5. Hukuk Dairesi 2017/5112 E. , 2017/27033 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma konusu irtifak hakkı ve pilon yeri bedelinin tespiti ve bu hakkın davacı idare adına tescili davasının kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay"ca BOZULMASI hakkında 18.Hukuk Dairesinden çıkan kararı kapsayan 06/04/2015 gün ve 2015/2066 Esas - 2015/5299 Karar sayılı ilama karşı davalı vekilince verilen dilekçe ile karar düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup gereği konuşulup düşünüldü:
-K A R A R-
4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma konusu irtifak hakkı ve pilon yeri bedelinin tespiti ve bu hakkın davacı idare adına tescili istemine ilişkin davanın kabulüne dair verilen hüküm davalı vekilinin temyizi üzerine bozulmuş, bu karara karşı davalı vekilince karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.
Dosya kapsamında yer alan ... Belediyesi Yapı Kontrol Müdürlüğü’ nün 17.11.2014 tarihli cevabında dava konusu taşınmazın değerlendirme tarihinden önce belediye sınırları içinde olduğu, yol, su, çöp toplama, aydınlatma gibi belediye hizmetlerinden faydalandığı, meskun mahaller arasında bulunduğunun belirtildiği, taşınmazın açıklanan özelliklerine göre arsa niteliğinde olduğu,
Bu defa yapılan inceleme ile anlaşılmakla;
Davalı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile kapatılan 18. Hukuk Dairesi"nin 06.04.2015 tarih ve 2015/2066 Esas, 2015/5299 Karar sayılı bozma ilamının kaldırılmasına karar verildikten sonra yapılan incelemede;
Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma konusu irtifak hakkı ve pilon yeri bedelinin tespiti ve bu hakkın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Bilirkişi incelemesi yaptırılmış ise de, alınan raporlar hüküm kurmaya elverişli değildir. Şöyle ki;
Dosya kapsamında yer alan .... Belediyesi Yapı Kontrol Müdürlüğü’ nün 17.11.2014 tarihli cevabında dava konusu ... Köyü, 1915 parsel sayılı taşınmazın değerlendirme tarihinden önce belediye sınırları içinde olduğu, yol, su, çöp toplama, aydınlatma gibi belediye hizmetlerinden faydalandığı, meskun mahaller arasında bulunduğu belirtilmiştir. Taşınmaz açıklanan özelliklerine göre arsa niteliğindedir. Kamulaştırma Kanunu"nun kıymet takdir esaslarını belirten 11.maddesinin 1.fıkrasının arsalara ilişkin (g) bendi uyarınca, arsaların bedelinin değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması zorunludur.
Bu itibarla, emsal satışların değerlendirme tarihindeki karşılıklarının fiyat artış endekslerinin uygulanması suretiyle tespiti, bundan sonra emsal ile dava konusu taşınmazın eksik ve üstün yönlerinin neler olduğu ve oranları açıklanmak suretiyle değer biçilmesi gerekir.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda; dava konusu taşınmazın tarım arazisi olarak kullanıldığından bahisle taşınmaza arazi vasfıyla değer biçildiğinden, bu rapora göre hüküm kurulması mümkün değildir.
Bu durumda; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde re"sen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın, değerlendirme tarihi itibariyle, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,
Doğru görülmemiştir.
Davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, davalı peşin alınan temyiz ve karar düzeltme harçlarının istenildiğinde iadesine, temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 04/12/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.