20. Hukuk Dairesi 2018/28 E. , 2018/4530 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
.
Taraflar arasındaki davadan dolayı yerel mahkemece verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 23/01/2017 gün ve 2015/9845 - 2017/317 sayılı ilamıyla davacı gerçek kişilerin temyiz dilekçesinin reddine, davalılar ... Yönetimi ve Hazine yönünden hükmün onanmasına karar verilmiş, süresi içinde davalı Hazine vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş, 6360 sayılı Kanuna göre karar ... Büyükşehir Belediye Başkanlığına tebliğ edilmiş ve ... Büyükşehir Belediye Başkanlığınca da karar temyiz edilmiş olmakla, dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... 03.04.1985 havale tarihli dava dilekçesi ile, 1975 yılında yapılan tapulama sırasında tapulama harici bırakılıp, bilahare yapılan ... kadastrosunda da ... sınırları dışında bırakıldığını ileri sürdüğü, Resul köyünde yer alan tahmini 20 dönüm miktarındaki taşınmazın TMK"nın 639. maddesi uyarınca adına tescilini istemiş, yargılama sırasında ... taşınmazın 3400 m2"lik kesimini davacıdan satın aldığı savıyla davaya müdahil olmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile, 22/04/1993 tarihli krokide (B) işaretli (16.800 m2) bağ ile (C) işaretli (3279 m2) tarlanın davacı adına, (A) işaretli (3400 m2) bağı satın alan müdahil adına tesciline karar verilmiş, hüküm davalı ... Yönetimi ve Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 19/09/1996 tarih 1996/ 4799-10894 E.K. sayılı bozma kararında özetle; "yörede yapılan ... kadastrosuna ait harita ve tutanakların getirtilmediği, bunlar getirtilerek dava tarihi itibariyle ... kadastrosu kesinleşmişse, kesinleşen ... kadastro haritasının uygulanması, ... sınırları dışında kalan kesimi yönünden zilyedlikle taşınmaz edinme koşullarının oluşup oluşmadığının komşu parsel tutanakları, ziraat uzmanı raporu ve jeolog raporu ile denetlenmesi" gereğine değinilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın kabulüne ve dava konusu parselin 26/06/2007 tarihli krokide (B) (16.800 m2) ve (C) (3279 m2) işaretli bölümlerinin davacı ... mirasçılarına, 16/80 payın ..., 16/80 payın ..., 16/80 payın ..., 16/80 payın ..., 4/80 payın Veli eşi ..., 3/80 payın Veli çocukları ..., 3/80 payın Veli mirasçısı ..., 3/80 payın Veli mirasçısı ... ve 3/80 payın Veli mirasçısı ... adına belirlenen paylar oranında tesciline, (A) (3400 m2) bölümünün müdahil ... adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı ... Yönetimi ve Hazine tarafından temyiz edilmiş, hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 23/09/2008 tarih 2008/7703-11700 E.K. sayılı bozma kararında; bozma kararı gereklerinin tam olarak yerine getirilmediği belirtilerek “tapusuz bir taşınmazın .
tesciline karar verilebilmesi için öncelikle, taşınmazın tescile tabi yerlerden olması, zilyetliğin aralıksız ve davasız malik sıfatıyla olmak üzere 20 yıla ulaşması ve maddi olaylardan sayılan zilyetliğin bilirkişi ve tanık sözleri ile kanıtlanması gerekir. Bir yerin ... kadastro sınırları dışında kalması ayrı, zilyedlikle edinilecek yerlerden olup olmadığı ayrı konulardır. Çekişmeli taşınmaz arazi kadastrosu sırasında tespit harici bırakılmış, mahkemece tespit harici bırakılma nedeni araştırılmamıştır. Bunun yanısıra keşiflerde alınan beyanlar zilyedliğin başlangıcını ve sürdürülüşünü açıklamak bakımından yetersiz ve soyut beyanlardır. Jeolog bilirkişi, taşınmazın (A) ve (B) işaretli bölümleri arasında yeralan kuru dere ile ilgili açıklamasında bu yerin aşırı yağan yağmur sularının denize boşalmasını sağlayan doğal bir drenaj sistemi olduğunu, böyle yerlerin tarım ve yerleşime açılması halinde afete maruz kalacağını bildirmiştir. Ancak, raporda bu dere yatağının konumu, yüzölçümü, taşınmazın tümünün mü bir bölümünün mü bu drenaj sistemi içinde yeraldığı açıklanmamıştır. Aynı şekilde davacılar zilyetliğe dayandığına ve çekişmeli taşınmazın içinden dere yatağı geçtiğine göre bu taşınmazda zilyedliğin başladığı bildirilen yıllara ait resmi belgelerdeki konumu incelenerek o tarihler itibarı ile kullanılıp kullanılmadığı araştırılmamıştır.” denilerek, hüküm araştırmaya yönelik olarak bozulmuştur.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın kabulüne bilirkişi ..."ın 04.11.2013 tarihli raporu ve krokisinde (B) harfi ile gösterilen 15.169 m2"lik kısım ile (C) harfi ile gösterilen 3043 m2"lik taşınmazın davacı ... mirasçıları olan 16/80 payının ..., 16/80 payın ..., 16/80 payın ..., 16/80 payın ..., 4/80 payın Veli eşi ..., 3/80 payın Veli çocukları ..., 3/80 payın Veli mirasçısı ..., 3/80 payın Veli mirasçısı ..., 3/80 payın Veli mirasçısı ... ve ... (A) harfi ile gösterilen 3400 m2"lik kısmın ise müdahil davacı ... mirasçıları adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ..., ..., Soner ve ... tarafından (C) harfi ile gösterilen taşınmaza ilişkin olarak, davalı ... Yönetimi ve Hazine tarafından ise kabule karara verilen tüm taşınmazlara ilişkin olarak temyiz edilmiş, Dairemizin 23/01/2017 gün ve 2015/9845 - 2017/317 E.K. sayılı ilamıyla davacı gerçek kişilerin temyiz dilekçesinin reddine, davalılar ... Yönetimi ve Hazine yönünden hükmün onanmasına karar verilmiştir.
