Esas No: 2021/5281
Karar No: 2021/13781
Karar Tarihi: 14.12.2021
Danıştay 6. Daire 2021/5281 Esas 2021/13781 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2021/5281
Karar No : 2021/13781
TEMYİZ EDEN TARAFLAR : I- (DAVACILAR) 1- ... 2- ...
VEKİLLERİ : Av. ...
II- (DAVALI) ... Bakanlığı
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF : I- ... Bakanlığı
II- 1- ... 2- ...
İSTEMİN ÖZETİ : Samsun İli, Atakum İlçesi, ... Mahallesi, ... ada, ...parsel sayılı taşınmazın imar planında eğitim tesisi alanı olarak belirlenmesi nedeniyle, mülkiyet hakkının kısıtlandığından bahisle taşınmazın değerine karşılık ıslah edilmek suretiyle belirlenen 307.624.22-TL'nin dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi iptali istemiyle açılan davanın kabulü yolundaki ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararına karşı yapılan istinaf başvurusu üzerine, davalı idare tarafından yapılan istinaf başvurusunun reddine, davacılar lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesine ilişkin kısım hakkında davacılar tarafından yapılan istinaf başvurusunun reddine, kararın, ıslah dilekçesi ile arttırılan 297.624,22-TL'ye miktar arttırım dilekçesinin davalı idareye tebliğ edildiği tarihten itibaren yasal faiz yürütülmesine ilişkin kısmına karşı davacılar tarafından yapılan istinaf başvurusunun kabulüne, kararın bu kısmının kaldırılmasına, 297.624,22-TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davacılara ödenmesine dair ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesince verilen ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararın, davalı idare tarafından davanın kabulüne ilişkin kısmı, faiz başlangıç tarihi ve yargılama giderleri yönünden, davacı tarafından ise vekalet ücreti yönünden, usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
SAVUNMALARIN ÖZETİ : 1- Davacı tarafından, temyiz edilen kararda bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, usul ve kanuna uygun olan kararın onanması gerektiği savunulmaktadır.
2- Davalı idare tarafından savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ ...'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
2577 sayılı Kanunun 49. maddesinin 2. fıkrasında: "Temyiz incelemesi sonunda karardaki maddi yanlışlıkların düzeltilmesi mümkün ise kararın düzeltilerek onanmasına karar verilir." hükmüne yer verilmiştir.
Kamulaştırmasız el atma nedeniyle açılan tam yargı davaları, adli yargıdaki fiili el atma nedeniyle açılan kamulaştırmasız el atma davalarından farklı olarak; 3194 sayılı Kanun kapsamında açılan davalar olduğundan hükmedilecek faizin; dava açma tarihi itibarıyla talep edilen miktar için dava tarihinden, miktar artırım (ıslah) dilekçesiyle artırılan kısım için ise ıslah tarihinden itibaren hesaplanması gerekmektedir.
Uyuşmazlıkta; temyize konu İdari Dava Dairesi kararında istinaf incelemesi yapılan Mahkeme kararına dayanak alınan bilirkişi raporunda, davaya konu taşınmazın değerinin dava açma tarihi dikkate alınarak hesaplandığı, davacı tarafından söz konusu bilirkişi raporundaki tutar dikkate alınarak verilen miktar artırım (ıslah) dilekçesinin 24/03/2020 tarihinde Mahkeme kaydına girdiği, İdare Mahkemesince kabulüne karar verilen 307.624,22-TL maddi tazminatın; ıslah dilekçesi öncesi istenen 10.000,00.TL'lik kısmının dava tarihi olan 12/07/2019 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte, ıslah edilen 297.624,22.TL'lik kısmının ise ıslah dilekçesinin davalı idareye tebliğ edildiği 31/03/2020 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte davalı idare tarafından davacılara ödenmesine karar verildiği, anılan karara karşı istinaf yoluna başvurulması üzerine, İdari Dava Dairesince ıslah dilekçesi ile arttırılan 297.624,22-TL'ye miktar arttırım dilekçesinin davalı idareye tebliğ edildiği tarihten itibaren yasal faiz yürütülmesine ilişkin kısmına karşı davacılar tarafından yapılan istinaf başvurusunun kabulüne, kararın bu kısmının kaldırılmasına, 297.624,22-TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davacılara ödenmesine karar verildiği görülmekte ise de, İdari Dava Dairesi kararının hüküm fıkrasında yer alan "... davacılar lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesine ilişkin kısım hakkında davacılar tarafından yapılan istinaf başvurusunun reddine" ifadesinin "davacılar tarafından yapılan istinaf başvurusunun reddine" şeklinde düzeltilmesi ve ''... ıslah dilekçesi ile arttırılan 297.624,22-TL'ye miktar arttırım dilekçesinin davalı idareye tebliğ edildiği tarihten itibaren yasal faiz yürütülmesine ilişkin kısmına karşı davacılar tarafından yapılan istinaf başvurusunun kabulüne, kararın bu kısmının kaldırılmasına, 297.624,22-TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davacılara ödenmesine," ifadesinin hükümden çıkarılması gerekmektedir.
... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesince verilen ... tarih ve E:..., K:... sayılı karar ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup bozulmasını gerektirecek bir sebep bulunmadığından, anılan kararın hüküm fıkrasının yukarıda belirtilen şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de belirtilen İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece Mahkemesine gönderilmesine 14/12/2021 tarihinde oyçokluğuyla kesin olarak karar verildi.
(X) KARŞI OY :
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinde; "1. Temyiz incelemesi sonunda Danıştay; a) Kararı hukuka uygun bulursa onar. Kararın sonucu hukuka uygun olmakla birlikte gösterilen gerekçeyi doğru bulmaz veya eksik bulursa, kararı, gerekçesini değiştirerek onar. b) Kararda yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hatalar ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlıklar varsa kararı düzelterek onar. 2. Temyiz incelemesi sonunda Danıştay; a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması, b) Hukuka aykırı karar verilmesi, c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması sebeplerinden dolayı incelenen kararı bozar. 3. Kararların kısmen onanması ve kısmen bozulması hâllerinde kesinleşen kısım Danıştay kararında belirtilir. 4. Danıştayın ilk derece mahkemesi olarak baktığı davaların temyizen incelenmesinde bu madde ile ısrar hariç 50 nci madde hükümleri kıyasen uygulanır. 5. Temyize konu edilen kararı veren ya da karara katılan hâkim aynı davanın temyiz incelemesinde görev alamaz." hükmü, 50. maddesinin 3. fıkrasında ise; "Bölge idare mahkemesi, Danıştayca verilen bozma kararına uyabileceği gibi kararında ısrar da edebilir." hükmü yer almaktadır.
Anılan hüküm ile yargılamanın hızlı ve etkin bir şekilde yapılabilmesi bakımından usul ekonomisi gözetilerek, temyiz incelemesi sonucu yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hatalar ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlıklar varsa, kararın Danıştay tarafından düzeltilerek onanması imkanı getirilmiş ve esasa etkili olmayan konularda Danıştayın kesin karar vermesi sağlanarak uyuşmazlığın hızla sonuçlandırılması amaçlanmıştır. Öte yandan; Danıştayca verilen bozma kararları üzerine, bölge idare mahkemelerinin, bozma kararında yazılı esaslara uygun olarak karar verme ya da ilk kararlarında ısrar etme imkanları bulunmaktadır.
Temyiz incelemesinde; incelemeye tabi karardaki gerekçenin değiştirilmesi veya maddi hata ve yanlışlıkların düzeltilmesi, eksikliklerin tamamlanması mümkün olmakla birlikte, hükmün sonuç ve kapsamını değiştirecek şekilde hukuki değerlendirme ve tartışma gerektiren konularda düzeltme yapılması mümkün değildir.
Dosyanın incelenmesinden; İdare Mahkemesince kabulüne karar verilen 307.624,22-TL maddi tazminatın; ıslah dilekçesi öncesi istenen 10.000,00.TL'lik kısmının dava tarihi olan 12/07/2019 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte, ıslah edilen 297.624,22.TL'lik kısmının ise ıslah dilekçesinin davalı idareye tebliğ edildiği 31/03/2020 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte davalı idare tarafından davacılara ödenmesine karar verildiği, anılan karara karşı istinaf yoluna başvurulması üzerine, İdari Dava Dairesince ıslah dilekçesi ile arttırılan 297.624,22-TL'ye miktar arttırım dilekçesinin davalı idareye tebliğ edildiği tarihten itibaren yasal faiz yürütülmesine ilişkin kısmına karşı davacılar tarafından yapılan istinaf başvurusunun kabulüne, kararın bu kısmının kaldırılmasına, 297.624,22-TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davacılara ödenmesine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Bakılan davanın temyiz incelemesinde; İdari Dava Dairesince, bu konudaki istinaf başvurusunun kabul edilip Mahkeme kararı kaldırıldıktan sonra, hukuki inceleme ve tartışma konusu yapılarak ayrıntılı ve gerekçeli bir şekilde verilen kararın hüküm fıkrasında, 2577 sayılı Kanunun 49/1. maddesi kapsamında düzeltme yapılmasının mümkün olmaması karşısında, yasal faizin başlatılacağı tarihin maddi hata ya da düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlık olarak kabul edilmesi suretiyle, İdari Dava Dairesi kararının düzeltilerek onanması usul hükümlerine aykırılık oluşturduğu gibi, hükmün sonucunu değiştirecek şekilde düzeltme yapılması, İdari Dava Dairesine Kanun hükmü ile tanınan ısrar edilebilme imkanını da ortadan kaldırmaktadır.
