Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/6040
Karar No: 2019/1834
Karar Tarihi: 11.03.2019

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2017/6040 Esas 2019/1834 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2017/6040 E.  ,  2019/1834 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı; davalının, davacı şirketin kiracısı olduğunu, taşınmazı tahliye ettiğini, muaccel olan ve fatura kesilerek tahakkuk ettrilen 2012 Eylül ve Ekim ayı kira bedelleri ile aynı döneme ait aidat bedelinin ödenmediğini, ödenemeyen kira ve aidat alacağının tahsili amacıyla davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalının icra takibine kısmen itiraz ederek, sadece 1.550,00 TL tutarında borcu kabul ettiğini, davalının haksız ve kötüniyetli itirazı neticesinde takibin durduğunu ileri sürerek; itirazın iptali ile takibin devamına, davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı; davacı ile aralarında kira ilişkisinin 16/07/2012 tarihli ihtarname ile sözleşmeye uygun bir şekilde sona erdirildiğini ve kiralananın anahtarlarının 18/10/2012 tarihli teslim tutanağı ile davacı kiraya verene teslim edildiğini, 2012 Ekim ayı sonu itibariyle taraflar arasında alacak-borç ilişkisinin kalmadığını, davacının 2012 Ekim ayı kira bedelinin tamamını talep edemeyeceğini, tahliye tarihi dikkate alındığında sadece 18 günlük kira bedelinden sorumluluklarının bulunduğunu; davacıya ödenen 9.300 Dolar depozito bedelinin ise, kira sözleşmesinin sona ermesi ile birlikte kira alacağından mahsup edildiğini ve bu hususun cari hesap hareketlerine yansıtıldığını, yine 31/10/2012 tarihinde 35.835,00 TL tutarında bakiye kalan borcun davacıya ödendiğini, davacının kötüniyetli olduğunu, alacak istemine yönelik talep ve belgelerinin dayanaksız kaldığını savunarak; davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece; hükme esas alınan 12/02/2014 tarihli kök ve 23/02/2015 tarihli ek rapor doğrultusunda, davalının kiralanan depo için süresinde mal sahibine fesih ihbar bildiriminde bulunmadığı, bu nedenle 2012 Ekim ayı dönemine ait kira bedelinin tamamından sorumlu olduğu, kesilen iade faturasının 6.220,00 TL ve ödenmeyen aidat bedelinin 1.181,00 TL olduğunun kabulü gerekeceği gerekçesiyle; davanın kısmen kabulüne, davalının Küçükçekmece 3. İcra Müdürlüğü"nün 2012/10743 Esas sayılı takip dosyasına vaki itirazının kısmen iptali ile, takibin 7.401,00 TL asıl alacak üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; hüküm, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, kira ve aidat alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
    1-) İspatın konusunu tarafların üzerinde anlaşamadıkları ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek çekişmeli vakıalar oluşturur. HMK’nın ispat yükünü düzenleyen 190. maddesine göre ispat yükü; kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Kanunun belirli delillerle ispatını emrettiği hususlar, başka delillerle ispat edilemez. Kira sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda, kira ilişkisi, kira sözleşmesinin başlangıç tarihi ve kira miktarının kiraya veren tarafından; kira bedelinin ödendiğinin ise kiracı tarafından ispatlanması gerekir. Kiracı, kiralananı kullanımında bulundurduğu sürece kira bedelini ödemekle yükümlüdür.
    Somut olayda; taraflar arasında kira ilişkisinin kurulduğu ve kiralananın 18/10/2012 tarihli anahtar teslim tutanağı ile davalı kiracı tarafından tahliye edilerek ,kiralananın anahtarlarının davacı kiraya verene teslim edildiği hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, dava konusu kiralanan depo ve ofise ait kira sözleşmelerinin başlangıç tarihlerine yöneliktir. Nitekim; yargılama aşamasında taraflarca, kira başlangıç tarihleri birbiriyle çelişen kira sözleşmeleri sunulmuş olup, mahkemece, davalı tarafça sunulan kira sözleşmeleri kapsamında alınan bilirkişi raporu doğrultusunda hüküm tesis edilmiştir. Davacı kiraya veren ise, bilirkişi raporlarına karşı itirazında ,kendisinin sunmuş olduğu kira sözleşmeleri dikkate alındığında, davalının sözleşmede kararlaştırılan fesih ihbar sürelerine uymadığını beyan etmiş, mahkemece, davacının rapora karşı itirazlarının karşılanmadığı anlaşılmıştır. Bununla birlikte; davalı tarafından sözleşmenin feshine yönelik çekilen ihtarnamelerin kiraya verene ne zaman tebliğ edildiğine ilişkin dosyada herhangi bir bilgi ve belge bulunmamaktadır. Bu durumda, fesih ihbarnamesinin hangi tarihte davacıya tebliğ edildiğinin ve bu tarih itibariyle sözleşmenin, sözleşmede kararlaştırılan fesih ihbar süresine uygun şekilde feshedilip edilmediğinin tespit edilmesi zorunludur. Eğer sözleşme, kararlaştırılan fesih ihbar süresine uymadan feshedilmiş ise, kira sözleşmesinin kendiliğinden 1 yıl süreyle uzaması gündeme gelecektir. Bu durumda da , kiracının, kira süresi sona ermeden kira sözleşmesini tek taraflı feshederek kiralananı tahliye etmesi nedeniyle, kural olarak kira süresinin sonuna kadar kira parasından sorumludur. Ancak 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 114. maddesi (mülga 818 Sayılı BK.nun 98.maddesi) göndermesi ile aynı Kanunun 52.maddesi (mülga BK.nun 44. maddesi) uyarınca, kiraya verenin de zararın artmasına neden olmaması gerekir. Kiracının sorumluluğu, kiralananın kira sözleşmesindeki bedel ve koşullarda yeniden kiraya verilebileceği süre kadardır.
    Hal böyle olunca, mahkemece; yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular dikkate alınarak, öncelikle, davacı kiraya veren tarafından dosyaya kira sözleşmelerinin asıllarının sunulmasının istenilmesi, gerekirse davacı kiraya veren tarafından dosyaya dava konusu kiralanan ofise ait kira sözleşmesinin başlangıç tarihinin tespiti noktasında taraflar isticvap edilerek bu hususun aydınlatılması sağlandıktan sonra, sözleşmenin feshine yönelik 16/07/2012 tarihli ihbarnamenin davacıya tebliğ edilip edilmediği, tebliğ edilmişse tebliğ tarihinin tespit edilmesi, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken; davacının rapora karşı itirazları karşılanmadan, çelişki ve eksiklikler giderilmeksizin, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    2-) Bozma nedenine göre davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince davacı yararına bozulmasına BOZULMASINA, ikinici bentte açıklanan nedenle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 11.03.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi