17. Hukuk Dairesi 2016/7147 E. , 2019/5714 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 30.04.2019 Salı günü davacı vekili Av. ... ile davalı Galeri Kristal Turizm İnş. Paz. Tic. A.Ş. Vekili Av. ... geldi. Diğer davalı tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacı vekili ile davalı Galeri Kiristal Turizm İnş. Paz. Tic. A.Ş. vekili dinlendikten sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; müvekkilinin davalı MKY Turizm İnşaat Tekstil San. ve Tic. AŞ"den alacaklı olduğunu, davalı borçlu aleyhine ... İcra Müdürlüğü’nün 2014/1954 sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, dava konusu gayrımenkulün üzerinde mevcut ipotek ile davalı Galeri Kristal Turizm İnşaat Paz. ve Tic. AŞ"ne devredildiğinin tespit edildiğini, ipotek yükü ile alınmasının doğal olmadığı, dava konusu gayrımenkulün davalının ticari işletmesinin ve ticari emtiasının mühim bir kısmı oluşturduğunu, bu sebeple davalı Galeri Kristalin borçlunun alacaklılara zarar verme kastını bildiği ve borçlu ile birlikte hareket ettiğinin kabul edilmesi gerektiğini, söz konusu taşınmaz ile ilgili olarak yapılan tasarrufun iptalini ve taşınmaz üzerine cebri icra yapabilme yetkisi tanınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Galeri Kristal vekili, dosyada geçerli bir aciz vesikası bulunmadığını, geçici ya da kesin aciz vesikası alınması gerektiğini bunun dava şartı olduğunu, takibin dayanağı olan sözleşmenin gayrımenkul satış vaadi sözleşmesi olduğu, bu sözleşmelerin noterde yapılmasının şekil şartı olduğunu, müvekkilinin söz konusu taşınmazı almasının nedeninin davaya konu taşınmaza komşu aynı adada 5 tane daha müvekkiline ait taşınmazın bulunduğunu, müvekkilinin ticari yatırım yaptığını, müvekkilinin taşınmazı 1.062.000,00 TL fatura bedeli
ile satın aldığını, banka kanalı ile 08/11/2012 tarihinde 900.000,00 TL ve 12/11/2012 tarihinde 162.000,00 TL olmak üzere havale yoluyla ödendiğini, müvekkilinin iyi niyetli olup, basiretli bir tacirin göstermesi gereken tüm özeni gösterdiğini beyan ederek davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre; davacı ile davalı borçlu arasında imzalanan sözleşme tarihi 06.09.2012 olsa da sözleşme konusu dairenin teslim tarihinin 31.12.2012 olarak kararlaştırılması, tasarrufa konu gayrımenkulün borcun doğum tarihinden önce 08.11.2012"de devredildiğinin anlaşılması, borçlunun başka bir inşaat sebebi ile alacağının olduğunun anlaşılması ve dava konusu gayrımenkulün satım bedeli ile gerçek bedeli arasında farkın olmaması gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, İİK"nun 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
İİK"nun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK.md.283/1).
Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır.
Mahkemece; takibe konu icra dosyasının dayanağının davacı ile davalı arasında imzalanan 06.09.2011 tarihli sözleşme olduğu, sözleşmede daire teslim tarihinin 31.12.2012 dava konusu gayrımenkulün satış tarihinin ise 08.11.2012 olduğu, söz konusu tasarrufun borcun doğumundan önce yapıldığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmişse de varılan sonuç dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna uygun düşmemektedir.
Dosya içerisindeki belgelerden, davalı borçlunun alacaklıya olan borcunun dayanağının, davacı alacaklı ile davalı borçlu arasında imzalanan 06.09.2011 tarihli sözleşmeye dayalı olması sebebiyle davacı ile davalı borçlu arasındaki borcun da tasarruf tarihlerinden önce doğduğu anlaşılmaktadır.
2-Mahkemece davalı borçlu MKY Turizm İnşaat Tekstil San. ve Tic. AŞ"nin dava dışı Vakıflar Genel Müdürlüğü ile yaptığı sözleşme kapsamında yaptığı inşaatta halen adına tescil edilmemiş ancak davalı borçluya kalan bağımsız bölümlerin bulunduğu gerekçesi ile de davanın reddine karar vermişse de bu hususta da yapılan araştırma inceleme hüküm vermeye yeterli değildir.
Davalı borçlunun dava dışı Vakıflar Genel Müdürlüğü ile yaptığı sözleşme kapsamında yaptığı inşaat sebebi ile kendisine düşecek dairelerin dava dışı 3. kişilere satıldığı, bu kişilerinde davalı MKY Turizm İnşaat Tekstil San. ve Tic. AŞ aleyhine tüketici mahkemelerinde dava açarak davaların davalı borçlu aleyhine sonuçlandığı iddiası gereği, söz konusu tüketici mahkemeleri dosyaları dosya içerisine alınarak, davalı borçluya kalacağı iddia edilen gayrımenkullerin akıbetinin ne olduğu, borçlunun uhdesinde olup olmadığının araştırılarak soucuna göre davalı borçlunun acz halinin değerlendirilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak hüküm kurulması da doğru görülmemiştir.
3-Dava konusu gayrımenkulün çevresinde davalı 3. kişinin gayrımenkullerinin olduğunun anlaşılmasına, davalılar tarafından da bunun kabul edilmesine göre İİK 280"e göre davalı 3. kişinin davalı borçlunun durumunu bilen ve bilmesi gereken kişi olup olmadığı değerlendirilmeksizin dava konusu gayrımenkulün satım bedeli ile gerçek bedeli arasında farkın olmaması gerekçesi ile de davanın reddine karar verilmesi de doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1), (2) ve (3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 2.037,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davacıya verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 08/05/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.