Bu durumda; temyize konu İdari Dava Dairesi kararının düzeltilerek onanan kısmının, maddi hata ya da düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlık kapsamında değerlendirilemeyeceği, öte yandan, temyiz isteminin, yasal faizin başlangıç tarihine yönelik kısmı yönünden de reddedilerek kararın aynen onanması gerektiği düşüncesiyle, temyize konu İdari Dava Dairesi kararının ıslah edilen miktara uygulanacak faizin başlangıç tarihinin düzeltilerek onanmasına ilişkin çoğunluk kararına katılmıyorum.
(XX) KARŞI OY :
Uyuşmazlıkta; dava dosyasında bulunan bilirkişi raporunda, satışa sunulmuş olan emlakçılardaki satış ilanlarının emsal taşınmaz olarak esas alınması suretiyle dava konusu taşınmazın m² başına değerinin 12/07/2019 tarihi itibarıyla 1984,75 TL olarak belirlendiği, İdare Mahkemesince bu raporun hükme esas alınarak davanın kabulüne karar verildiği, anılan karara karşı yapılan istinaf başvurusu üzerine, İdari Dava Dairesince "keşif tarihi itibariyle satışa sunulmuş ancak henüz satışı gerçekleşmemiş taşınmazların emsal alınması ve emsal karşılaştırma yönteminin kullanılması suretiyle taşınmazın 12/07/2019 olan dava tarihi itibariyle m² değerinin 1.984.75 TL/m² olarak hesaplandığı, istinaf aşamasında davalı idarece taşınmaz değerinin çok yüksek belirlendiği yolundaki itirazları üzerine Dairemizce bu defa vergi beyanı, resmi kurumlarca yapılmış kıymet takdiri, özel amacı olmayan emsal taşınmazların satış değeri, varsa emsal nitelikteki taşınmazların kamulaştırma bedeli gibi veriler kullanılmak suretiyle gayrimenkul değerinin yeninden belirlenmesi için Dairemizin E: 2020/861 sayılı dosyasında bilirkişiden ek rapor istenildiği, bu karar üzerine aynı bölgede daha önce satışı gerçekleştirilmiş taşınmazların satış bedelleri üzerinden yeniden yapılan değerleme sonucu ise taşınmazın 28/09/2018 olan dava tarihi itibariyle m² birim değerinin 1928.28 TL/m² olarak hesaplandığı görüldüğünden, farklı girdiler kullanılmak suretiyle emsal karşılaştırma yöntemiyle yapılan iki değerleme arasındaki 56,47-TL/m² farkın dava dosyasındaki raporu kusurlandıracak nitelikte bir fark olmadığı" gerekçesiyle davalı idare tarafından yapılan istinaf başvurusunun reddine, davacılar lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesine ilişkin kısım hakkında davacılar tarafından yapılan istinaf başvurusunun reddine, kararın, ıslah dilekçesi ile arttırılan 297.624,22-TL'ye miktar arttırım dilekçesinin davalı idareye tebliğ edildiği tarihten itibaren yasal faiz yürütülmesine ilişkin kısmına karşı davacılar tarafından yapılan istinaf başvurusunun kabulüne, kararın bu kısmının kaldırılmasına, 297.624,22-TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davacılara ödenmesine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda; bilirkişi raporunda satışı gerçekleşmiş somut taşınmazların, emsal taşınmaz olarak esas alınmak suretiyle dava konusu taşınmazın değer tespitinin yapılmadığı görüldüğünden, İdare Mahkemesince bu raporun hükme esas alınması mümkün olmadığından, aralarında gayrimenkul değerleme uzmanının da bulunduğu yeni bir bilirkişi kurulunca, satışı gerçekleşmiş ve satış bedeli belirli olan taşınmazların emsal taşınmaz olarak esas alınması suretiyle dava konusu taşınmazın değeri tespit edilerek uyuşmazlığın esası hakkında yeniden karar verilmesi gerektiğinden, temyize konu İdari Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği düşüncesiyle, aksi yöndeki çoğunluk kararına katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.