Esas No: 2021/10075
Karar No: 2021/14027
Karar Tarihi: 15.12.2021
Danıştay 6. Daire 2021/10075 Esas 2021/14027 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2021/10075
Karar No : 2021/14027
TEMYİZ EDEN (DAVACILAR) : 1- ... Köyü Köy Tüzelkişiliği
2- ... 3- ...
4- ... 5- ...
6- ... 7- ...
8- ... 9- ...
VEKİLLERİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVALI) : ... Bakanlığı - ANKARA
VEKİLİ : Av. ...
MÜDAHİL (DAVALI YANINDA) : ... Mermer Madencilik Nakliye İnşaat İmalat İthalat İhracat Ticaret ve Sanayi A.Ş.
VEKİLİ : Av. ...
İSTEMİN KONUSU : ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Tokat İli, Zile İlçesi, ... Köyünde bulunan "... ve ... Ruhsat Numaralı II (b) Grubu Mermer Ocakları Kapasite Artışları" projesine ilişkin olarak Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Çevresel Etki Değerlendirmesi, İzin ve Denetim Genel Müdürlüğü tarafından verilen ... tarihli, ... sayılı "Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu" kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Temyize konu kararda; dosyada mevcut bilgi ve belgeler ile İnşaat Yüksek Mühendisi, Jeoloji Yüksek Mühendisi, Harita Yüksek Mühendisi, Çevre Yüksek Mühendisi ve Ziraat Yüksek Mühendisinden oluşan bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen bilirkişi raporunun birlikte değerlendirilmesinden, Tokat ili, Zile ilçesi, ... Köyünde bulunan, Doğaya Yeniden Kazandırma Planları, Rehabilitasyon Projeleri ve Atık Yönetim Planları da hazırlanan ... ve ... ruhsat numaralı maden ocaklarında toplam 198,97 hektar ruhsat alanı için 169,88 hektar kapasite artışı ile ilgili olarak; tarım arazileri, su kaynakları (yüzey ve yeraltı suları ile içme-sulama suyu hatları), taşkın ve drenaj durumu, toz-gürültü-patlatma etkileri, orman alanları, havzanın planlanması, yerleşim yerlerine yakınlık, hayvancılık faaliyetleri, ulaşım yolları, kümülatif etki değerlendirmesi, çevredeki bitki örtüsü ve doğal yaşam açısından Çevre Kanunu ve Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği kapsamında çevre üzerindeki olumsuz etkilerinin projenin uygulanması, izlenmesi ve kontrolünde sürdürülecek çalışmalarla alınacak önlemlerin ilgili mevzuat ve bilimsel esaslara göre kabul edilebilir düzeylerde olduğu, projenin bu hali ile işletilmesi durumunda fiziksel ve biyolojik çevresel değerlerin ve ekolojik dengenin tahribine, bozulmasına ve yok olmasına neden olmayacağı, çevreye olabilecek olumsuz yöndeki etkilerin önlenmesi ya da zararın, çevreye zarar vermeyecek ölçüde en aza indirilmesi için gerekli önlemlerin alındığı, çevresel olumsuzluklara karşı alınacak önlemlere yönelik ilgili kurum ve kuruluşların görüşleri ile desteklenmiş ÇED’de verilen taahhütlerin, teknik ve bilimsel esaslara göre kabul edilebilir ve yeterli düzeyde olduğu, dava konusu işletmenin yerleşim yerlerine uzaklığı dikkate alındığında ilgili kurum ve kuruluşların denetimleri ile insan sağlığına, su kaynakları ve tarım alanlarına kabul edilemez sınırlarda zarar vermeyeceği, proje alanında yürütülecek faaliyetin işletme kapasitesi, kullanılacak teknik donanım ve yöntem gözetildiğinde, dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilerek, davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : Mahkeme kararına dayanak alınan bilirkişi raporunun bilimsellikten ve teknik verilerden uzak, fiili durumların dikkate alınmadığı, çelişkili ve yetersiz bir rapor olduğu, projenin çevreye verebileceği zararların alınabilecek tedbirlerle giderilebilecek nitelikte gösterildiği, özellikle ruhsat alanının tam ortasında bulunan ve hayvanların da içme suyu olan Derebaşı Köyü'nün içme suyu kaynağı olan Karamukluboğaz Deresi'nin raporda görmezden gelindiği, bu hususta yalnızca ÇED raporuna bakılarak gerçeğe aykırı beyanda bulunulduğu, ayrıca ruhsat alanının diğer bir içme suyu kaynağı olan Atışankaya Deresi'nin orta mesafeli koruma alanında yer aldığı, mevzuat gereğince içme ve kullanma suyu kaynaklarının orta ve kısa mesafeli kuşaklarında madencilik faaliyetine izin verilemeyeceği, en ufak bir yağışta söz konusu derelerden mermer tozundan etkilenmiş olarak kirli su aktığı, yine Kuşakkaya tepesinde köyün sulama suyu kaynağının bulunduğu ve bu bölgenin de projenin etki alanına girdiği, keşif sırasında konu hakkında bilgilendirme yapılmasına rağmen bilirkişi raporunda bu hususta değerlendirme yapılmadığı, projenin 51 yıllık olduğu düşünüldüğünde, proje alanına komşu ve geçiş güzergahlarındaki tarım arazilerinin başta tozlanma olmak üzere diğer etkenlerden olumsuz etkilenmesinin mümkün olmadığı, ancak bilirkişi raporunda olumsuz etkilenmenin kabul edilebilir düzeyde olduğunun beyan edildiği, ancak ÇED raporunda vaat edilen tedbirlerin yetersiz olduğu, proje alanının köy yerleşim alanına göre yüksekte olması nedeniyle rüzgarın da etkisiyle tozun daha da geniş alana yayılacağı, oysa ÇED raporundaki tozlanma hesaplamalarının bilimsellikten uzak olduğu ve bilirkişi raporunun da bu hesaplamaları teyit eder nitelikte olduğu, bilirkişi raporunda ise tozlanma ve gürültü emisyonlarına dair hiçbir ölçüm ve hesaplamanın yapılmadığı, çevrede bulunan diğer projelerle birlikte tozlanma ve gürültü emisyonlarının kümülatif etkisinin de bilimsellikten uzak olduğu, patlatma çalışmalarına ilişkin alınan önlemlerin yetersiz olduğu, ÇED raporunda pasa depolama alanlarının kapasitesinin 9 yıl olduğu, oysa proje ömrünün 51 yıl olduğu düşünüldüğünde, bilirkişi raporunda bu hususta hiçbir değerlendirmenin yapılmadığı, yine bilirkişi raporunda sağlık
koruma bandı, proje alternatifi ve nakliyede kullanılacak yol güzergahı hakkında ise hiçbir değerlendirmeye yer verilmediği ileri sürülerek, yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak verilen Mahkeme kararının bozulması gerektiği iddia edilmiştir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI : 1- Davalı idare tarafından, temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Mahkeme kararının onanması gerektiği savunulmuştur.
