23. Ceza Dairesi Esas No: 2015/3146 Karar No: 2015/4810 Karar Tarihi: 07.10.2015
Dolandırıcılık - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/3146 Esas 2015/4810 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık, katılanın iş aradığı bir dönemde kendisini adliyede savcı şoförü olarak tanıtarak, işçi alımında yardımcı olacağını söyleyerek katılandan dosya masrafı adı altında 370 TL para aldığı ve daha sonra da 200 TL para istediği ve bu paraları alarak işle ilgili herhangi bir müracaatının olmadığı ortaya çıktığı için dolandırıcılık suçundan mahkum edildi. Sanığın birden fazla kez aynı suç işleme kararı aldığı için zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği belirtildi. Ancak, adli para cezasının alt sınırdan tayini gerektiği yönünde bir zorunluluk bulunmadığı için hükmün düzeltilerek onanmasına karar verildi. Hüküm fıkrasından çıkarılıp düzeltilen adli para cezaları ise sırasıyla “5 gün” ve “100 TL” olarak belirlendi. Kanun maddeleri olarak, mahkumiyet kararı için 5237 sayılı TCK’nın 43/1. maddesi, adli para cezasının alt sınırının tayini gerektiği için ise 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi ve düzeltme işlemi için ise 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi ve 1412 sayılı CMUK’nın 322. maddesi belirtilmiştir.
23. Ceza Dairesi 2015/3146 E. , 2015/4810 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Dolandırıcılık HÜKÜM : Mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü; Katılanın çalışmak için düzenli bir iş aradığı sırada tanıştığı sanığın, kendisini ... adliyesinde savcı şoförü olarak tanıtıp adliyeye işçi alınacağını, bu konuda yardımcı olabileceğini söyleyip katılandan gerekli evraklarla birlikte dosya masrafı adı altında 370 TL para aldığı, bir süre sonra sanığın bu kez 200 TL para istemesi üzerine katılanın bu parayı da verdiği ancak sanığın herhangi bir işle ilgili müracaatının olmadığının anlaşıldığı ve bu şekilde hileli hareketlerle menfaat temin ederek dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda; sanık ve katılan beyanları, fotoğraf teşhis tutanağı ile tüm dosya kapsamına göre mahkemenin mahkumiyet kararına ilişkin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir. Sanığın, aynı suç işleme kararının icrası kapsamında değişik zamanlarda 370 TL ve 200 TL olmak üzere birden fazla kez katılandan menfaat temin etmiş olması karşısında, sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nın 43/1. maddesi gereğince zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, Ancak; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19.06.2007 tarih ve 2007/10-108 E., 2007/152 K. sayılı ilamında da belirtildiği gibi Kanun koyucunun ayrıca adli para cezası öngördüğü suçlarda, hapis cezasının alt sınırdan tayini halinde mutlak surette adli para cezasının da alt sınırdan tayini gerektiği yönünde bir zorunluluk bulunmasa da, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin adli para cezasının alt sınırın üzerinde tayin edilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı Kanun"un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasından adli para cezasının uygulanmasına ilişkin olarak sırasıyla “100 gün” ve “2.000 TL” adli para cezası terimlerinin tamamen çıkartılarak yerine, sırasıyla “5 gün” ve “100 TL” adli para cezası ibarelerinin eklenmesi suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 07/10/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.