Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/13967
Karar No: 2019/11943
Karar Tarihi: 28.05.2019

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2016/13967 Esas 2019/11943 Karar Sayılı İlamı

22. Hukuk Dairesi         2016/13967 E.  ,  2019/11943 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkili davacının, 26.01.2011-01.09.2014 tarihleri arasında özel güvenlik görevlisi olarak davalı şirket nezdinde çalıştığını, davalı işverenin hizmet alımı yolu ile dava dışı şirketlere güvenlik hizmeti sağladığını, ihale ile yeni alınan hizmet alımı kapsamındaki çalışma sürecinde ücretinin düşürüldüğünü, işyeri uygulaması ile hak edilen kira ve bayram ikramiyesi yardımlarının kesildiğini, fazla mesai alacaklarının, bayram ve genel tatil çalışmaları karşılığının, kira yardımı ve bayram ikramiyelerinin ödenmemesi üzerine iş akdinin haklı nedenlerle feshedildiğini belirterek, kıdem tazminatı, fazla mesai ücretleri, kira yardımı alacağı, bayram ikramiye alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı vekili cevap dilekçesinde, 01.05.2014 tarihi itıbarıyla kazanılan yeni ihale kapsamındaki şartlar dikkate alınarak, önceden verilen aylık ücret, kurban, şeker bayramındaki nakdi avans, kurban yardımı, nakdi yardım kaldırılıp, vardiya sisteminin değiştirildiğini, 1 öğün yemeğin de kaldırılarak çalışmaya devam edileceğinin davacıya bildirildiğini, yeni çalışma koşullarını bilerek, çalışmasına devam eden davacının, söz konusu çalışma şartlarına muvafakat ettiğini, önceki dönemdeki bahsi geçen ücret ve ek şartlar kapsamında davaya konu ettiği alacaklarının bulunmadığını, haksız olarak istifa ettiğini beyanla davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
    Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece, davacının iş sözleşmesini fesihte haksız olduğu, talep konusu diğer alacakların da aksi yazılı delil ile ıspatlanamayacak şekilde bordrolarla karşılandığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Temyiz:
    Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
    Gerekçe:
    1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Taraflar arasında uyuşmazlık konusu, çalışma koşullarında işçi aleyhine esaslı değişiklik olup olmadığı, davacının iş sözleşmesinin haklı sebebe dayalı olaark feshedip fesetmediği kıdem tazmşinatına hak kazanıp kazanmadığı noktasında toplanmaktadır.
    İş hukukunun en tartışmalı alanlarından biri çalışma koşullarının tespiti ile bu koşulların uygulanması, değişiklik yapılması, en nihayet işçinin kabulüne bağlı olmayan değişiklik ile işverenin yönetim hakkı arasındaki ince çizginin ortaya konulmasıdır.
    İş hukuku, işçi hakları yönünden sürekli ileriye yönelik gelişimci bir karaktere sahiptir. Bu anlayıştan hareket edildiğinde, işçinin haklarının iş ilişkisinin devamı sırasında daha ileriye götürülmesi, iş hukukunun temel amaçları arasındadır. Çalışma koşulları bakımından geriye gidişin işçinin rızası hilafına yapılamaması gerekir.
    İş ilişkisinden kaynaklanan ve işin yerine getirilmesinde tabi olunan hak ve borçların tümü, “çalışma koşulları” olarak değerlendirilmelidir.
    4857 sayılı İş Kanunu"nun 22. maddesindeki, “işveren, iş sözleşmesiyle veya iş sözleşmesinin eki niteliğindeki personel yönetmeliği ve benzeri kaynaklar ya da işyeri uygulamasıyla oluşan çalışma koşullarında esaslı bir değişikliği ancak durumu işçiye yazılı olarak bildirmek suretiyle yapabilir. Bu şekle uygun olarak yapılmayan ve işçi tarafından altı işgünü içinde yazılı olarak kabul edilmeyen değişiklikler işçiyi bağlamaz. İşçi değişiklik önerisini bu süre içinde kabul etmezse, işveren değişikliğin geçerli bir nedene dayandığını veya fesih için başka bir geçerli nedenin bulunduğunu yazılı olarak açıklamak ve bildirim süresine uymak suretiyle iş sözleşmesini feshedebilir. İşçi bu durumda 17 ila 21. madde hükümlerine göre dava açabilir” şeklindeki düzenleme, çalışma koşullarındaki değişikliğin normatif dayanağını oluşturur.
    Çalışma koşullarının değişikliğinden söz edebilmek için öncelikle bu koşulların neler olduğunun ortaya konulması gerekir.
