Esas No: 2021/6954
Karar No: 2021/6244
Karar Tarihi: 14.12.2021
Danıştay 10. Daire 2021/6954 Esas 2021/6244 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2021/6954
Karar No : 2021/6244
DAVACI : ...
DAVALI : ...Başkanlığı / ...
DAVANIN_ÖZETİ : Davacı tarafından, bakmakla yükümlü olduğu çocuğu için reçete edilen aktif doğrultucu kaskın bedelinin ödenmesi istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin Sosyal Güvenlik Kurumu Ankara Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğünün ...tarih ve E....-...sayılı işleminin ve anılan işlemin dayanağı olan Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliğinin 3.1.2. maddesinin (anılan tıbbi cihazın Sağlık Uygulama Tebliği'nin eki listelerine alınmaması sebebiyle bu yönüyle sınırlı olmak üzere) eksik düzenleme içerdiğinden bahisle iptali ve yürütülmesinin durdurulması ile söz konusu kaskın bedeli olarak ödenen 3.105 Amerikan Doları karşılığı olan 26.796,46 TL'nin ödeme tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : ...
DÜŞÜNCESİ : 2577 sayılı Kanun'un 3. ve 5. maddelerine uygun bulunmayan dava dilekçesinin reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 14. maddesi uyarınca hazırlanan Tetkik Hakiminin raporu ve sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra, davacının yürütmenin durdurulması istemi hakkında bir karar verilmeksizin dava dosyası öncelikle 2577 sayılı Kanun'un 14/3-g maddesi gereğince dava dilekçesinin 3. ve 5. maddelerine uygun olup olmadığı yönünden incelenerek gereği görüşüldü:
1) Dava konusu edilen Sosyal Güvenlik Kurumu Ankara Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğünün ...tarih ve ...sayılı bireysel işlemi bakımından;
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 5. maddesinde, her bir idari işlem aleyhine ayrı ayrı dava açılacağı, ancak aralarında maddi ya da hukuki yönden bağlılık ya da sebep sonuç ilişkisi bulunan birden fazla işleme karşı bir dilekçeyle dava açılabileceği; aynı Kanun'un 15. maddesinin 1/d bendinde ise, 5. maddeye uygun olmayan dava dilekçesinin otuz gün içinde yeniden dava açılmak üzere reddedileceği hükmüne yer verilmiştir.
2575 sayılı Danıştay Kanunu'nun 24. maddesinde ise, kamu kurum ve kuruluşlarınca çıkarılan ve ülke çapında uygulanacak düzenleyici işlemlerin iptali istemiyle açılacak davalarda, ilk derece mahkemesi olarak Danıştayın görevli olduğu kurala bağlanmıştır.
Öte yandan, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun ''Uyuşmazlıkların çözüm yeri'' başlıklı 101. maddesinde de, ''Bu Kanun'da aksine hüküm bulunmayan hallerde, bu Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıklar iş mahkemelerinde görülür.'' hükmü yer almaktadır.
Yukarıda aktarılan Kanun maddelerine göre, 5510 sayılı Kanun'un ve bu Kanun'a dayanılarak çıkarılan düzenleyici işlemlerin uygulanması sonucunda tesis edilen bireysel işlemlerden kaynaklanan uyuşmazlıkların görüm ve çözümünde iş mahkemesinin görevli olduğu; sözü edilen Kanun'un uygulanmasını göstermek için çıkarılan düzenleyici işlemlere karşı açılan davaların ise, ilk derece mahkemesi olarak Danıştayda görüleceği hususunda duraksama bulunmamaktadır.
Dosyanın incelenmesinden; davacının bakmakla yükümlü olduğu çocuğuna kraniosinostoz (kafatası kemiklerinin erken birleşmesinden kaynaklı rahatsızlık) teşhisi konulduğu, 14/09/2021 tarihinde yapılan ameliyat sonrası düzenlenen Ankara Şehir Hastanesinin 20/09/2021 tarih ve 2013 sayılı raporuna istinaden hastanın 6-10 ay süre ile aktif doğrultucu kask kullanması gerektiğinin bildirildiği, davacı tarafından 22/09/2021 tarihli faturaya istinaden söz konusu cihaza 2.875,00 USD ödendiği, ödenen bedelin karşılanması istemiyle yapılan 03/11/2021 tarihli başvurunun, Sosyal Güvenlik Kurumu Ankara Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğünün ...tarih ve ... sayılı işlemi ile, ayakta tedavi kapsamında Sağlık Uygulama Tebliği listelerinde olmadığından başvuruda belirtilen aktif doğrultucu kask için geri ödeme işlemi yapılamadığı belirtilerek reddedilmesi üzerine, başvurunun reddine ilişkin işlem ile bu işlemin dayanağı olan Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliğinin 3.1.2. maddesinin (anılan tıbbi cihazın Sağlık Uygulama Tebliği'nin eki listelerine alınmaması sebebiyle bu yönüyle sınırlı olmak üzere) eksik düzenleme nedeniyle iptali ve yürütülmesinin durdurulması ile söz konusu kaskın bedeli olarak ödenen 3.105 Amerikan Doları karşılığı olan 26.796,46 TL'nin ödeme tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Öte yandan, UYAP üzerinde yapılan araştırmada davacının 21/12/2009 tarihinden itibaren kamu çalışanı olduğu görülmektedir.
Bu durumda, uyuşmazlığın, reçete edilen tıbbi cihaz bedelinin ödenmemesine ilişkin işlemin iptali ile ödenen bedelin tazmini isteminden kaynaklanan kısmının, 5510 sayılı Kanun'un 101. maddesi uyarınca iş mahkemesinde; Sağlık Uygulama Tebliği'nin ilgili maddelerinin iptaline ilişkin kısmının ise Danıştayda görülmesi gerekmekte olup, adli ve idari yargı olmak üzere iki ayrı yargı düzeninde görülmesi gereken, bu nedenle yargı düzenleri yönünden aralarında hukuki birlik bulunmayan iki ayrı işleme yönelik tek dilekçeyle açılan bu davanın tamamının Danıştayda görülmesine olanak bulunmamaktadır.
Bu itibarla, davacı tarafından, yukarıda aktarılan şekilde 5. maddeye uygun olarak yenilenecek dilekçe ile yeniden dava açılması ve bu dilekçede, tıbbi cihaz bedelinin ödenmemesine ilişkin uygulama işlemi ile cihaz bedelinin ödenmesine yönelik herhangi bir isteme yer verilmeksizin, düzenleyici işlemin iptali istenilen kısım veya kısımlarının hukuka aykırılık sebepleriyle birlikte, menfaat bağı kurulmak suretiyle hiçbir tereddüde yer vermeyecek şekilde açıkça belirtilmesi gerekmektedir.
2) Dava konusu edilen bireysel işlemin dayanağı düzenleyici işlem bakımından;
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 3. maddesinde, idari davaların, Danıştay, idare mahkemesi ve vergi mahkemesi başkanlıklarına hitaben yazılmış imzalı dilekçelerle açılacağı; dilekçelerde tarafların ve varsa vekillerinin veya temsilcilerinin ad ve soyadları veya unvanları ve adresleri ile gerçek kişilere ait Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarasının, davanın konusu ve sebepleri ile dayandığı delillerin, davaya konu olan işlemin yazılı bildirim tarihinin gösterileceği belirtilmiştir.
2577 sayılı Kanun'un 14. maddesinin üçüncü fıkrasında ise, dilekçelerin Danıştayda daire başkanının görevlendireceği bir tetkik hakimi, idare ve vergi mahkemelerinde ise mahkeme başkanı veya görevlendireceği bir üye tarafından, görev ve yetki, idari merci tecavüzü, ehliyet, idari davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem olup olmadığı, süre aşımı, husumet ve 3. ve 5. maddelere uygun olup olmadıkları yönlerinden sırasıyla inceleneceği; 15. maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde ise, otuz gün içinde 3. ve 5. maddelere uygun şekilde yeniden düzenlenmek veya noksanları tamamlanmak üzere dilekçelerin reddine karar verileceği kurala bağlanmıştır.
Bir düzenleyici işleme karşı açılan iptal davasında, idari işlemin unsurları açısından hukuka aykırılık bulunduğu iddiasıyla düzenleyici işlemin tamamının iptali istenebileceği gibi, düzenleyici işlemin belirli maddelerin iptalinin istenebilmesi de mümkündür. Ancak, her durumda iptali istenilen maddelerin tereddüte yer bırakmayacak şekilde açıkça belirtilmesi ve maddelerin davacının menfaatini nasıl etkilediği konusunun ortaya konulması gerekmektedir.
Dava dilekçesinin incelenmesinden, davacı tarafından, reçete edilen aktif doğrultucu kask bedelinin ödenmesi istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin Sosyal Güvenlik Kurumu Ankara Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğünün ...tarih ve ...sayılı işleminin dayanağı olan Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliğinin 3.1.2. maddesinin (anılan tıbbi cihazın Sağlık Uygulama Tebliği'nin eki listelerine alınmaması sebebiyle bu yönüyle sınırlı olmak üzere) eksik düzenleme içerdiğinden bahisle iptali ve yürütülmesinin durdurulmasının istenildiği anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlıkta, davacı tarafından dava dilekçesinde, Sağlık Uygulama Tebliği'nin 3.1.2. maddesinin tamamının eksik düzenleme nedeniyle iptali istenilmekle birlikte, Sağlık Uygulama Tebliğinin eki listelerin de aynı sebeple iptalinin istenildiği, ancak iptali istenilen hükümlerin veya listelerin hangilerinin olduğunun ve her bir hüküm yönünden hukuka aykırılık sebeplerinin belirtilmediği gibi menfaatinin ne şekilde ihlal edildiğinin de gösterilmediği, bir başka ifade ile iptali istenen madde veya ibarelerin hangi sebeplerle hukuka aykırı olduğunun belirtilmediği görülmektedir.
Bu haliyle, anılan Tebliğ'in hangi maddelerinin ve listelerinin iptalinin istenildiğinin hukuka aykırılık sebepleri gösterilmek suretiyle açık, net ve tereddüde yer vermeyecek şekilde belirtilmediği anlaşıldığından, dava dilekçesi 2577 sayılı Kanun'un 3. maddesine uygun bulunmamış olup, dava konusu Tebliğ'in iptali istenilen kısımlarının açıkça belirtilmesi ve hukuka aykırılık sebeplerinin her kısım bakımından ayrı ayrı belirtilmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, 2577 sayılı Kanun'un 15. maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi uyarınca bu kararın tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içerisinde 3. ve 5. maddelere uygun şekilde, yukarıda belirtilen hususlar göz önüne alınarak düzenlenecek dilekçe ile yeniden dava açmakta serbest olmak üzere DAVA DİLEKÇESİNİN REDDİNE, aynı Kanun'un 15. maddesinin beşinci fıkrası hükmüne göre yeniden verilen dilekçede aynı yanlışlıklar yapıldığı takdirde davanın reddedileceğinin davacıya bildirilmesine, yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, ...TL yürütmenin durdurulması harcı ile posta avansından artan kısmın istemi halinde davacıya iadesine, 14/12/2021 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.