4. Hukuk Dairesi 2017/4150 E. , 2018/3895 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Bölge Adliye Mahkemesi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 20/03/2015 gününde verilen dilekçe ile rücuen tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 25/10/2016 günlü karara karşı davacı ve davalı tarafın istinaf başvurusu üzerine yapılan incelemede; istinaf başvurularının esastan reddine dair verilen 22/03/2017 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili ve davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve HMK 355. maddesindeki kamu düzenine aykırılık halleri resen gözetilmek üzere istinaf incelemesinin, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı kuralına uygun biçimde inceleme yapılıp karar verilmiş ve verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiş olmasına göre davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Dava, rücuen tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, taraf vekillerinin istinaf yoluna başvurusu üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, tarafların istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Davacı kurum vekili; davalının .../... İlçe Jandarma Komutanlığı’nda askerlik görevini ifa ederken, 25/06/2008 tarihinde çay ocağından çay almak üzere gittiğinde silahını masaya bırakan jandarma er ..."ın silahını alarak dikkatsiz ve tedbirsiz bir şekilde ateş ettiğini ve dava dışı jandarma er ..." in yaralanmasına sebebiyet verdiğini, davalı hakkında ... Hava Eğitim Komutanlığı Askeri Mahkemesince "silah ve cephanesi hakkında dikkatsizlik, tedbirsizlik ve emirlere riayetsizlik dolayısıyla yaralanmaya sebebiyet vermek" suçu nedeniyle dava açıldığını ve suçu işlediğine kanaat getirilerek mahkumiyetine karar verildiğini, davalının eylemi sonucunda yaralanan erin davacı kurum aleyhine Askeri Yüksek İdari Mahkemesi’nde açtığı dava sonucunda davacı kurumun yaralanan ere maddi ve manevi tazminat ödediğini belirterek, ödenen bedelin davalıdan tahsili isteminde bulunmuştur.
Davalı vekili; davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur.
İlk derece mahkemesince; tarafların kusur durumlarına ilişkin bilirkişi raporu alındığı, buna göre, dava dışı ..." ın kendisine zimmetli silahı kontrolsüz ve tedbirsiz şekilde oturduğu bankın üzerinde bırakarak olay yerinden ayrılması sonucunda %15 oranında, yaralanan ..."in, silahı yerinden alarak dolu şarjörü takması, kurma kolunu çekip bırakarak tabancayı atışa hazır hale getirmesi, bu şeklide tedbirsiz ve kontrolsüz, emirlere aykırı davranışları neticesinde olayı meydana gelmesinde %35 oranında, davalının ise tedbirsiz, dikkatsiz, emirlere riayetsiz davranarak, atışa hazır durumda bulunan silahı alıp emniyetini açması, silahın namlusunun güvenli bir yere tutulması gerekirken bir canlıya doğru tutması ve tetik düşünmesi, bu şekilde silahla ilgili güvenlik kurallarına aykırı davranması sebebiyle %50 oranında kusurlu oldukları, davacı idarenin kusursuz olduğunun belirlendiği gerekçesiyle davacı idare tarafından yaralanan ere ödenen bedelden davalı er, kusuru oranında sorumlu tutularak, davanın kısmen kabulüne karar verildiği anlaşılmış; tarafların başvurusu üzerine yapılan istinaf incelemesinde, ilk derece mahkemesinin kararının usul ve yasaya uygun bulunduğu gerekçesiyle tarafların yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun HMK"nun 353/1-b(1) maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
Dava, askerlik hizmeti nedeniyle verilen zarardan müteselsil sorumlu devletin ödediği tutarın, öteki sorumlu ere rücuuna ilişkindir.
Rücunun amacı, birlikte sorumlular arasında hakkaniyete göre denge kurmaktır. Olay tarihinde yürürlükte olan 818 sayılı BK’nun 50. maddesi, hakimin takdirini temel almıştır. Anılan maddeye göre, ilgililerin birbirlerine karşı rücu hakları olup olmadığını ve varsa kapsamını hakim takdir edecektir. Bu madde, her ne kadar birden çok kimselerin ortak kusurlarıyla zarar oluşturmalarını düzenlemiş ise de onu izleyen 51. maddedeki birden çok kişilerin değişik hukuksal nedenlerden sorumluluğunda da belirtilen kural geçerlidir. Öyleyse, çok tipli teselsülde de hakim, rücu kapsamını takdir durumundadır.
Kusur, kapsam belirlemede etkin ise de hakkaniyet de onunla birlikte değerlendirilmesi gereken önemli öğelerdendir. Davalı, Anayasa’nın 72. maddesi gereği, hakkı olan askerlik görevi sırasında kusuru ile zarara yol açmıştır. Davalının eyleminin oluş biçimi, davalının görev koşulları değerlendirildiğinde, tazminatın tamamından kusuru oranında sorumlu tutulması, hakkaniyet öğesinin kapsam belirlemede dikkate alınmamış olunması sonucunu doğurur. Şu durumda belirtilen nedenler değerlendirmeye katılarak tazminattan davalı yararına belirli bir miktar hakkaniyet indirimi yapılması gerekirken bu hususun gözetilmemiş olması doğru olmadığından Bölge Adliye Mahkemesinin davalının istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik kararının kaldırılarak, ilk derece mahkemesi kararının davalı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle; temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK 373/1. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının HMK 371. maddesi uyarınca davalı yararına BOZULMASINA, davacının tüm, davalının diğer temyiz itirazlarının (1) nolu bentte gösterilen nedenlerle REDDİNE, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE ve davalıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 08/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.