2- Davalı yanında müdahil tarafından ise, savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ ... 'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, 29/10/2021 günlü, 31643 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 85 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 1. maddesi uyarınca, 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin Altıncı Kısmının Dördüncü Bölümünün başlığı "Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği" şeklinde değiştirildiğinden, husumetin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yerine Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına yöneltilmesine karar verilerek, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra Üye Cafer Ergen'in 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun "İvedi yargılama usulü" başlıklı 20/A maddesinin (i) bendi uyarınca Dairemizce keşif ve bilirkişi incelemesinin yaptırılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği yolundaki usule ilişkin azlık oyuna karşın, Mahkemece maddi olay açıklığa kavuşturulmadığından, bu aşamada temyiz isteminin esasının görüşülemeyeceği sonucuna varılarak, gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Tokat İli, Zile İlçesi, ... Köyünde bulunan "201500440 ve 201500762 Ruhsat Numaralı II (b) Grubu Mermer Ocakları Kapasite Artışları" projesine ilişkin olarak Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Çevresel Etki Değerlendirmesi, İzin ve Denetim Genel Müdürlüğü tarafından tesis edilen 23/11/2020 tarihli, 6103 sayılı "Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu" kararı üzerine, bakılmakta olan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
25/11/2014 tarih ve 29186 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren ve dava konusu işlem tarihinde yürürlükte bulunan Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliğinin 4. maddesinde; ''Çevresel etki değerlendirmesi olumlu kararı: Çevresel
Etki Değerlendirmesi Raporu hakkında Komisyon tarafından yapılan değerlendirmeler dikkate alınarak, projenin çevre üzerindeki muhtemel olumsuz etkilerinin, alınacak önlemler sonucu ilgili mevzuat ve bilimsel esaslara göre kabul edilebilir düzeylerde olduğunun belirlenmesi üzerine projenin gerçekleşmesinde çevre açısından sakınca görülmediğini belirten Bakanlık kararı olarak tanımlanmıştır. Aynı Yönetmeliğin 6. maddesinde ise; "(1) Bu Yönetmelik kapsamındaki bir projeyi gerçekleştirmeyi planlayan gerçek veya tüzel kişiler; Çevresel Etki Değerlendirmesine tabi projeleri için; ÇED Başvuru Dosyasını, ÇED Raporunu, Seçme Eleme Kriterleri uygulanacak projeler için ise Proje Tanıtım Dosyasını, Bakanlıkça yeterlik verilmiş kurum/kuruluşlara hazırlatmak, ilgili makama sunulmasını sağlamak ve proje kapsamında verdikleri taahhütlere uymakla yükümlüdürler. (2) Kamu kurum/kuruluşları, bu Yönetmelik hükümlerinin yerine getirilmesi sürecinde proje sahiplerinin veya Bakanlıkça yeterlik verilmiş kurum/kuruluşların isteyeceği konuya ilişkin her türlü bilgi, doküman ve görüşü vermekle yükümlüdürler. (3) (Değişik:RG-26/5/2017-30077) Bu Yönetmeliğe tabi projeler için "Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu" kararı veya "Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir" kararı alınmadıkça bu projelerle ilgili teşvik, onay, izin, yapı ve kullanım ruhsatı verilemez, proje için yatırıma başlanamaz ve ihale edilemez. Ancak bu durum söz konusu teşvik, onay, izin ve ruhsat süreçlerine başvurulmasına engel teşkil etmez. (4) Bu Yönetmelik hükümlerine göre karar tesis edilmeden önce, projenin gerçekleştirilmesinin mevzuat bakımından uygun olmadığının tespiti halinde, aşamasına bakılmaksızın süreç sonlandırılır." kuralına, 7. maddesinde; "(1) Bu Yönetmeliğin; a) Ek-1 listesinde yer alan projelere, b) "ÇED Gereklidir" kararı verilen projelere, c) Kapsam dışı değerlendirilen projelere ilişkin kapasite artırımı ve/veya genişletilmesinin planlanması halinde, mevcut proje