8. Ceza Dairesi 2018/10599 E. , 2019/11394 K.
"İçtihat Metni" Mala zarar verme suçundan suça sürüklenen çocuk ...’ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 151/1, 31/3, 62/1 ve 52. maddeleri gereğince 1.320,00 Türk Lirası adlî para cezaları ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Diyarbakır 1. Çocuk Mahkemesinin 26.05.2011 tarihli ve 2010/478 esas, 2011/423 sayılı kararını müteakip sanığın deneme süresi içerisinde kasıtlı bir suç işlemesi nedeniyle yapılan ihbar üzerine, yargılama sonucunda suça sürüklenen çocuğun, 5237 sayılı Kanun’un 151/1, 31/3, 62/1 ve 52. maddeleri gereğince 1.320,00 Türk Lirası adlî para cezaları ile cezalandırılmasına ilişkin Diyarbakır 1. Çocuk Mahkemesinin 11.07.2017 tarihli ve 2017/60 esas, 2017/331 sayılı kararını kapsayan dosyası ile ilgili olarak;
Dosya kapsamına göre, Yargıtay 2. Ceza Dairesinin 03.02.2014 tarihli ve 2013/23474 esas, 2014/2417 karar sayılı ilâmında da belirtildiği üzere; 5271 sayılı Kanun’un 231/8. maddesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması halinde, denetim süresi içinde dava zamanaşımının duracağı ve zamanaşımının denetim süresi içinde işlenen suçtan dolayı verilen hükümlülük kararının kesinleşmesi koşuluyla suçun işlendiği tarihte yeniden işlemeye başlayacağı, somut olayımızda suça sürüklenen çocuk hakkında Diyarbakır 1. Çocuk Mahkemesinin 26.05.2011 tarihli ve 2010/478 esas, 2011/423 sayılı kararına konu ilk kararın itiraz edilmeksizin 24.06.2011 tarihinde kesinleştiği, Diyarbakır 1. Çocuk Mahkemesinin 11.07.2017 tarihli ve 2017/60 esas, 2017/331 sayılı kararına konu 2. suçun ise 15.11.2012 tarihinde işlendiği ve söz konusu bu kararın 12.12.2016 tarihinde kesinleştiği gözetildiğinde, sanık hakkında duran zamanaşımı süresinin ikinci suçun işlenme tarihi olan 15.11.2012 tarihinde yeniden işlemeye başladığı, suç tarihi olan 10.05.2010 tarihi ile hükmün açıklanarak mahkûmiyet kararının verildiği 11.07.2017 tarihleri arasında 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 66/1-e, 66/2 ve 67/4. maddelerinde öngörülen dava zamanaşımı süresinin gerçekleşmiş olduğu gözetilmeden sanığın mahkûmiyetine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı CMK.nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 02.10.2018 gün ve 2018-6987 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 11.10.2018 gün ve KYB/2018-82181 sayılı ihbarnamesi ile dairemize tevdii kılınmakla incelendi.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Kayden 21.05.1994 doğumlu olup suç tarihinde (15-18) yaş aralığında olan suça sürüklenen çocuğun eylemine uyan suç için kanunda öngörülen cezanın türü ve üst sınırına göre olağan dava zamanaşımının aynı Kanun’un 66/2. maddesi gereğince 5 yıl 4 ay, anılan Kanun’un 67/4. madde uyarınca eklenecek süre ile birlikte olağanüstü zamanaşımının ise 7 yıl 12 ay olacağı,
Suça sürüklenen çocuk hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği 24.06.2011 tarihi ile denetim süresi içerisinde işlenen suçun suç tarihi olan 15.11.2012 tarihleri arasında 1 yıl 4 ay 22 gün süreyle zamanaşımının durduğu ve duran süre de eklendiğinde; 5 yıl 4 ay olağan zamanaşımı süresinin (zamanaşımını kesen son işlem olan suça sürüklenen çocuğun mahkeme huzurunda alınan ilk savunma tarihi olan 04.04.2011 gününden, açıklanması geri bırakılan hükmün açıklandığı 11.07.2017 tarihine kadar) dolmadığı gibi 10.05.2010 olan suç tarihinden mahkûmiyet hükmünün verildiği 11.07.2017 tarihine kadar 5237 sayılı TCK’nın 66/1 (e)-2 ve 67/4 maddelerinde öngörülen uzamış dava zamanaşımı süresinin de dolmadığı anlaşıldığından, kanun yararına bozma talebine dayanan ihbar yazısında ileri sürülen düşünce yerinde görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle; Adalet Bakanlığı"nın kanun yararına bozma istemine dayalı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının talebinin REDDİNE, dosyanın Adalet Bakanlığı"na gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na TEVDİİNE, 26.09.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.