23. Ceza Dairesi 2015/18300 E. , 2015/4815 K.
"İçtihat Metni"Mala zarar verme, hakaret, tehdit suçlarından sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ..."in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 151/1, 62, 125/1, 125/4, 62, 106/1, 43, 62. maddeleri gereğince 2.000,00, 1.740,00, 2.180,00, 2.000,00, 2.000,00 Türk lirası adli para cezaları ile cezalandırılmalarına ve sanıklar hakkında kurulan hükümlerin açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına dair ... Asliye Ceza Mahkemesinin 20/10/2014 tarihli ve 2014/108 esas, 2014/327 sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 10/03/2015 gün ve 2014/5633/17179 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 30/03/2015 gün ve 2015/105636 sayılı yazısıyla dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteminde;
Dosya kapsamına göre;
1-Mahkemelerce karar verilirken gerekçe gösterilmiş ise gösterilen gerekçenin yerinde olup olmadığı olağan yasa yolu ile denetlenebilir ise de, olağanüstü bir kanun yolu olan kanun yararına bozma yoluyla denetlenemeyeceği, ancak mahkemece hiç gerekçe gösterilmemiş ise bu durumun kanun yararına bozma konusu yapılabileceğine dair Yargıtay Ceza Dairelerinin kararları karşısında, somut olayda sanıklar hakkında kurulan hükümlerin 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231. maddesi gereğince açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilirken mahkemece hiçbir gerekçe gösterilmeden 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 34/1 ve 230. maddelerine ayrı şekilde karar verilmesinde,
2- Hükmün E bendinde sanıklar ..., ... ve ..."in tehdit suçunu işledikleri kabul edilerek 5237 sayılı Kanun"un 106/1. maddesi uyarınca cezalandırılmalarına karar verilirken, sübuta eren eylemlerin 106/1. maddenin hangi cümlesine uyduğu belirtilmeden 5271 sayılı Kanun"un 232. maddesine aykırı şekilde karar verilmesinde, isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Kanun yararına bozma, olağanüstü bir denetim muhakemesi yolu olarak 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309 ve 310. maddelerinde düzenlenmiş olup, ülke genelinde uygulama birliğini sağlamak ve farklı uygulamalar nedeniyle oluşabilecek hak kayıplarının önlenmesi açısından kabul edilmiş bir kurumdur. Bu denetimin konusunu maddi ve yargılama hukukuna ilişkin hukuka aykırılıklar oluşturmaktadır. Ancak kesin hüküm otoritesinin korunması zorunluluğu nedeniyle dar kapsamlı olan olağanüstü bu yola başvurulabilmek için hukuka aykırılık halinin ciddi boyutlara ulaşması gerekmektedir. Nitekim kanun yolunun bu özelliği nedeniyle delillerin takdir ve tercihinde hataya düşüldüğünden bahisle takdire ilişkin konularda bu yola başvurulması, sözü edilen olağanüstü kanun yolunun amaç ve kapsamıyla bağdaşmayacaktır. Başka bir deyişle, kabul edip etmemenin mahkemenin takdirine bağlı olduğu istekler hakkında verilen karar ve bunlara ilişkin gerekçelerin yeterli veya yerinde olup olmadığı olağan kanun yolu olan temyiz incelemesinde değerlendirilebilecekken, olağanüstü kanun yolu olan kanun yararına bozmaya konu edilemeyecektir.
Bu kapsamda, incelemeye konu kanun yararına bozma isteminde;
1-Sanıklar hakkında gerekçesiz olarak hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına hükmedildiğine ilişkin olarak yapılan incelemede, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmemesi hususunun mahkemenin takdirinde olması ve takdire ilişkin hususlarda kanun yararına bozma yasa yoluna gidilemeyecek olması,
2-5237 sayılı TCK"nın 106/1. maddesinden uygulama yapılırken maddenin hangi cümlesine uyduğu belirtilmeden karar verildiğine ilişkin olarak yapılan incelemede, mahkemenin tehdit suçuyla ilgili olarak uygulamasında adli para cezasına hükmetmiş olması ve bu nedenle 106/1-2. cümle gereğince uygulama yaptığının anlaşılması karşısında, maddi hata olarak nitelendirilebilecek hususlarla ilgili olarak kanun yararına bozma yoluna başvurma olanağının bulunmaması karşısında, ... Asliye Ceza Mahkemesi’nin 20.10.2014 tarih ve 2014/108 Esas, 2014/327 Karar sayılı kararına yönelik Adalet Bakanlığı"nın kanun yararına bozma istemine dayalı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nca düzenlenen ihbarname içeriği yerinde görülmediğinden, kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, 07/10/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.