kapasitesi ve kapasite artışları toplamı ile birlikte projenin yeni kapasitesi ek-1 listesinde belirtilen eşik değer veya üzerinde olan projelere, ÇED Raporu hazırlanması zorunludur." kuralına yer verilmiştir. Aynı Yönetmeliğin Ek-III bölümünde; Çevresel Etki Değerlendirmesi Genel Formatının ihtiva etmesi gereken hususlar düzenlenmiş, Bölüm I: Projenin tanımı ve özellikleri; a) Proje konusu yatırımın tanımı, özellikleri, ömrü, hizmet maksatları, önem ve gerekliliği, b) Projenin yer ve teknoloji alternatifleri, proje için seçilen yerin koordinatları Bölüm II: Proje Yeri ve Etki Alanının Mevcut Çevresel Özellikleri; Proje alanının ve önerilen proje nedeniyle etkilenmesi muhtemel olan çevrenin; nüfus, fauna, flora, jeolojik ve hidrojeolojik özellikler, doğal afet durumu, toprak, su, hava, atmosferik koşullar, iklimsel faktörler, mülkiyet durumu, kültür varlığı ve sit özellikleri, peyzaj özellikleri, arazi kullanım durumu, hassasiyet derecesi (Ek-5’deki Duyarlı Yöreler Listesi de dikkate alınarak) benzeri özellikleri Bölüm III: Projenin İnşaat ve İşletme Aşamasında Çevresel Etkileri ve Alınacak Önlemler, Projenin; a) Çevreyi etkileyebilecek olası sorunların belirlenmesi, kirleticilerin miktarı, alıcı ortamla etkileşimi, kümülatif etkilerin belirlenmesi, b) Sera gazı emisyon miktarının belirlenmesi ve emisyonların azaltılması için alınacak önlemler, c) Projenin çevreye olabilecek olumsuz
etkilerinin azaltılması için alınacak önlemler, ç) İzleme Planı (inşaat dönemi), Bölüm IV: Halkın Katılımı; a) Projeden etkilenmesi muhtemel ilgili halkın belirlenmesi ve halkın görüşlerinin çevresel etki değerlendirmesi çalışmasına yansıtılması için önerilen yöntemler, b) Görüşlerine başvurulması öngörülen diğer taraflar, Notlar ve Kaynaklar; Ekler: Çevresel Etki Değerlendirmesi Başvuru Dosyası hazırlanmasında kullanılan bilgi ve belgeler ile raporda kullanılan tekniklerden rapor metninde sunulamayan belgeler, Proje için seçilen yerin koordinatları, Proje için belirlenen yer ve alternatiflerinin varsa; çevre düzeni, nazım, uygulama imar planı, vaziyet planı veya plan değişikliği teklifleri, Proje ile ilgili olarak daha önceden ilgili kurumlardan alınmış belgeler şeklinde düzenlemeler yer almıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 31. maddesinde, bu Kanunda hüküm bulunmayan hususlarda; hakimin davaya bakmaktan memnuiyeti ve reddi, ehliyet, üçüncü şahısların davaya katılması, davanın ihbarı, tarafların vekilleri, feragat ve kabul, teminat, mukabil dava, bilirkişi, keşif, delillerin tespiti, yargılama giderleri, adli yardım hallerinde ve duruşma sırasında tarafların mahkemenin sukünunu ve inzibatını bozacak hareketlerine karşı yapılacak işlemler ile elektronik işlemlerde Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümleri uygulanır, hükmü yer almaktadır.
6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun "Bilirkişi Raporuna İtiraz" başlıklı 281. maddesinde; tarafların, bilirkişi raporunun, kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri, Mahkemenin, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden, yeni sorular düzenlemek suretiyle ek rapor alabileceği gibi, tayin edeceği duruşmada, sözlü olarak açıklamalarda bulunmasını da kendiliğinden isteyebileceği, Mahkemenin, gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme de yaptırabileceği, hüküm altına alınmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Çevresel etki değerlendirmesi; gerçekleştirilmesi planlanan projenin, çevreye olabilecek olumlu ya da olumsuz etkilerinin belirlenmesi, olumsuz yöndeki etkilerin önlenmesi ya da çevreye zarar vermeyecek ölçüde en aza indirilmesi için alınacak önlemlerin belirlenerek değerlendirilmesi amacıyla yapıldığından, ÇED sürecinde verilen kararların iptali istemiyle açılacak davalarda, yukarıda belirtilen Yönetmeliğin Ek III. maddesindeki unsurlar yönünden, ÇED kararlarının bir bütün olarak çevresel etkilerinin irdelenmesi gerekmektedir.
