12. Hukuk Dairesi 2014/3154 E. , 2014/5820 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Bursa 5. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 04/12/2013
NUMARASI : 2013/1101-2013/955
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Alacaklı tarafından borçlu aleyhine genel haciz yoluyla ilamsız takip başlatıldığı, borçlunun İcra Mahkemesi"ne şikayet yoluyla yaptığı başvuruda, örnek 7 ödeme emrinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğini belirterek tebliğ tarihinin düzeltilmesini istediği, Mahkemece istemin kabul edilerek tebliğ tarihinin 22.11.2013 olarak düzeltilmesine karar verildiği anlaşılmaktadır.
2709 Sayılı 1982 Anayasası"nın Hak Arama Hürriyeti başlıklı 36.maddesinde "Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir."" denilmiştir.
11.01.2011 tarihinde 6099 Sayılı Kanunun 3.maddesiyle 7201 Sayılı Tebligat Kanunu"nun 10.maddesine eklenen 2.fıkraya göre; "Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır"".
Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin "Bilinen Adreste Tebligat" başlıklı 16/2. Maddesinde ""Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır."" denilmiştir.
6099 Sayılı Kanunun Genel Gerekçesinde ""... Uygulamada yaşanan sorunları önlemek üzere Tasarıda yer verilen en önemli değişiklik, 25/4/2006 tarihli ve 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununda kabul edilen "adres kayıt sistemi"nin Tebligat Kanunu"na intibakının sağlanmasıdır. Hatta bu yolla, bazen on-onbeş tebligatla dahi sonuç elde edilemeyen durumlarda (ilânen tebligatın gerektirdiği istisnaî hâller hariç), en fazla iki veya üç tebligatla sorun çözülebilecektir."" denilmiştir.
Tebligat Kanunu"nun 10. maddesine eklenen ikinci fıkrasında gerçek kişilere yapılacak tebligatla ilgili olarak iki aşamalı bir yol benimsenmiştir. Muhatabın adresi takip alacaklısı (veya davacı) tarafından bildirilecek ve normal tebligat çıkarılacaktır. Bildirilen adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi veya başka bir adresi olması arasında fark bulunmamaktadır. Bildirilen adrese çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine Tebligat Kanunu"nun 21/2.maddesine göre tebligat çıkarılacaktır. Tebligat Kanunu"nun 10/2 ve 21/2.maddelerini farklı şekilde yorumlayarak muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine başka adresinin bilinmediği gerekçe gösterilerek doğrudan doğruya 21/2.maddesine göre tebligat çıkartılması doğru değildir.
Bu davranış Anayasanın 36.maddesine aykırı olur ve muhatabın savunma hakkının kısıtlanması anlamına gelir. Tebligat Kanunu"nun 21/2.maddesi aynı zamanda özünde cezalandırmayı da amaçlayan bir düzenleme içermektedir. Yasa koyucu 5490 Sayılı Kanuna göre doğru adresini zamanında Nüfus Müdürlüğü"ne bildirmeyen vatandaşı cezalandırmak amacını gütmüştür. Tebligat yasasının dar yorumlanması geçerli bir mazereti nedeniyle yeni adresini zamanında Nüfus Müdürlüğü"ne bildiremeyen veya önemli bir mazereti nedeniyle (yatarak hastahanede tedavi gören hasta gibi) bir kaç aylığına adresinden ayrılmak zorunda kalan vatandaşın cezalandırılmasına neden olur. Yasanın yorumunda yardımcı kaynak olan madde gerekçelerini dikkate almak gerekir. Tebligat Kanunu"nda değişiklik yapılan madde gerekçelerinden açıkça anlaşılacağı üzere iki veya üç tebligatla sorun çözülmek istenmiştir. Hem yasa metninde,hem yasanın uygulanmasını gösteren yönetmelikte ve hem de madde gerekçesinde muhatabın sadece adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresinin bilinen adres olarak bildirilmesi halinde doğrudan doğruya TK"nun 21/2. Maddesine göre tebligat yapılacağı açıklamasına yer verilmemiş, bilakis bildirilen adrese tebligat yapılamaması halinde 21/2. maddeye göre tebligat yapılacağı önemle vurgulanmıştır.
Somut olayda, alacaklı tarafından takip talebinde şikayetçi borçlu M.. Ö.."un bilinen adresinin ... Sok. No:... K:... İzmir olarak belirtildiği, dava dilekçesi ekinde bulunan 23.01.2007 tarih ve 2244 yevmiye numaralı vekaletnameye göre borçlu M.. Ö.."un F... Kumaş Tekstil Deri Konfeksiyon İthalat ve İhracat San. Tic. Ltd. Şti"nin münferiden imzaya yetkili kişisi olduğu ve takip dayanağı senetlerin arka kısmında da adı geçen şirketin adresinin takip talebinde belirtilen adres ile aynı olduğu, bu adrese çıkartılan ödeme emri tebligatının 06.07.2013 tarihinde muhatabın adres bırakmadan taşınmış olduğu gerekçesi ile bila tebliğ iade olunduğu, bilinen bu adrese çıkartılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi üzerine alacaklı vekilinin 11.07.2013 tarihli talebi doğrultusunda borçlunun adres kayıt sistemi adresi olan U.. mahallesi ... Sok. No:... Karabağlar/İzmir adresine çıkartılan ödeme emrinin, 15.05.2013 tarihinde Tebligat Kanunu"nun 21/2. maddesine göre tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. Borçlunun bilinen adresinin tebliğe elverişli olmaması nedeniyle adres kayıt sistemi adresinin bilinen en son adres olarak kabul edilerek ödeme emrinin bu adrese tebliğinde yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır. Belirtilen bu gerekçe ile borçlunun şikayetinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekil de hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ :Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve HUMK"nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.