1. Hukuk Dairesi 2018/3349 E. , 2020/6052 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 2. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, ilk derece mahkemesince davanın kabulüne dair verilen kararın davalı tarafça istinafı üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesince, ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı tarafça yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 17.11.2020 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılar vekili Avukat ... geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davalılar ... v.d. vekili gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava, ölünceye kadar bakma akdinin iptali ve tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı, adına kayıtlı 4203 ada 19 parsel sayılı taşınmazını 14.08.2013 tarihinde ölünceye kadar bakma akdi ile oğlu olan davalıya temlik ettiğini, ancak davalının edimlerini yerine getirmediğini ileri sürerek dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiş, yargılama aşamasında 10.11.2017 tarihinde ölümü üzerine davaya mirasçıları tarafından devam edilmiştir.
Davalı, davacı babasının 1994 yılından beri kendisi ile yaşamakta olduğunu, hastalıkları nedeniyle bakıma muhtaç olduğunu, iki katlı evin olduğu taşınmazın tapusunu istemediği halde babasının ısrarları sonucu temlikin yapıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, dosya kapsamından ölünceye kadar bakma akdine taraf olan ...’ın oğlunun evinde değil, bir kat alttaki evde yaşamak durumunda kaldığı, diğer çocuklarının yanına gelemedikleri, hayatını yalnız geçirmemek için yaptığı sözleşmenin onu yalnız yaşamaktan kurtarmadığı, üst katta oturan gelinin yemek getirmesi, çamaşırını yıkaması onun sözleşmeden beklediği yararı sağlamadığı için eldeki davayı açmış olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş, verilen karara karşı istinaf talebinde bulunulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk dairesi 08.05.2018 tarihli kararı ile, sözleşmeye aykırılık sebeplerinin mevcut olmadığı, davalının bakım edimini ifa ettiği, davacı tanıklarının sürekli davacının yanında olan kişiler olmaması nedeniyle onların gördükleri sırada evin dağınık ve kirli olmasının doğrudan bakım ediminin yerine getirilmediği sonucunu doğurmayacağı, davacının dava açmaktaki asıl nedeninin diğer çocuklarına mal bırakamamış olması olduğu, davalının dava açıldıktan sonraki dönemde dahi davacı ile ilgilenmeye devam ettiği,davalı vekilinin istinaf sebeplerinin yerinde olduğu gerekçesi ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulmasına ve davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 4203 ada 19 parsel sayılı, 1.385 m2 yüzölçümlü, arsa vasıflı taşınmazın tamamı Vahdettin adına kayıtlı iken 14.08.2013 tarihli Ölünceye kadar bakım akdi ile davalı oğluna temlik ettiği, davacının yargılama aşamasında 10.11.2017 tarihinde öldüğü, geriye mirasçı olarak davalı oğlu ... ile, davaya devam eden çocukları ..., ... ve ...’in kaldıkları, davalı ...’in de dosya temyiz aşamasında iken 05.05.2018 tarihinde öldüğü, geriye eşi ... ile çocukları ..., ... ve Kevser’in kaldıkları anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (TBK) m. 611. maddesine göre ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmesi, taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükleyen bir akittir. (818 s. Borçlar Kanununun (BK) m. 511). Başka bir anlatımla ivazlı sözleşme türlerindendir. Bu sözleşme ile bakım alacaklısı, sözleşme konusu malın mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme; bakım borçlusu da bakım alacaklısına yasanın öngördüğü anlamda ölünceye kadar bakıp gözetme yükümlülüğü altına girer. (TBK m. 614 (BK) m. 514)).
Hemen belirtmek gerekir ki, bakıp gözetme koşulu ile yapılan temliki işlemin geçerliliği için sözleşmenin düzenlendiği tarihte bakım alacaklısının özel bakım gereksinimi içerisinde bulunması zorunlu değildir. Bu gereksinmenin sözleşmeden sonra doğması ya da alacaklının ölümüne kadar çok kısa bir süre sürmüş bulunması da sözleşmenin geçerliliğine etkili olamaz.
Somut olaya gelince, dinlenen davacı tanıklarının beyanlarıyla bakım alacaklısı davacının kendi evinde yaşadığı, bakım borçlusu tarafından sözleşme gereğince gösterilmesi gereken ilgi ve ihtimamın gösterilmediği, yemek ve temizlik gibi günlük ihtiyaçlarının karşılanmadığı, dinlenen davalı tanıklarının davalının yakınları olduğu anlaşıldığından, davacı tanıklarının beyanlarına üstünlük tanınmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Davacı yanın yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK"nun 371/1-a maddesi gereğince ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi kararının BOZULMASINA, HMK"nun 373/2. maddesi gereğince dosyanın kararı veren ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 02.01.2020 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 2.540.00. TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 17.11.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.