Esas No: 2019/6483
Karar No: 2021/4499
Karar Tarihi: 13.12.2021
Danıştay 5. Daire 2019/6483 Esas 2021/4499 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2019/6483
Karar No : 2021/4499
Temyiz Eden (Davacı) : ...
Vekili : Av. ...
Karşı taraf (Davalı) : ......Bankası Anonim Şirketi
Vekili : Av. ...
İstemin Özeti : Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nda Uzman Yardımcısı olarak görev yapan davacının, 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 4. maddesinin 1. fıkrasının (g) bendi uyarınca kamu görevinden çıkarılmasına ilişkin ...tarih ve ...sayılı yazıyla bildirilen Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Yönetim Komitesinin ...tarih ve ...sayılı işleminin iptali ile yoksun kaldığı parasal hakların yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesi istemiyle açılan davada, dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle, dava konusu işlemin iptali ile davacının yoksun kaldığı parasal hakların dava açma tarihinden itibaren işletilecek yasal faiz ile birlikte davalı idarece davacıya ödenmesi yolunda verilen .... İdare Mahkemesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın reddine ilişkin ...Bölge İdare Mahkemesi .... İdare Dava Dairesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Temyiz İsteminde Bulunan Davacının İddialarının Özeti: Davacı tarafından; savunma hakkı tanınmaksızın dava konusu işlemin tesis edildiği, masumiyet karinesi ve lekelenmeme hakkı ile suç ve cezaların şahsiliği ilkesinin ihlal edildiği, hakkında yürütülen ceza soruşturmasında takipsizlik kararı verildiği, FETÖ/PDY terör örgütü ile iltisaklı olduğu gerekçesiyle kapatılan şirkete yapılan havalenin düğünü için tutulan salona ait ödemeye ilişkin olduğu, FETÖ/PDY tepe yönetimiminde yer alan kişi ile irtibatın içeriğinin belli olmadığı, söz konusu kişiyi tanımadığı, kısa süreli ve eski tarihte yapılan bu görüşmenin irtibat ve iltisak olarak değerlendirilemeyeceği belirtilerek Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği iddia edilmektedir.
Davalı İdarenin Savunmasının Özeti: Davalı idare tarafından; 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 4/1-(g) maddesinde, terör örgütleri veya Milli Güvenlik Kurulu'nca devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplar ile üyeler arasındaki bağın sübut derecesinde ortaya konulmasının aranmadığı, idarece yapılacak değerlendirmenin yeterli görüldüğü, benzer nitelikteki davalarda mahkemelerce ret kararı verildiği, dava konusu işlemin hukuka ve mevzuata uygun olarak tesis edildiği belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi : ...
Düşüncesi : İdare Dava Dairesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Beşinci Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeyerek gereği görüşüldü:
Bölge idare mahkemesi idare dava daireleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkündür.
Öte yandan, davacı vekilinin 06/07/2020 tarihli ek beyan dilekçesinde, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 36. maddesi uyarınca icranın geri bırakılması (tehir-i icra) istemin de bulunduğu görülmektedir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ile Vergi Usul Kanununun uygulanacağı haller" başlıklı 31. maddesinin 1. fıkrasında, "Bu Kanunda hüküm bulunmayan hususlarda; hakimin davaya bakmaktan memnuiyeti ve reddi, ehliyet, üçüncü şahısların davaya katılması, davanın ihbarı, tarafların vekilleri, dosyanın taraflar ve ilgililerce incelenmesi, feragat ve kabul, teminat, mukabil dava, bilirkişi, keşif, delillerin tespiti, yargılama giderleri, adli yardım hallerinde ve duruşma sırasında tarafların mahkemenin sukünunu ve inzibatını bozacak hareketlerine karşı yapılacak işlemler, elektronik işlemler ile ses ve görüntü nakledilmesi yoluyla duruşma icrasında Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümleri uygulanır. Ancak, davanın ihbarı Danıştay, mahkeme veya hakim tarafından re'sen yapılır. Bilirkişiler, bilirkişilik bölge kurulları tarafından hazırlanan listelerden seçilir ve bilirkişiler hakkında Bilirkişilik Kanunu ve 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun ilgili hükümleri uygulanır." hükmüne yer verilmiş olup; gerek 2577 sayılı Kanun'un diğer maddelerinde, gerekse anılan Kanun'un, yukarıda yer verilen 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na göndermede bulunduğu 31. maddesinde, idari yargı yerlerince verilebilecek kararlar arasında "İcrayı Geri Bıraktırma Kararı" sayılmadığından, davacı vekilinin bu yöndeki istemi hakkında herhangi bir karar verme imkanı bulunmamaktadır.
...Bölge İdare Mahkemesi .... İdare Dava Dairesinin yukarıda belirtilen kararı ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir sebep bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile anılan kararın ONANMASINA, temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan yürütmenin durdurulması istemine ilişkin harcın istemi halinde davacıya iadesine, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de belirtilen İdare Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece Mahkemesine gönderilmesine, 13/12/2021 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.