11. Ceza Dairesi 2017/5968 E. , 2019/2288 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet
A)Sanığın çeki aldığını söylediği, soruşturma aşamasında şüpheli sıfatıyla dinlenen...’ın “suça konu çekle ilgisinin olmadığını, sanığı tanımadığını ve nüfus cüzdanını 2008 yılında kaybettiğini, nüfus cüzdanını bulan ya da çalan kişi tarafından bu olayın gerçekleştirilmiş olabileceğini” söylemesi, sanık müdafiinin temyiz dilekçesinde “sanığın kendisine suça konu çeki veren kişinin, kendini ... olarak tanıtan, ... TC kimlik numaralı ...isimli kişi olduğunu tespit ettiğini bu durumu duruşmada söylemesine rağmen tutanağa geçirilmediğini ve bu konuda araştırma yapılmadığını” iddia etmesi karşısında, maddi gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından;
1-... isimli kişinin duruşmaya çağırılarak sanık ile yüzleştirilmesi, CMK’nin 48. maddesindeki hakları hatırlatılıp tanık olarak dinlenmesi; sanığı tanıyıp tanımadığının, tanıyor ise suç konusu çeki sanığa verip vermediğinin, vermiş ise hangi hukuki ilişkiye dayanarak verdiğinin ve suç konusu çeki kimden aldığının çekteki yazı, rakam ve imzanın kendisine ait olup olmadığının sorulması,
2-...’ün, çekle ilgisinin bulunmadığını, çekteki yazı, rakam ve imzanın kendisine ait olmadığını söylediğinde; imza, yazı ve rakam örnekleri alındıktan sonra çekin ön yüzündeki yazı, rakam ve keşideci imzası ile arka yüzündeki ... cirosundaki yazı rakam ve imzanın bu kişinin eli ürünü olup olmadığı konusunda resmi bir kurum veya kuruluştan rapor alınması,
Sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
B) Kabule göre;
1-Belgede sahtecilik suçlarında aldatma niteliği bulunup bulunmadığının takdirinin hakime ait olduğu gözetilerek, 5271 sayılı CMK"nin 217/1. maddesi de dikkate alınıp, sahte olduğu iddia edilen çekin duruşmaya getirtilip incelenmek suretiyle özellikleri tutanağına geçirilip, TTK’de belirtilen zorunlu unsurları taşıyıp taşımadığı, aldatma niteliğinin bulunup bulunmadığı yöntemince tartışılarak denetime olanak verecek şekilde dosya arasında bulundurulması gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulması,
2-Temel ceza belirlenirken, TCK"nin 61. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen nedenler ile 3. maddesinin 1. fıkrasındaki "suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığı ile orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunur." hükmü uyarınca, denetime olanak verecek şekilde dosya içeriğine uygun somut gerekçelerin gösterilmesi gerektiği gözetilmeden, “sanığın suçunu inkarı ile çekteki iyi niyet sahibi bir çok kişiyi zor duruma düşürmesi dikkate alındığında…. Suçun işlenme şekli, suç sebep ve saikleri yeri ve zamanı bu suçlara eğilimli yaşam biçimi cezanın caydırıcı özelliği dikkate alındığında…” şeklindeki Kanundaki soyut ifadelerle yetinilerek temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenmesi,
3-8,00 TL yargılama giderinin hazine üzerine bırakılması gerekirken sanıktan tahsiline karar verilmiş olması,
4-5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinin gerekli olması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 05/03/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.