin delillere değil olasılığa dayanılarak hüküm kurulmuştur.’’ şeklinde gerekçe ile katılma olanağı olmamıştır.
Sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair her türlü şüpheden uzak, yeterli, kesin delil bulunmadığından beraatine karar verilmesi gerekmektedir.
Bu itibarla, yerel mahkeme mahkumiyet hükmünün onanmasına ilişkin sayın çoğunluğun görüşüne iştirak edilmemiştir.26.09.2019