Esas No: 2021/35286
Karar No: 2022/3229
Karar Tarihi: 20.01.2022
Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2021/35286 Esas 2022/3229 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık hakaret suçundan 1 yıl 1 ay 15 gün hapis cezasına çarptırılmıştır. Ancak Adalet Bakanlığı, sanığın cezasının ek bir madde uyarınca yarı oranında artırıldığını belirterek usulsüz bir işlem yapıldığını iddia etmiştir. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise kanun yararına bozma istemi kararını reddetmiştir. Dosyanın sanığa usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmesi halinde itiraz sürecinin işletilmesi veya usulünce kesinleştirme işlemi yapılarak kanun yararına bozma isteminde bulunulması gerektiği belirtilmiştir.
Kanun Maddeleri:
- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 125/3-a maddesi
- 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu'nun ek madde 12/2-a maddesi
- 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 251/3. ve 226. maddeleri
- 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 10. ve 21/2. maddeleri
- CMK'nın 252/1 ve 309. maddeleri
"İçtihat Metni"
KARAR
Hakaret suçundan sanık ...'in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 125/3-a, 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu'nun ek madde 12/2-a ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 251/3. maddeleri uyarınca 1 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına dair, .... Asliye Ceza Mahkemesi'nin 15/02/2021 tarihli ve 2020/1351 esas, 2021/316 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
İstem yazısında;
"Dosya kapsamına göre, sanık hakkında düzenlenen iddianamede 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu'nun ek madde 12/2-a maddesinin uygulanması talep edilmediği hâlde, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 226. maddesi uyarınca sanığa ek savunma hakkı tanınmadan, cezasının anılan madde uyarınca yarı oranında artırım yapılmak suretiyle yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir." denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
5271 sayılı CMK'nın 309. maddesi uyarınca, hakim veya mahkemece verilip istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlerde, maddî hukuka veya yargılama hukukuna ilişkin hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen Adalet Bakanlığı, o karar veya hükmün Yargıtayca bozulması istemini yasal nedenlerini açıklayarak, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirecektir. Bunun üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı da hükmün veya kararın bozulması istemini içeren yazısına bu nedenleri aynen yazarak Yargıtay ceza dairesine verecek, ileri sürülen nedenlerin Yargıtayca yerinde görülmesi halinde karar veya hüküm yasa yararına bozulacak, yerinde görülmezse istem reddedilecektir.
7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 10. maddesi uyarınca öncelikle muhatabın beyan ettiği en son adrese tebligat çıkarılması, bu adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilip, aynı Kanun'un 21/2. maddesi uyarınca bu adrese tebligat yapılması gerekmektedir.
5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun "Kararların Açıklanması Ve Tebliği" başlıklı 35. maddesi;
"1) İlgili tarafın yüzüne karşı verilen karar kendisine açıklanır ve isterse kararın bir örneği de verilir.
2) Koruma tedbirlerine ilişkin olanlar hariç, aleyhine kanun yoluna başvurulabilecek hâkim veya mahkeme kararları, (…) (1) hazır bulunamayan ilgilisine tebliğ olunur. (1)
3) İlgili taraf serbest olmayan bir kişi veya tutuklu ise tebliğ edilen karar, kendisine okunup anlatılır." biçimindedir.
İnceleme konusu somut olayda; basit yargılama usulü kapsamında sanık ...'in yokluğunda verilen kararın, CMK'nın 252/1. maddesi uyarınca itiraz kanun yoluna tabi olduğu, hükmün sanığın bilinen son adresinde tebliğe çıkarıldığı, adreste bulunan yeğeninin beyanı üzerine Tebligat Kanunu'nun 21. maddesine göre tebliğ işleminin gerçekleştirildiği anlaşılsa da, tebliğ tarihinde sanığın başka suçlardan içtimalı olarak... Açık Ceza İnfaz Kurumu'nda hükümlü olarak bulunduğu, bu nedenle tebliğ işleminin usulsüz olduğu, dolayısıyla kanun yararına bozma talebine konu edilen ... Asliye Ceza Mahkemesi'nin 15/02/2021 tarihli ve 2020/1351 esas, 2021/316 sayılı kararının usulünce kesinleştirilmediği anlaşıldığından, bu aşamada kanun yararına bozma yoluyla incelenmesi olanaklı görülmemiştir.
Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemi doğrultusunda düzenlediği ihbarnamedeki düşünce, kanun yararına bozma yoluna konu edilebilecek kesinleşmiş hüküm bulunmaması nedeniyle yerinde görülmediğinden, CMK'nın 309. maddesi koşullarını taşımayan KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNİN BU AŞAMADA REDDİNE,
2-Dosyanın, sanık ...'e kararın usulünce tebliğ edilip, süresinde başvuruda bulunulması halinde itiraz sürecinin işletilmesi, aksi takdirde usulünce kesinleştirme işlemi yapılarak, bu aşamadan sonra kanun yararına bozma isteminde bulunulmasını teminen mahkemesine iadesine, dosyanın Adalet Bakanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 20/01/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.