3. Hukuk Dairesi 2017/15816 E. , 2019/1850 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki vasiyetnamenin tenfizi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine dair verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalıların muris ..."in mirasçıları olduğunu, muris ..."in, kocası ..."den kendisine kalan taşınmazları tarafına vasiyet ettiğini, bu konuda ... Noterliği"nin 12/11/1991 tarih ve 11337 yevmiye no’lu vasiyetnamesini düzenlediğini, muris ..."in vefatı ile dava konusu vasiyetnamenin ... Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 1994/302 E. -1994/410 K. sayılı dosyasında açıldığını, tüm hissedarlara tebligat yapıldığını, davalıların vasiyetnameden haberdar olduğunu,1 yıllık süre içerisinde ve aradan uzun bir zaman geçmiş olmasına rağmen vasiyetnamenin iptali konusunda dava açılmadığını, bu nedenle vasiyetnamenin kesinleştiğini ileri sürerek, ... İlçesi, ... Mahallesi, 43, 44, 327, 511, 520, 521, 922, 1059, 1216, 1328, 1420, 1472, 1474, 1802 ve 1804 parsel no’lu taşınmazlarda muris ..."den vasiyet eden eşi ..."e intikal ve isabet eden 1/4 miras hissesinin iptali ile, bu miktar oranında kendisi adına kayıt ve tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ..., davanın zamanaşımına uğradığını, TMK"nun 602. maddesine göre vasiyet alacaklısının on yıl içinde davasını açmak zorunda olduğunu, murisin 1994 yılında vefat ettiğini ve aradan yirmi yıl geçtiğini, ayrıca vasiyetnamenin geçersiz olduğunu savunarak,davanın reddini istemiştir.
Davalı ..., vasiyetnamenin düzenlenmesinin üzerinden yirmi yıl geçtiğini, davanın zamanaşımına uğradığını, bu nedenle davanın reddi gerektiğini, ayrıca davacının yaklaşık 25 yıldır dava konusu taşınmazları kullandığını,elde ettiği gelirlerden hakkını istediğini belirtmiştir.
Davalı ... , davanın zamanaşımına uğradığını, TMK"nun 602. maddesine göre vasiyet alacaklısının on yıl içinde davasını açmak zorunda olduğunu, davacının vasiyet alacaklısı olduğunu 1994 yılında öğrendiğini ve aradan yirmi yıl geçtiğini, ayrıca vasiyetnamenin baskı altında yapıldığını, geçersiz olduğunu, saklı payların ihlal edildiğini savunarak,davanın reddini istemiştir.
Davalı ..., davanın zamanaşımına uğradığını savunarak,davanın reddini istemiştir.
Davalı ... cevap dilekçesi sunmamış, duruşmadaki beyanında ise, davanın reddini istediğini belirtmiştir.
Davalı ... cevap dilekçesi sunmamıştır.
Mahkemece; vasiyetname usulünce açılıp, okunma kararının kesinleşmesinden sonra vasiyetnamenin iptali için bir yıllık hak düşürücü sürenin işlemeye başlayacağı, vasiyetnamenin okunması kararın kesinleşmediği, bu durumda öncelikle vasiyetnamenin açılıp okunduğuna dair kararın kesinleşmesi ve vasiyetnamenin iptali ile ilgili hak düşürücü sürenin de geçmesi gerektiği gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiş,hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava;vasiyetnamenin tenfizi istemine ilişkindir.
Görülmekte olan bir davanın sonuçlanmasının başka bir davada bekletici sorun yapılabilmesi için iki şartın gerçekleşmesi gerekir.
a- Bekletici sorun yapılacak davanın başka bir mahkemede görülmekte olması,
b-İki dava arasında bağlantı bulunması.
Davalardan biri hakkında verilecek kararın, diğerini etkileyecek nitelikte bulunması halinde iki dava arasında bağlantı varsayılır ve biri diğeri için bekletici mesele yapılır.
TMK"nun 595.maddesi gereğince; mirasbırakanın ölümünden sonra ele geçen vasiyetnamenin geçerli olup olmadığına bakılmaksızın hemen sulh hakimine teslimi zorunlu olup, vasiyetname teslimden başlayarak bir ay içinde açılır ve ilgililere okunur. Vasiyetname usulünce açılıp, okunma kararının kesinleşmesinden sonra vasiyetnamenin iptali için 1 yıllık hak düşürücü süre işlemeye başlar. Vasiyetnamenin tenfizi davasında öncelikle vasiyetnamenin açılmasına ilişkin kararın kesinleşme tarihli şerhini içerir onaylı sureti getirtilerek, dosya içine konulması gerekir.
Somut olayda vasiyetnamenin açılmasına ilişkin davanın, temyize konu tenfiz davasının açıldığı tarihte henüz kesinleşmemiş olduğu anlaşılmaktadır.
O halde mahkemece; vasiyetnamenin açılması davasının kesinleşmesinin bekletici mesele yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve yukarıdaki gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11.03.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.