Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/5889
Karar No: 2019/1841
Karar Tarihi: 11.03.2019

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2017/5889 Esas 2019/1841 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2017/5889 E.  ,  2019/1841 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen menfi tespit- istirdat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı; davalı kiraya veren tarafından, ... 10. İcra Müdürlüğü"nün 2012/8581 E. sayılı takip dosyası ile, 07.12.2010 başlangıç tarihli 1 yıl süreli kira sözleşmesine dayalı olarak hakkında icra takibi başlatıldığını, kira sözleşmesini kefil sıfatıyla imzaladığını, takibe dayanak yapılan kira sözleşmesindeki kefalet kaydının kendi beyanı ile örtüşmediğini, davalı tarafından sonradan eklendiğini, asıl kira sözleşmesinin elektrik ve su abonelik işlemlerinde ilgili kurumlara verildiğini, bahse konu kira sözleşmesi uyarınca 1 yıllık kira süresi ile sorumlu olduğunu, takibe konu borçtan ötürü sorumluluğuna gidilemeyeceğini ileri sürerek; haksız ve kötüniyetli başlatılan icra takibi nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, icra tehdidi altında ödemek zorunda kaldığı bedelin tespiti ile davalıdan istirdadına, davalı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı; davacının, 07.12.2010 başlangıç tarihli kira sözleşmesini kefil sıfatıyla ve hür iradesi ile imzaladığını, davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, kira sözleşmesinin 10. maddesine göre, kefilin sorumluluğunun 5 yıl süre ile 3 yıllık kira bedeli tutarında sınırlandırıldığını, davanın hak düşürücü süre içinde açılmadığını savunarak; davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece; kira sözleşmesinin aslı üzerinde mahkemece yapılan inceleme neticesinde, sözleşmenin el yazısı ile doldurulan kısımlarının tümünün aynı kişi tarafından kaleme alındığının sabit olduğu, davacı kefilin kefalete ilişkin kaydın sonradan doldurulduğuna dair iddiasını ispatlayamadığı, davacının kefalete ilişkin sorumluluğunun 5 yıl süre ile 3 yıllık kira bedeli tutarında sınırlı olarak kabul edilmesi gerektiği, gecikme faizinin % 18 olarak uygulanacağı, TBK"nın 346. maddesi gereği kiracıya , kira bedeli ve yan giderler dışında başkaca bir ödeme yükümlülüğü getirilemeyeceği, kira bedelinin zamanında
    ödenmemesi halinde ceza koşulu ödeneceğine veya sonraki kira bedellerinin muaccel olacağına ilişkin anlaşmaların geçersiz olduğu, dolayısıyla takip tarihinden sonrasına tekabül eden 2012 Temmuz- Kasım tarihleri arasındaki dönemlere dair henüz muaccel hale gelmeyen 5 aylık kira bedelinin talep edilemeyeceği, davacının maaşından 30.11.2015 tarihi itibariyle toplam 14.531,75 TL kesinti yapıldığı, davacının takip dosyasından ötürü ise toplam 11.897,40 TL den sorumluluğuna gidilebileceği, bu sebeple 2.634,35 TL fazladan ödemenin bulunduğu gerekçesiyle; davacının ... 10. İcra Müdürlüğü"nün 2012/8581 E. Sayılı dosyasına ödemek zorunda kaldığı 2.634,35 TL nin davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; hüküm, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava; kira sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsili amacıyla, sözleşmeyi kefil sıfatıyla imzalayan davacı aleyhine başlatılan icra takibinden ötürü, borçlu olmadığının tespiti ve istirdat istemine ilişkindir.
    1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre; davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2-) HMK"nın 266.maddesine göre; ""Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir.""
    Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 30.05.2001 gün 2001/12-436 E., 2001/467 K. sayılı ve 07.10.2009 gün 2009/12-382 E., 2009/415 K. sayılı ilamlarında da belirtildiği gibi herhangi bir belgedeki imza veya yazının atfedildiği kişiye ait olup olmadığı hususunda yapılacak bilirkişi incelemesinin, konunun uzmanınca ve yeterli teknik donanıma sahip bir laboratuvar ortamında, optik aletler ve o incelemenin gerektirdiği diğer cihazlar kullanılarak, grafolojik ve grafometrik yöntemlerle yapılması, bu alet ve yöntemlerle gerek incelemeye konu ve gerekse karşılaştırmaya esas belgelerdeki imza veya yazının tersim, seyir, baskı derecesi, eğim, doğrultu gibi yönlerden taşıdığı özelliklerin tam ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenip karşılaştırılması; sonuçta, imza veya yazının atfedilen kişiye ait olup olmadığının, dayanakları gösterilmiş, tarafların, mahkemenin ve Yargıtay’ın denetimine elverişli bir raporla ortaya konulması, gerektiğinde karşılaştırılan imza veya yazının hangi nedenle farklı veya aynı kişinin eli ürünü olduklarının fotoğraf ya da diğer uygun görüntü teknikleriyle de desteklenmesi şarttır.
    Somut olayda; davacı icra takibine konu kira sözleşmesindeki kefalete ilişkin kayıtların, kendisinin bilgisi dışında, sözleşme imzalandıktan sonra doldurulduğunu iddia etmiş; kendilerinde bulunan asıl kira sözleşmesinin ise elektrik ve su abonelik işlemleri için ilgili kurumlara verildiğini ve bu kurumlara müzekkere yazılarak celbedilmesini istemiştir. Davalı ise; takibe konu kira sözleşmesinin emlakçının el yazısı ile düzenlendiğini ve taraflarca imzalandığını savunmuştur. Mahkemece, taraf delilleri toplanılmadan, davalı tarafından sunulan kira sözleşmesi üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmaksızın karar verildiği anlaşılmıştır.
    O halde; mahkemece, taraf delilleri toplanılıp, toplanacak deliller dosya içeriğiyle yeniden değerlendirildikten sonra, gerekirse dava konusu kira sözleşmesi üzerinde konusunda uzman bilirkişi marifetiyle inceleme yaptırılıp, sözleşme üzerindeki yazıların aynı kişinin eli ürünü olup olmadığı hususunun kuşkuya yer vermeyecek şekilde açıklığa kavuşturularak, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, taraf delilleri toplanılmadan, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    3-) 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297. maddesinde, hüküm fıkrasında nelerin yer alacağı açıklanmış olup; 297. maddenin 2. fıkrası ile " Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında ; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir." düzenlemesi mevcuttur.
    Somut olayda; davacı, eldeki dava ile cebri icra tehditi altında ödediği bedel ile takip konusu yapılan miktar yönünden borçlu olmadığının tespitini talep etmiş, mahkemece bu taleplerden yalnızca istirdata yönelik talep yönünden değerlendirme yapılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, menfi tespit istemi hakkında olumlu yada olumsuz bir karar verilmemiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci ve üçüncü bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 11.03.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi