Esas No: 2022/3014
Karar No: 2022/4021
Karar Tarihi: 23.03.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/3014 Esas 2022/4021 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2022/3014 E. , 2022/4021 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
I. DAVA
Davacı vekili, müvekkilinin davalıya ait iş yerinde 2007 yılı Ağustos ayında işe başlayıp 2010 yılının başlarında işten ayrıldığını, iki yıl süreyle davalı işveren tarafından sigortasız çalıştırıldığını, Filistin ülkesi vatandaşı olan müvekkilinin birden fazla yabancı dil bilip davalının dış ticaret işlerinin neredeyse tümüyle ilgilendiğini, çalıştığı süre boyunca 5.000,00 TL ücretin yanı sıra satılan her ürün başına % 2 prim aldığını, dış ilişkiler pazarlama müdürü unvanı ile yaklaşık üç yıl çalışması bulunan davacıya ücret alacağı ve diğer haklarının ödenmediğini belirterek kıdem ve ihbar tazminatları ile ücret ve prim alacaklarının davalıdan tahsilini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili, davacının müvekkili iş yerinde 06.02.2010-30.03.2010 tarihleri arasında pazarlama bölümü personeli olarak çalıştığını, 2009 yılı Ekim ayında müvekkil firmanın ihtiyaç duyması hâlinde bazı işlerinde yardımcı olma teklifinde bulunduğunu bunun üzerine kendisinden belli işler için dışarıdan yardım alınmaya başlandığını ve bu dönemde sadece haftanın bazı günlerinde birkaç saat için iş yerine uğradığını ve sürekli bir çalışmasının bulunmadığını, yaptığı işle ilgili olarak ücretlerinin ödendiğini, son aylık ücretinin net 1.054,00 TL olduğunu, herhangi bir satış primi ödemesinin söz konusu olmadığını, davacının gerek çalıştığı iki aylık dönem ve gerekse dışarıdan destek mahiyetinde yaptığı çalışmalar nedeniyle tüm haklarının ödendiğini, daha önce sürekli çalışması bulunmayan davacının T.C. vatandaşı olması üzerine iş yerinde 06.02.2010 tarihinde resmî şekilde çalışmaya başladığını, müvekkili işveren uhdesinde herhangi bir hak ve alacağının bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 05.10.2012 tarihli ve 2011/115 Esas, 2012/554 Karar sayılı kararı ile davacı tarafından dosyaya ibraz edilen ve davalı tarafından itiraz edilmeyen 13.06.2008 tarihli sözleşme içeriğine göre davacı ile şirket arasındaki iş sözleşmesinin bu tarihte imzalandığı, yine davalı şirket tarafından aynı tarihte davacı ile anlaşma sağlandığının Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına bildirildiği, bu tarihten önceki çalışma olgusu ise davacı tarafından ispatlanamadığından iş yerinde 13.06.2008 tarihinde çalışmaya başladığının kabul edildiği, yapılan emsal ücret araştırmasında davacı konumundaki bir çalışanın alabileceği ücret miktarının 3.500,00 TL net olabileceği bildirildiği gibi davalı şirket tarafından Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına hitaben yazılan yazıda davacının Arapça ve İngilizce bildiği, Orta Doğu ile Kuzey Afrika ülkelerinde ilişkilere sahip olmasından faydalanılmak suretiyle ayrıca fuar, organizasyon, ithalat, ihracat konusuna hakim olmasından dolayı kendisiyle anlaşma sağlandığının belirtildiği, tüm bu nedenlerle davacının yaptığı işin niteliği ve davalı tarafından belirtilen vasıflar da dikkate alınarak kuruma bildirilen ücret miktarının gerçeği yansıtmadığı, yine 5.000,00-TL ücret aldığını iddia eden davacı tarafından bilirkişi raporunda esas alınan ücret miktarına itirazda bulunulmaması sebebiyle ücret ile ilgili olarak emsal ücret miktarının esas alındığı, davacının davalı şirkette çalışmakta iken iş sözleşmesinin işveren tarafından haklı sebep olmaksızın feshedildiği, ispat külfeti üzerinde olan davalı işveren tarafından davacı ücretlerinin eksiksiz ödendiğine ilişkin yazılı bir belge ibraz edilemediği, iş yerinde ücret yanında primle çalıştığının davacı tarafından ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekilince temyiz yoluna başvurulmuştur.
B. Bozma Kararı
Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 02.12.2013 tarihli ve 2012/29564 Esas, 2013/27665 Karar sayılı kararı ile davalının sair temyiz itirazlarının reddine karar verilerek davacının hizmet süresinin tespiti için araştırma yapılması, aldığı ücretin belirlenmesi için emsal ücret araştırması yapılması ve ödenmediği iddia edilen ücret alacağı yönünden davalı tarafça yemin deliline dayanılmış olmakla davacıya yemin teklif edilmesi gerektiğine yönelik gerekçelerle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
C. Direnme Kararı
Mahkemenin 31.03.2014 tarihli ve 2014/79 Esas, 2014/120 Karar sayılı kararı ile her üç bozma sebebi yönünden de direnme kararı verilerek bozmadan önceki gibi hüküm tesis edilmiştir.
D. Direnme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen direnme kararına karşı süresi içinde davalı vekilince temyiz yoluna başvurulmuştur.
E. Hukuk Genel Kurulu Kararı
Hukuk Genel Kurulunun 18.04.2018 tarihli ve 2015/1774 Esas, 2018/794 Karar sayılı kararı ile hizmet süresinin tespiti yönünden verilen direnme kararının isabetli olduğu, emsal ücret araştırması yönünden verilen direnme kararının davacının yaptığı iş belirlendikten sonra sendika dışındaki meslek kuruluşlarından da emsal ücret araştırması yapılarak ücretin tespiti gerektiği ve ücret alacağının ispatı yönünden ise davacıya yemin teklif edilmesi değil davalıya yemin teklif etme hakkının hatırlatılması gerektiği belirtilerek bu yöndeki direnme kararının, belirtilen değişik gerekçelerle bozulmasına karar verilmiştir.
F. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bozmaya uyulmuş ve bozma doğrultusunda araştırma yapılmış, davalıya yemin teklif etme hakkı hatırlatılmış, davalının yemin teklif edeceğini belirtmesi üzerine davacıya usulüne uygun şekilde yemin teklifi yapılması sağlanmış ve davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
G. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı vekilince süresi içinde temyiz yoluna başvurulmuştur.
H. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, bozmadan sonra verilen kararın davalı lehine oluşan usulî kazanılmış hakka aykırı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
1. Bilindiği üzere; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda (keza mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nda) "usulî kazanılmış hak" kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır. Bu kurum, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri hâline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada, mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.
2. Mahkemenin, Yargıtayın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usulî kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usulî kazanılmış hak gerçekleşebilir (Yargıtay YİBBGK, 09.05.1960 tarihli, 1960/21 E., 1960/9 K. sayılı kararı). Hükmün bir kısmının bozma kapsamı dışında bırakılmasının amacı bu kısımların doğru olduğunu belirlemek, bozmanın sınırlarını çizmek ve bu şekilde usulü kazanılmış hakları oluşturup, korumaktır. Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları lehine olan taraf yararına usulî kazanılmış hak oluşturur (Yargıtay YİBBGK, 04.02.1959 tarihli, 1959/13 E., 1959/5 K. sayılı kararı).
3. Değerlendirme
1. Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça ve yasaca imkan bulunmamasına ve özellikle ileri sürülen temyiz sebeplerine göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2. Somut uyuşmazlıkta, Mahkemenin bozmadan önceki 31.03.2014 tarihli kararında davalı lehine 300,00 TL ret vekalet ücretine hükmedilmiştir. Mahkemenin son kararında ise davalı lehine 100,00 TL ret vekalet ücretine hükmedildiği görülmektedir. Belirtilen tarihlerde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifeleri hükümlerine göre reddedilen miktar yönünden davalı lehine hükmedilecek vekalet ücreti bakımından farklı bir düzenleme bulunmamaktadır. Reddedilen miktar 100,00 TL olmasına rağmen, 31.03.2014 tarihli kararda davalı lehine 300,00 TL ret vekalet ücretine hükmedilmiş ve bu karar davacı tarafça temyiz edilmediği gibi bu husus Yargıtayca da bozma sebebi yapılmamıştır. Bu durumda, davalı lehine 300,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesi davalı lehine usuli kazanılmış hak oluşturmuştur. Bu durumda bozmadan sonra da aynı şekilde hüküm kurulmalıdır.
3. Davalı lehine oluşan usulî kazanılmış hakka aykırı şekilde karar verilmesi bozma nedeni ise de yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 438 inci maddesinin yedinci fıkrası uyarınca aşağıda belirtilen şekilde düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyize konu kararın hüküm fıkrasının 5. bendinde yer alan “Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 13/2 maddesine göre hesap ve takdir edilen 100,00 TL vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalıya verilmesine,,” rakam ve sözcüklerinin hükümden tamamen çıkartılmasına ve yerine “ Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, davalı lehine oluşan usulî kazanılmış hak gözetilmek suretiyle 300,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,” rakam ve sözcükleri yazılarak hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, Peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgilisine iadesine,23.03.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.