Dairenin Onama kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş, Dairenin geri çevirme kararı üzerine 6360 sayılı Kanuna göre mahkeme hükmü ... Belediyesi ve ... Büyükşehir Belediye Başkanlığına tebliğ edilmiş ve hüküm ... Büyükşehir Belediye Başkanlığınca da temyiz edilmiştir.
Dava, tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 06/11/1979 tarihinde ilan edilip kesinleşen ... kadastrosu ile 02/05/1994 tarihinde ilan edilip kesinleşen aplikasyon ve 2/B madde uygulaması bulunmaktadır. Arazi kadastrosu 27/02/1971 tarihinde kesinleşmiş, taşınmazlar ... olması nedeniyle tescil harici bırakılmıştır.
Davalı Hazine vekilinin karar düzeltme dilekçesi ve ... Büyükşehir Belediyesinin temyiz dilekçesi doğrultusunda dosya yeniden incelenmiş olup, mahkemece verilen karar usul ve yasaya aykırı olduğu anlaşılmıştır. Şöyle ki;
6100 sayılı HMK"nın 50. maddesinde medenî haklardan yararlanma ehliyetine sahip olanın davada taraf ehliyetine de sahip olacağı, 51. maddesinde dava ehliyetinin medenî hakları kullanma ehliyetine göre belirleneceği, 114/d maddesinde ise taraf ve dava ehliyetinin dava şartlarından olduğu ve 115. madde uyarınca da mahkemenin dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştıracağı belirtilmektedir.
4721 sayılı TMK"nın 47, 48, 49 ve 50. maddelerinde de tüzel kişiliğin kazanılması, hak ehliyeti ile fiil ehliyeti ve bunun kullanılmasına ilişkin hükümler yer almaktadır.
442 sayılı Köy Kanununun 37/7. maddesi uyarınca da köy tüzel kişiliği adına dava açmak ve açılan davayı takip yetkisi köy muhtarına aittir. Köy muhtarının hukukî bir engelinin çıkması durumunda bu yetki aynı Kanunun 33/b maddesine göre köy derneğinin seçeceği temsilciye tanınmıştır.
Ancak, On Dört İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Yedi İlçe Kurulması İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair 6360 sayılı Kanunun 1. maddesi gereğince;
1) ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... illerinde, sınırları il mülki sınırları olmak üzere aynı adla büyükşehir belediyesi kurulmuş ve bu illerin il belediyeleri büyükşehir belediyesine dönüştürülmüştür.
2) ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... Büyükşehir Belediyelerinin sınırları il mülkî sınırlarıdır.
3) Birinci ve ikinci fıkrada sayılan illere bağlı ilçelerin mülkî sınırları içerisinde yer alan köy ve belde belediyelerinin tüzel kişiliği kaldırılmış, köyler mahalle olarak, belediyeler ise belde ismiyle tek mahalle olarak bağlı bulundukları ilçenin belediyesine katılmıştır.
Aynı Kanunun geçici 1. maddesinin onüçüncü fıkrasında; "1. maddeye göre tüzel kişiliği kaldırılan belediye ve köylerin mahkemelerde süren davalarında katıldıkları ilçe belediyesi taraf olur" hükmü yer almaktadır.
Bu hüküm Kanunun "Yürürlük" başlıklı 36. maddesi uyarınca ilk mahalli idareler genel seçiminin yapıldığı 30.03.2014 tarihinde yürürlüğe girmiş bulunmaktadır.
Somut olaya gelince; davalı ... köy tüzel kişiliğinin, 6360 sayılı Kanunun yukarıda belirtilen hükümleri gereğince tüzel kişiliği kaldırıldığından ve aynı kanunla büyükşehir belediyesi sınırları il mülkî sınırları olarak belirlendiğinden çekişmeli taşınmazın bulunduğu ... Belediyesi ile ... Büyükşehir Belediyesinin de davada taraf olacağı dikkate alındığında 6360 sayılı Kanunun geçici 1. maddesinin onüçüncü fıkrası gereğince işlem yapılması için kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı Hazinenin karar düzeltme ve ... Büyükşehir Belediyesinin temyiz istemlerinin kabulü ile Dairenin 23/01/2017 gün ve 2015/9845 - 2017/317 sayılı kararının onamaya dair bölümünün KALDIRILMASINA, yerel mahkemenin14/01/2014 gün ve 2009/543-2014/15 sayılı hükmünün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 18/06/2018 günü oy birliği ile karar verildi.