Esas No: 2021/30054
Karar No: 2022/3224
Karar Tarihi: 20.01.2022
Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2021/30054 Esas 2022/3224 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık tehdit suçu işlemiş ve temyiz istemleri reddedilmiştir. Ancak, temyiz harcı ödenmediği için temyiz talebi reddedilmiş ve bu durum Anayasa'nın mahkemeye erişim hakkını engellememesi ilkesine aykırıdır. Bu nedenle, 27/06/2011 tarihli ek kararın kaldırılmasına karar verilmiştir. Ayrıca, sanığın temyiz iddiaları zaman aşımına uğramıştır ve kamu davası düşmüştür. Kanunlar arasındaki çelişkide, milletlerarası andlaşmaların hükümleri esas alınır ve mahkemeye erişim hakkı korunur. Kararda, zamanaşımı hükümleri, 5237 sayılı TCK'nın 66/1-e maddesi, 5271 sayılı CMK'nın 223/8. maddesi, CMUK'nın 321 ve 322. maddeleri detaylı açıklanmıştır.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Tehdit
HÜKÜM : Temyiz isteminin reddi
KARAR
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre, 27/06/2011 tarihli ek kararın, başka suçtan ceza infaz kurumunda hükümlü olarak bulunan sanığa, CMK'nın 35/3. maddesine aykırı olarak tebliğ edilmesi nedeniyle, sanığın 27/11/2017 tarihli temyiz talebinin, anılan ek karara yönelik gerçekleştirildiği kabul edilerek dosya görüşüldü:
Anayasa Mahkemesi'nin 20/10/2011 tarih ve 2011/54-123 sayılı kararı ile 6217 sayılı Yargı Hizmetlerinin Hızlandırılması Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 13. maddesiyle, 02/07/1964 günlü, 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun (1) sayılı Tarifesinin 'A)Mahkeme Harçları' bölümünün değiştirilen 'IV. temyiz, istinaf ve itiraz harçları' kısmının' Yargıtay ceza dairelerine yapılacak temyiz başvurularında 40 TL' biçimindeki (b) fıkrasının iptaline karar verilmiştir. Kararda da belirtildiği üzere, Kanun koyucunun yargı hizmetlerinin verilmesi karşılığında harç alınması biçiminde düzenleme yapma yetkisi bulunmakla birlikte, bunun Anayasa'nın 36. maddesi kapsamında bulunan mahkemeye erişim hakkını engellememesi için, 'harcın miktarının makul olması', 'harcın alınmasında haklı bir amacın olması', 'ulaşılmak istenen amaç ile harç miktarı arasında orantı olması' ve 'ödeme gücü olmayanlar bakımından etkili adlî yardım sisteminin olması' kriterlerine uyulması gerekir. Nitekim Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatları da bu yöndedir. (Tolstoy-Miloslavsky/İngiltere, 13/06/1995, No:18139/91; Kreuz/Polonya, 18/06/2001, No:28249/95; Bakan/Türkiye, 12/06/2007, No: 50939/99; Ülger/Türkiye, 26/06/2007, No: 25321/02).
Bu açıklamalar ışığında, Yerel Mahkemece, sanığa yapılan ihtara rağmen, 40 TL temyiz harcının sanık tarafından yatırılmaması nedeniyle, 27/06/2011 tarihli ek kararla temyiz istemi reddedilmiş ise de; Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6. maddesinde düzenlenmiş olan adil yargılanma hakkı, taraflar arasında (hukuk davasında davacı ve davalı, ceza yargılamasında sanık ve iddia makamı) bir fark gözetilmeksizin, karşılıklı olarak iddia ve savunmanın eşit ölçülerde yapılabilmesi anlamına gelir. Hakkı düzenleyen 6. madde pek çok hak ve ilkeyi içeren genel bir madde olup, yargılamanın hakkaniyete uygun, adil bir biçimde yerine getirilmesini amaçlar. Anayasa'nın 90. maddesinin son fıkrasında usulüne göre yürürlüğe konulmuş Milletlerarası Andlaşmaların Kanun hükmünde olduğu, usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası antlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümlerinin esas alınacağı düzenlenmiştir. Ayrıca Anayasa'nın 36. maddesinin birinci fıkrasında 'Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı ve davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir' hükmüne yer verilmesi karşısında, Yerel Mahkemece verilen temyiz talebinin reddine dair 27/06/2011 tarihli ek kararın, ödeme gücü olmayanlar bakımından mahkemeye erişim hakkını engelleyecek nitelikte olması nedeniyle kaldırılması suretiyle yapılan incelemede;
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Zamanaşımının son kesme nedeni olan, mahkumiyet hükmünün kurulduğu 02/06/2011 tarihine göre, 5237 sayılı TCK’nın 66/1-e maddesinde öngörülen 8 yıllık olağan dava zamanaşımının gerçekleştiği anlaşıldığından, sanık ...'in temyiz iddiaları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca, tebliğnameye uygun olarak, başkaca yönleri incelenmeksizin HÜKMÜN BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta, CMUK'nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan, sanık hakkında açılan kamu davasının, gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle, 5237 sayılı TCK'nın 66/1-e, 5271 sayılı CMK'nın 223/8. maddeleri gözetilerek DÜŞMESİNE, 20/01/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.