    Yasanın 22. maddesinin ikinci fıkrasında, çalışma koşullarının, tarafların karşılıklı uzlaşmaları ile değiştirilmesinin her zaman mümkün olduğu kurala bağlanmıştır. Çalışma koşullarında değişiklik konusunda işçinin rızasının yazılı alınması yasa gereğidir. Aynı zamanda işverence değişiklik teklifinin de yazılı olarak yapılması gerekir. İşçi çalışma koşullarında yapılmak istenen değişikliği usulüne uygun biçimde yazılı olarak ve süresi içinde kabul ettiğinde, değişiklik sözleşmesi kurulmuş olur. İşçinin değişikliği kabulü, sadece bu işlem yönünden geçerlidir. Bir başka anlatımla işveren işçinin bir kez vermiş olduğu değişiklik kabulünü, daha sonraki dönemlerde başka değişiklikler için kullanamaz.
    4857 sayılı Kanunun 22. maddesinde, çalışma koşullarında esaslı değişiklik sebebiyle işçinin iş sözleşmesini haklı olarak feshedebileceği öngörülmemiştir. Bununla birlikte çalışma koşullarının değiştirilmesi aynı zamanda koşullarının uygulanmaması anlamına geldiğinden, aynı Yasanın 24. maddesinin (II-f) bendinde belirtilen hal, işçinin haklı fesih nedenleri arasında sayılmıştır. Bu durumda işçinin ihbar tazminatı talep hakkı doğmazsa da, kıdem tazminatı ödenmelidir. Bununla birlikte, çalışma koşullarında esaslı değişikliği kabul etmeyen işçinin iş sözleşmesinin işverence feshi halinde, ihbar ve kıdem tazminatlarını talep hakkı doğar.
    Somut olayda, davacı, davalının yeni hizmet alımı ihalesi üzerine çalışmaya başladığı dava dışı işyerinde ücretinin düşürüldüğünü ve işyeri uygulaması haline gelen bir kısım işçilik alacaklarının da kendisine ödenmediğini ve bu nedenle iş sözleşmesini haklı olarak feshettiğini ileri sürmüş, davalı ise davacının yeni çalışma koşullarına muvafakat ettiğini beyanla davanın reddini savunmuştur. Mahkemece “Davacının 28.04.2014 tarihli muvafakat ile yeni çalışma koşullarını kabul ettiği, 01.05.2014 tarihi sonrası yemek ve kira yardımı ile bayram ikramiyesinin kesilerek, ücretin de asgari ücretin üzerinde ve önceki temel ücretten az olmayacak şekilde devam ettirildiği, davacının da her hangi bir itirazi kayıt sunmadan yazılı olarak 6 günlük süre içerisinde de, ihtar tarihine kadar da itirazı kayıtsız çalışmasının devam ettiği, aradan geçen 4 aylık süre sonrasında, ücretlerinde ve yan haklarında düşüş ile fazla ve tatil çalışma alacaklarının ödenmemesi iddiası ile noterden ihtar çekerek iş akdinin feshinin haklı sebep ile fesih olmadığı” gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiştir. Ancak Mahkemece varılan bu sonuç, tarafların iddia ve savunmaları ve dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Zira davacı tarafından imzalanan ve Mahkemenin kararına dayanak yaptığı 28.04.2014 tarihli “muvafakatname” başlıklı belgede, konut yardımının kaldırılması konusunda açık bir muvafakatin yer almadığı görülmektedir.
    Dosya içeriğinde yer alan ücret bordrolarının incelenmesinde ise davacıya 2013 yılı Ocak ayından itibaren “konut yardımı” adı altında ödeme yapıldığı anlaşılmaktadır. Dosya kapsamında dinlenen taraf tanıkları da, yeni ihale sürecine kadar çalışanlara kira yardımı ödemesinin yapıldığını doğrulamışlardır. Bu durumda konut yardımı ödemesinin işyeri uygulaması haline geldiği dosya kapsamı ile sübut bulmuştur. Dolayısıyla bu konudaki ödemenin kaldırılmasına açıkça muvafakat etmeyen davacının, iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğinin kabulü gerekmektedir. Saptanan bu durum karşısında ve yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulduğunda, davacının iş akdini haklı nedenle feshettiği ve kıdem tazminatına hak kazandığının kabulü gerekmektedir.
    Öte yandan, kira yardımı alacağının işyeri uygulamsı haline geldiği, davacının bu konudaki alacaktan vazgeçme yönünde açık muvafakatinin bulunmadığı hususları nazara alındığında, bu konudaki alacak talebinin de kabulü gerektiğinden, yazılı şekilde reddi isabetli değildir.
    Bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeyle davanın reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 28.05.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi