15. Hukuk Dairesi 2015/5220 E. , 2016/2013 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili Avukat ... ile davalı vekili Avukat ... ve davalı asil ... geldi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklandığı iddia olunan iş bedeli alacağının tahsili isteminden ibarettir. Davalı, taraflar arasında akdî ilişkinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddini savunmuş, mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, davalının ... Mahallesinde bulunan ... ve .... ada 2-3-7-8 parsel sayılı taşınmazlarında bina inşa etmek üzere anlaştıklarını, toplam iş bedelinin 940.000,00 TL olarak belirlendiğini, davalının Noterliği"nin 4.6.2013 tarih ve yevmiye nolu vekâletnamesiyle vekil tayin ettiği dava dışı .... adlı şahsa inşaat ile ilgili her türlü yetkiyi verdiğini, davalı namına vekili ... ile yaptıkları ek sözleşmeler uyarınca 7-8 parsellerdeki işi yaptığını, öncelikle yapımı kararlaştırılan bu parsellerdeki iki blokun yapımı için ödenmesi gereken 440.000,00 TL"den 227.000,00 TL"nin en geç 23.10.2013 tarihine kadar davalı tarafından hesabına yatırılacağına dair 13.10.2013 tarihli imzalı belge verildiğini, işi yapmasına rağmen bu bedelin halen ödenmediğini, davalı tarafından ödenmeyen 237.000,00 TL alacağından fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak şimdilik 140.000,00 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı vekili, davacı ile müvekkili arasında doğrudan yapılmış herhangi bir sözleşme bulunmadığını, davalı ile dava dışı yüklenici arasında 7 parselde 250.000,00 TL, 8 parselde de 190.000,00 TL bedel karşılığında inşaat yapılması, 2 ve 3 parsellere yapılacak inşaatın daha sonra değerlendirilmesi hususunda 13.5.2013 tarihli eser sözleşmesi yapıldığını, daha sonra davacı ile dava dışı yüklenici arasında 13.10.2013 tarihli taşeronluk sözleşmesi düzenlendiğini, müvekkilinin bu ek sözleşmelerin hiç birinde taraf olmadığını, davacının, dava dışı yüklenici taşeronu olarak iş yaptığını, dolayısıyla muhatabının dava dışı olduğunu, kendisinin ödemelerini dava dışı yüklenici "a yaptığını, inşaatın yapımıyla ilgili olarak resmi mercilerdeki işlemlerin görülmesi için verdiği vekâletnamenin içeriğine göre, davacı ile aralarında herhangi bir akdî ilişki kurulmuş sayılamıyacağını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Taraflar arasında davalının iş sahibi, davacının da yüklenici sıfatıyla imzaladıkları bir sözleşme bulunmamaktadır. 13.05.2013 tarihli adî yazılı asıl eser sözleşmesini iş sahibi olarak davalı ..., yüklenici olarak da dava dışı imzalamışlardır. Dosyaya sunulan diğer ek sözleşme ve belgelere bakıldığında, bu belgelerde taraf olarak, davacı (taşeron sıfatıyla ) ve (yüklenici sıfatıyla) asaleten yer aldıkları görülmektedir. Sadece 13.10.2013 tarihli olup yapılmış imalatların bedeline karşılık 237.000 TL nin 23.10.2013 tarihine kadar davacının hesabına yatırılacağı taahhüdünü içeren belgede; davalı adına vekaleten imza atığı görülmekte ise de bu belgede belirtilen vekâletnamenin içeriğinden davalı ..."i borçlandırmaya ve onu taahhüt altına sokan bir işlem yapmaya dair yetkisinin bulunmadığı anlaşılmakta olup vekaletname inşaatın yapımı ile ilgili rutin işlerin takibi amacıyla verilmiştir.
Yüklenici bu vekâletnameye dayanarak verdiği 13.10.2013 tarihli taahhütname davalı iş sahibini bağlayıcı nitelikte değildir. Bu taahhütname ile aynı tarihi taşıyan 13.10.2013 tarihli ek sözleşme içeriğinden de davalıya ait parseller üzerinde inşaat yapımını üstlenen kişinin yüklenici sıfatıyla olduğu, dava dışı ve davacı "nın ise yüklenici taşeronu oldukları açıkça yazılı olduğu anlaşıldığından davalı iş sahibinin bu belge ile taahhüt altına girdiğinin kabulü de mümkün değildir.
Açıklanan tüm bu nedenlerle davacı tarafından iş sahibi aleyhine açılan iş bu davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken akdî ilişkinin varlığı kabul edilerek hatalı değerlendirme sonucu yazılı şekilde iş bedeline hükmedilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle kararın temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, 1.350,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davacıdan alınarak Yargıtay"daki duruşmada vekille temsil olunan davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 30.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.