Bununla birlikte, ÇED süreci sonunda verilecek kararların yargısal denetimi yapılırken, seçilecek bilirkişiler arasında bir çevre mühendisinin bulunması, diğer bilirkişilerin ise projenin ve bulunduğu çevrenin özelliklerine göre, proje tanıtım
dosyasını veya nihai ÇED raporunu hazırlayan kişilerin uzmanlık alanları da dikkate alınmak suretiyle seçilmesi gerekmektedir. Nihai ÇED Raporunda veya proje tanıtım dosyasında onlarca uzmanın imzası bulunabildiğinden, birebir aynı sayıda ve aynı uzmanlık alanında olmasa dahi, yargılama usulü kurallarının elverdiği ölçüde, usul ekonomisi de gözetilerek bir denge kurulması, seçilecek bilirkişilerin projenin bulunduğu alana ve projeye yapılan itirazlara göre değerlendirilmesi zorunlu olan ana konu başlıkları bakımından yeterli uzmanlığa sahip olması, tarafları tatmin edici ve adil bir yargılama yapılması açısından gerekliliktir.
Uyuşmazlıkta; her ne kadar İdare Mahkemesi tarafından, dava konusu projenin çevre üzerindeki olumsuz etkilerinin projenin uygulanması, izlenmesi ve kontrolünde sürdürülecek çalışmalarla alınacak önlemlerin ilgili mevzuat ve bilimsel esaslara göre kabul edilebilir düzeylerde olduğu, projenin bu hali ile işletilmesi durumunda fiziksel ve biyolojik çevresel değerlerin ve ekolojik dengenin tahribine, bozulmasına ve yok olmasına neden olmayacağı, çevreye olabilecek olumsuz yöndeki etkilerin önlenmesi ya da zararın, çevreye zarar vermeyecek ölçüde en aza indirilmesi için gerekli önlemlerin alındığı, çevresel olumsuzluklara karşı alınacak önlemlere yönelik ilgili kurum ve kuruluşların görüşleri ile desteklenmiş ÇED’de verilen taahhütlerin, teknik ve bilimsel esaslara göre kabul edilebilir ve yeterli düzeyde olduğu, dava konusu işletmenin yerleşim yerlerine uzaklığı dikkate alındığında ilgili kurum ve kuruluşların denetimleri ile insan sağlığına, su kaynakları ve tarım alanlarına kabul edilemez sınırlarda zarar vermeyeceği belirtilerek davanın reddine karar verilmiş ise de, özellikle davacıların projenin su kaynaklarına olan olumsuz etkisine yönelik iddiaları başta olmak üzere, gürültü ve toz emisyonlarının etkileri, pasa depolama alanlarının yeterli olup olmadığı, taş savrulmalarının yerleşim yeri ve tarım arazilerine olan etkileri yönünden, bilirkişi raporunun, ÇED raporunun yeterli olup olmadığını ortaya koyacak niteliğe ve içeriğe sahip olmadığı sonucuna varılmış, öte yandan bilirkişi raporunda, proje alternatif bölgesi ile sağlık koruma bandı ve nakliye yoluna ilişkin bir değerlendirmenin de bulunmadığı görülmüştür.
Bu durumda, uyuşmazlığın tereddüte mahal vermeyecek şekilde çözümlenebilmesi amacıyla, temyiz dilekçesindeki iddialar ile yukarıda yer verilen hususlar da dikkate alınarak, dava konusu projenin gerçekleştirilmesinin, kamu yararı ve çevre dengesi gözetilerek çevresel açıdan oluşturabileceği muhtemel zararlar ile bu zararların alınacak önlemlerle giderilebilmesinin mümkün olup olmadığının, aralarında maden mühendisinin de bulunduğu yeni bir bilirkişi heyetiyle, mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılarak alınacak rapor ile dosyadaki bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesi suretiyle yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.
Bu itibarla, karara esas alınabilecek nitelikte ve yeterlilikte olmayan bilirkişi raporuna dayanılarak verilen davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davacıların temyiz isteminin kabulüne,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin temyize konu ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 20/A-2-(i) maddesi uyarınca, karar düzeltme yolunun kapalı olduğunun duyurulmasına, 15/12/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY (X) :
Temyize konu İdare Mahkemesi kararında; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 2. fıkrasında sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, Mahkeme kararının onanması gerektiği oyu ile aksi yöndeki çoğunluk görüşüne katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.