22. Hukuk Dairesi 2019/3755 E. , 2019/11938 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili dava dilekçesinde, davalıya ait iş İrlanda’da bulunan işyerinde 2003-2005 yılları arasında borucu olarak çalıştığını, saat ücretinin 16,80 euro olduğunu, ayrıca 3 öğün yemek ve barınmanın da işverence karşılandığını, işverence haksız ve bildirmsiz olarak işten çıkartıldığını, ihbar kıdem tazminatının ödenmediğini belirterek kıdem tazminatı ve ihbar tazminatının davalıdan tahsilini talep etmiştir
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili cevap dilekçesinde, alacağın zaman aşımına uğradığını,yurtdışında geçen hizmetler için kur üzerinden hesap yapılamayacağını,, hizmet akdinin belirli süreli olduğunu ve ihbar süresi verilemeyeceğini, İrlanda mahkemesince verilen tasfiye kararı sebebi ile bankadan işçilik alacakları karşılığı 10.802.33 euro ödendiğini beyanla davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece davanın kabulüne dair verilen ilk karar Dairemizin 2014/33404 esas 2016/2678 karar sayılı 08.02.2015 tarihli kararı ile bozulmuş, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu:
Karar, yasal süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Mahkemece bozmaya uygun yargılama yapılıp yapılmadığı, davacının ücretinin bozma ilamına uygun olarak belirlenip belirlenmediği hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Davanın kabulü hakkında verilen ilk karar, Dairemizce “Davacının bilinen net ücretinden bilinmeyen brüt ücreti hesaplanırken eklenecek kesintilerin ne olduğu konusunda anlaşmazlık bulunmaktadır. Bu noktada özellikle davacı işçinin 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun 86. maddesinde düzenlenen topluluk sigortasından yararlanıp yararlanmadığı ile 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun geçici 6. madde hükümleri de dikkate alınarak isteğe bağlı sigortalılık durumunun ne olduğu belirleyici olacaktır. Mahkemece bu hususlar açılığa kavuşturulmadan ve davalı tarafın bu yöne ilişkin itirazları karşılanmadan davacı işçinin yurt içinde çalışan işçiler gibi brüt ücretinin tespit edilmesi hatalı olmuştur. Şu halde mahkemece davacının sigortalılık durumu netleştirilmeli, buna göre de davacının ücretinden kesilmesi gereken primler tespit edildikten sonra brüt ücreti belirlenmelidir.” gerekçesi ile bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir. Yargıtayın bozma kararına uyan mahkeme artık bozma kararı gereğince işlem yapmak ve hüküm vermek zorundadır.(09/05/1960 gün ve 21/9 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı)
5510 sayılı Kanun"un 5/g. maddesinde 5754 sayılı Kanun"la yapılan değişiklikle;“Ülkemiz ile sosyal güvenlik sözleşmesi olmayan ülkelerde iş üstlenen işverenlerce yurt dışındaki işyerlerinde çalıştırılmak üzere götürülen Türk işçileri 4. maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılır ve bunlar hakkında kısa vadeli sigorta kolları ile genel sağlık sigortası hükümleri uygulanır. Bu sigortalıların uzun vadeli sigorta kollarına tabi olmak istemeleri halinde, 50. maddenin ikinci fıkrasındaki Türkiye’de yasal olarak ikamet etme şartı ile aynı fıkranın (a) bendinde belirtilen şartlar aranmaksızın haklarında isteğe bağlı sigorta hükümleri uygulanır. Bu kapsamda, isteğe bağlı sigorta hükümlerinden yararlananlardan ayrıca genel sağlık sigortası primi alınmaz.” hükmü getirilmiştir.
Ülkemiz ile uluslararası sosyal güvenlik sözleşmesi imzalanmamış ülkelerde iş üstlenen işverenlerce yurt dışındaki işyerlerinde çalıştırılmak üzere götürülen Türk işçilerinden isteğe bağlı sigortalılık talebinde bulunanlardan Türkiye’de ikamet şartı aranmamaktadır.
5754 sayılı Kanun"la yapılan değişiklikle, 5510 sayılı Kanun"un 5. maddesinin (g) bendi gereğince 2008 yılı Ekim ayı başından itibaren Ülkemiz ile uluslararası sosyal güvenlik sözleşmesi bulunmayan ülkelerde iş üstlenen işverenlerce yurt dışındaki işyerlerinde çalıştırılmak üzere götürülen Türk işçileri hakkında kısa vadeli sigorta kolları ile genel sağlık sigortası hükümleri uygulanacaktır.
Somut olayda, bozma öncesi verilen kararda, davacının ücreti önce aylık 2.620,80 euro olarak belirlenmiş, fesih tarihi itibarıyla Türk Lirası karşılığının net 4.225,52 TL olduğu, %14 SSK işçi payı, %1 işsizlik işçi payı, %15 gelir vergisi ve %0,6 damga vergisi ilavesi ile brüt 5.897,45 TL olduğu tespit edilmiş ve tazminata esas ücret brüt ücret hesabı bu şekilde yapılmıştır. Ancak bozma ilamında da belirtildiği üzere yurt dışı çalışmalarında, brüt ücretin hesaplanması farklılık göstermektedir. Bozma kararı sonrası yapılan yargılamada, dosyaya gönderilen kurum yazı cevabından ve davacı vekilinin 03.07.2018 tarihli duruşmadaki beyanından, davacının isteğe bağlı sigortalı olmadığı gibi topluluk sigortasından da yararlanmadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle tazminata esas brüt ücretin bu bilgiler çerçevesinde yeniden hesaplanması gerekmekte iken önceki raporun değiştirilmesini gerektirir bir durum olmadığı gerekçesiyle yapılan hatalı hesaplamaya itibar edilerek karar verilmesi doğru olmamıştır. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek yanılgılı değerlendirme ile verilen karar hatalı olup, aynı sebeplerle yeniden bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halide ilgiliye iadesine, 28.05.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.