Esas No: 2021/35287
Karar No: 2022/3227
Karar Tarihi: 20.01.2022
Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2021/35287 Esas 2022/3227 Karar Sayılı İlamı
4. Ceza Dairesi 2021/35287 E. , 2022/3227 K."İçtihat Metni"
KARAR
Tehdit suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 12/12/2019 tarihli ve 2019/190942 soruşturma, 2019/125207 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine ilişkin, merci ....Sulh Ceza Hakimliğinin 14/03/2020 tarihli ve 2020/589 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Hakaret suçuna ilişkin iddiayla ilgili olarak şüpheli hakkında, zamanaşımı içerisinde mahallinde bir karar verilebileceği mümkün görülmüştür.
İstem yazısında;
"5271 sayılı Kanun’un 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar nazara alındığında,
Dosya kapsamına göre, müştekinin şikayet dilekçesinde ve ifadesinde; şüphelinin apartmanlarının yan kısmında faaliyet gösterin İmrahor Pastanesi'nin sahibi olduğunu, pastaneden gürültü geldiği için aralarında anlaşmazlık olduğunu, kendisini defalarca belediyeye şikayet ettiğini ancak sonuç alamadığını, 30/10/2019 günü şüpheli ...'i yine belediyeye şikayet ettiğini, sabah saatlerinde belediyeden bir zabıta memuru ve mühendisin geldiğini, gerekli kontrolleri yaparken şüphelinin kendisine hitaben "siktir git buradan, seni öldürürüm, gebertirim" dediğini, bu sözleri belediyeden gelen İsmail isimli mühendis ve ismini bilmediği zabıta memurunun duyduğunu, böylelikle kişilerin huzur ve sükununu bozma ve tehdit suçlarının işlendiğinin iddia edildiği somut olayda, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan soruşturma kapsamında şüphelinin üzerine atılı suçlamaları kabul etmediği, şüphelinin atılı suçu işlediğine ilişkin her türlü şüpheden uzak, kesin, inandırıcı delil elde edilemediği gibi somut olayın tarafsız kamu tanıkları tarafından da doğrulanmadığı, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununda yer alan kişilerin huzur ve sükununu bozma, tehdit suçunun unsurlarının oluşmadığından bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de; şüphelinin tehdit eylemi bakımından; müştekinin olay günü şüpheli kendisini tehdit içerikli sözler söylerken yanlarında bulunduğunu belirttiği, kanun yararına bozma dilekçesinde isminin İsmail Topçu olduğunu belirttiği çevre mühendisi ile zabıta memurunun tespit edilerek ifadelerine başvurulması, sonucuna göre şüphelinin hukukî durumunun tayin ve takdiri gerekirken, soruşturmanın genişletilmesi kararı verilmesi yerine, yazılı şekilde itirazın reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 07/06/2021
gün ve 94660652-105-34-4056-2021-Kyb sayılı yazılı istemlerine müsteniden ihbar ve mevcut evrak tebliğ olunur.
" denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
CMK'nın 160/1. maddesinde, "Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hali öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya haşlar.", 160/2. maddesinde "Cumhuriyet savcısı, maddi gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için. emrindeki adli kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.'' 170. maddesinin 2. fıkrasında, "Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısı, bir iddianame düzenler. 172. maddesinin 1. fıkrasında, "Cumhuriyet savcısı, soruşturma evresi sonunda, kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi veya kovuşturma olanağının bulunmaması hâllerinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verir." hükümleri düzenlenmiştir.
Aynı Kanun'un 6545 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten sonraki “Cumhuriyet savcısının kararına itiraz” başlıklı 173. maddesinde;
“(3) Sulh ceza hâkimliği, kararını vermek için soruşturmanın genişletilmesine gerek görür ise bu hususu açıkça belirtmek suretiyle, o yer Cumhuriyet başsavcılığından talepte bulunabilir; kamu davasının açılması için yeterli nedenler bulunmazsa, istemi gerekçeli olarak reddeder; itiraz edeni giderlere mahkûm eder ve dosyayı Cumhuriyet savcısına gönderir. Cumhuriyet savcısı, kararı itiraz edene ve şüpheliye bildirir.
(4) Sulh ceza hâkimliği istemi yerinde bulursa, Cumhuriyet savcısı iddianame düzenleyerek mahkemeye verir.” hükümleri yer almaktadır.
Yukarıda yer verilen düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun “soruşturma” başlıklı 2. kitabında, Cumhuriyet savcısının suç soruşturmasına ilişkin süreci nasıl yürüteceği ve kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesi durumunda, itirazı incelemekle görevli mahkemenin görevleri açık bir şekilde düzenlenmiş bulunmaktadır.
Bu çerçevede, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararı itiraz üzerine inceleyen hakimlik, kamu davası açılması için yeterli delil bulunmaması durumunda itirazın reddine, yeterli delil bulunması durumunda itirazın kabulüne veya eksik soruşturma nedeniyle soruşturmanın genişletilmesine karar verebilecektir.
CMK'nın 170/2. maddesine göre kamu davası açılabilmesi için soruşturma aşamasında toplanan delillere göre suçun işlendiğine dair yeterli şüphe bulunması gerekir. Suç ihbar veya şikayeti yoluyla soruşturma yaparak maddi gerçeğe ulaşma yükümlülüğü ve yetkisi bulunan Cumhuriyet savcısı, soruşturma sonucunda elde edilen delilleri değerlendirerek kamu davası açmayı gerektirir nitelikte yeterli şüphe olup olmadığını takdir edecektir. Ancak soruşturma aşamasında Cumhuriyet savcısının delil değerlendirmesiyle, kovuşturma aşamasında hakimin delilleri değerlendirmesi birbirinden farklı özelliklere sahiptir. Anılan maddeye göre soruşturma aşamasında toplanan deliller kamu davası açılması için yeterli şüphe oluşturup oluşturmadıkları çerçevesinde incelemeye tabi tutulurken, kovuşturma aşamasında, isnad edilen suçun işlenip işlenmediği hususunda mahkumiyete yeter olup olmadığı ve tam bir vicdani kanaat oluşturup oluşturmadığı çerçevesinde değerlendirilmektedir.
CMK’nın 172/3. maddesinde ise; “Kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın etkin soruşturma yapılmadan verildiğinin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmesi veya bu karar aleyhine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvuru hakkında dostane çözüm ya da tek taraflı deklarasyon sonucunda düşme kararı verilmesi üzerine, kararın kesinleşmesinden itibaren üç ay içinde talep edilmesi hâlinde yeniden soruşturma açılır.” denilmek suretiyle, etkin soruşturma yapılması zorunluluğu vurgulanmıştır.
İncelenen dosyada; şikayetçi ...'in ...Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığına 05/11/2019 havale tarihli şikayet dilekçesi sunarak aynı gün vermiş olduğu ifadesinde, ikamet ettiği apartmanın yan tarafında faaliyet gösteren ... Pastahanesi isimli işletmeden gürültü geldiği için defalarca belediyeye şikayet başvurusunda bulunduğunu, buna rağmen sonuç alamadığını, yeni şikayeti üzerine 30/10/2019 tarihinde sabah saatlerinde ilgili işletmede bir zabıta memuru ve mühendisin gerekli kontrolleri yaparken işletme sahibi ...'in kendisine hakaret ve tehdit içeren sözler söylediğini, bu sözleri İsmail isimli mühendis ile ismini bilmediği zabıta memurunun duyduğunu, ayrıca sözleri kameraya çektiğini belirtip şikayetçi olduğu,
Müşteki tarafından sunulan ses ve görüntü kayıtlarının bilirkişiye teslim edildiği, düzenlenen rapora göre soruşturmaya konu edilen eylemler ile ilgili bilgi elde edilemediği, Cumhuriyet başsavcılığının talimatı üzerine şüphelinin kolluk görevlileri tarafından ifadesinin alındığı,
Soruşturma sonucunda ...Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca, "...toplanan delil, bilgi ve belgelerden; şüphelinin üzerine atılı suçlamaları kabul etmediği, şüphelinin atılı suçu işlediğine ilişkin her türlü şüpheden uzak, kesin, inandırcı delil elde edilemediği gibi somut olayın tarafsız kamu tanıkları tarafından da doğrulanmadığı, Türk Ceza Kanununda yer alan kişilerin huzur ve sükununu bozma, tehdit suçunun unsurlarının oluşmadığı..." şeklindeki gerekçeyle şüpheli hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmişse de, şikayetçinin savcılık ifadesi ile tüm aşamalarda sunduğu dilekçelerinde, şüphelinin iddiaya konu tehdit sözlerini sarf ettiğine şahit olduklarını belirttiği İsmail isimli mühendis (kanun yararına bozma talepli dilekçesinde, İsmail Topçu olarak belirtmiştir) ve ismini bilmediği bir zabıta memuru tespit edilip tanık sıfatıyla dinlenilerek, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, etkin soruşturma yapılmadan kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği anlaşılmakla, öncelikle eksik soruşturma işlemlerinin tamamlanması için dosyanın Cumhuriyet başsavcılığına gönderilmesi ve soruşturmanın tamamlanmasından sonra, itirazın kabulü veya reddi yönünde bir karar verilmesi gerekirken, bu süreç işletilmeden, kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın doğrudan reddine karar verilmesi hukuka aykırı bulunmuştur.
Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Kanun yararına bozma istemine ilişkin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen ihbarnamede yer alan düşünce yerinde görüldüğünden,
1-... Sulh Ceza Hakimliğinin 14/03/2020 tarihli ve 2020/589 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2-Aynı Kanun'un 309/4-a maddesi gereğince, sonraki işlemlerin mahallinde tamamlanmasına, dosyanın Adalet Bakanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 20/01/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.