14. Hukuk Dairesi 2016/11000 E. , 2019/8113 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 26.06.2015 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 31.03.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, İcra ve İflas Kanununun 121. maddesi uyarınca alınan yetki belgesine istinaden alacaklı tarafından açılan ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir.
Davacı vekili, ... 28. İcra Müdürlüğünün 2012/10870 Esas sayılı dosyası üzerinden davalı ... aleyhine icra takibi başlattıklarını, ... ili, ... ilçesi, ... mahallesi 33034 ada 12 parsel sayılı taşınmazda davalı ..."a intikal edecek hisse üzerine haciz koyduklarını, ... 9. İcra Hukuk Mahkemesinin 2014/861 Esas, 2015/13 Karar sayılı ilamı ile taşınmaz hakkında ortaklığın giderilmesi davası açmak için kendilerine yetki verildiğini, bu nedenle dava konusu taşınmaz üzerindeki ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne; ... ili, ... ilçesi, ... mahallesi 33034 ada 12 parsel sayılı taşınmazın ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı ... temyiz etmiştir.
Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları, paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı, tarafları için benzer sonuçlar doğuran davalardır.
Paydaşlığın giderilmesi davasını paydaşlardan biri veya birkaçı diğer paydaşlara karşı açar. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 27. maddesi uyarınca davada bütün paydaşların yer alması zorunludur.
Paydaşlardan veya ortaklardan birinin ölümü halinde alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılmaları sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekir. Taraf teşkili kamu düzenine ilişkin olup re’sen yargılamanın her aşamasında göz önünde bulundurulması gerekmektedir.
Yukarıdaki ilkeler ışığında somut olaya gelince; ortaklığın giderilmesi istenen 33034 ada 12 sayılı parselde bulunan taşınmazın tapu kaydında pay sahibi olan davalılardan ..., ..., ..., ..., ..."a dava dilekçesini içerir tebligat evrakının usulüne uygun şekilde tebliğ edilmediği, bu davalıların duruşmalara katılıp davacının iddialarına karşı beyanda bulunmadıklarının anlaşılmasıyla mahkemece, taraf teşkili sağlanmadan davalılardan ..., ..., ..., ..., ..."un hukuki dinlenilme hakları ihlal edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Savunma hakkı, Anayasanın 36. maddesi ile güvence altına alınmış olup, HMK’nın 27. maddesinde de “Hukuki dinlenilme hakkı” başlığı altında ayrıca düzenlenmiştir. Hakim, tarafları dinlemeden veya iddia ve savunmalarını bildirmeleri için kanuna uygun biçimde davet etmeden hükmünü veremez. Buna göre hakim iddia ve savunma haklarını kullanabilmeleri için tarafları duruşmaya çağırmak zorundadır.
Bu durumda mahkemece yapılması gereken iş; davalılardan ..., ..., ..., ..., ..."un 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümlerine uygun dava dilekçesi tebliği ile davaya dahil edilerek savunmaları alınmalı, varsa delilleri toplanmalı ve tüm bu eksiklikler giderildikten sonra esas hakkında hüküm verilmelidir. Bahsedilen hususlar gözardı edilerek mahkemece esasa ilişkin karar verilmesi doğru görülmemiş ve hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılardan ..."un temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 02.12.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.