19. Hukuk Dairesi 2016/4524 E. , 2017/2795 K.
"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında 29.12.2008 tarihinde 1 yıllık dönemi kapsayan imzalandığını, sözleşmeye göre ilgili bölgede tek yetkili kılındığını,ilk üç ay sözleşmenin uygun bir şekilde devam ettiğini, ancak davalının sözleşmeye aykırı davranışı ile kuaför müşterilere yazı göndererek davacı ile distribütörlük ilişkilerinin bittiğini ve bundan sonra kuaför müşterilerin ürünlerini almaları için başka distribütörlerle irtibata geçmelerini bildirdiğini, davalının sözleşmeye aykırı olan davranışlarından zarar görmesi sonucu davalıya e-mail ile ihtarda bulunulduğunu, 27.07.2009 tarihinde de noter kanalıyla ihtarname gönderildiğini, müvekkili şirketin sözleşmenin bitim tarihi olan 31.12.2009 tarihine kadar ortalama 8.500,00 TL aylık kazançtan 9 ayda 76.500,00 TL kazançtan mahrum kaldığını, ayrıca müvekkilinin kuaförlere yaptığı vadeli satışlarda %6 ilave kazanç sağladığını, müvekkilinin tüm satışlarının %90"ının vadeli satışlardan oluştuğunu, bu kalem kar mahrumiyetinin 9 aylık tutarının da yaklaşık 22.000,00 TL tutarında olduğunu ileri sürerek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL"nin 10.08.2009 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tazminine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 22.01.2015 tarihli ıslah dilekçesi ile; fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla 26.175,60 TL tutarındaki müspet zararın (artırılan miktar 16.175,60 TL) ticari faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Davalı vekili,sözleşmenin taraflar arasındaki ilişkiler, satış koşulları ve esasları başlıklı maddelerinde davalının sözleşme konusu ürünlerin nihai fiyatlarını, kar marjlarını serbestçe belirleme ve sipariş miktarı ile teslimat tarihlerinde değişiklik yapabilme yetkilerine sahip kılındığını, sözleşme konusu ürünün satış ekibinin başka bir satış kanalına devredilmesinin davalının sözleşmeden kaynaklanan hakkı ve sözleşmenin ihlali olarak değerlendirilemeyeceğini, davacı tarafından müspet zarar olarak gösterilen miktarın afaki olarak hesaplandığını, davacının 2009 yılının ilk üç ayında satmış olduğu ürün miktarını diğer aylarda da satabileceği yönünde elde kesin bir veri bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, taraflar arasında 01/01/2009-31/12/2009 tarihleri arasında geçerli olacak etkili olduğu bölgede başka distribütörlere ürün sattığının sunulan faturalar ve tanık anlatımları ile doğrulandığı,mali müşavir aracılığıyla alınan bilirkişi raporuna göre davacının 3 aylık dönemde elde ettiği brüt kardan sadece finansman giderleri mahsup edildiğinde 3 aylık net karının 25.777,71 TL kadar olabileceği, 9 aylık net karın ise 25.777,71 TL*3= 77.333,13 TL kadar olabileceğinin belirtildiği gerekçesiyle davanın ıslah doğrultusunda kabulü ile davacının
26.175,60 TL alacağının 10.000 TL lik kısmına 10/08/2009 temerrüt tarihinden itibaren, 16.175,60 TL lik kısmına 22/01/2015 ıslah tarihinden itibaren 3095 sy 2/1 mad gereğince yürütülecek yasal temerrüt faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle davalının distribütörlük sözleşmesini fiilen süresi sona ermeden sonlandırmış olmasına göre davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 05/04/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.