16. Hukuk Dairesi 2019/752 E. , 2019/1213 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 22/a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosu sırasında, eşit hisse ile ... ve davacı ..."a ait eski 481 parsel sayılı 8.820,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz 249 ada 18 parsel sayılı 8.189,97 metrekare olarak; davalılardan ölü ..."a ait eski 476 parsel sayılı 1.460,00 metrekare yüzölçümlü taşınmaz 249 ada 17 parsel sayılı 1.717,67 metrekare olarak; davalılardan ölü ... ait eski 1705 parsel sayılı 880,00 metrekare yüzölçümlü taşınmaz 249 ada 19 parsel sayılı 1.095,73 metrekare olarak tespit edilmiştir. Davacı ..., taşınmazının yüzölçümünün eksik tespit edildiği iddiası ve eksikliğin tamamlanması istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda taraf teşkili sağlanamadığından davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiş, Dairemizce yapılan temyiz incelemesi sonucunda, "Mahkemece, yargılama aşamasında uygulama kadastrosuna konu çekişmeli taşınmazların tapu malikleri ... ve ... , davalı ... ve ... dışında husumet yöneltilmeyen ve dosyaya ibraz edilen veraset ilamında gösterilen diğer mirasçılarının da davaya dahil edilerek husumetin yaygınlaştırılması suretiyle bu eksikliğin giderilmesi ve duruşma gününün taraflara re"sen tebliği" gereğine değinilerek hüküm bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulü ile 249 ada 17, 18 ve 19 parsel sayılı taşınmaza ilişkin 22/a uygulama ekibince kadastro komisyonunca belirlenen sınırlandırmanın ve yüzölçümlerin iptali ile 249 ada 18 ve 19 parsel sayılı taşınmazlar arasındaki sınırın bilirkişi raporuna ekli 2 numaralı ekli krokide sarı renkle gösterilen hat olarak belirlenmesine ekli 2 nolu krokide (A) harfiyle gösterilen 0047,60 metrekarelik kısmın 249 ada 19 parselden iptal edilerek davacıya ait 249 ada 18 parselin sınırlarına dahil edilmesine 249 ada 17 ve 18 parsel sayılı taşınmazlar arasındaki sınırın bilirkişi raporuna ekli 3 nolu ekli krokide yeşil renkle gösterilen hat olarak belirlenmesine ekli 3 nolu krokide (B) harfiyle gösterilen 0242,12 metrekarelik kısmın 17 parselden iptal edilerek 18 parsel sayılı taşınmaza eklenmesine ekli 3 nolu krokide (C) harfiyle gösterilen 0006,37 metrekarelik kısmın 18 parselden iptal edilerek 17 parsele katılmasına, 249 ada 19 parselin yüzölçümünün 1.048,13 metrekare, 249 ada 18 parselin yüzölçümünün 8.473,32 metrekare, 249 ada 17 parselin yüzölçümünün 1.481,92 metrekare olarak tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı ... mirasçıları ... ve ... tarafından temyiz edilmiştir.
Uygulama kadastrosu yapılırken öncelikle zeminde bulunan ve tesis kadastrosu tarihinde mevcut olan sabit nokta ve sınırlardan, aynı döneme ya da yöreye ait farklı amaçlarla üretilmiş haritalar ile benzeri verilerden yararlanılarak yapılan teknik çalışmalarla, tesis kadastrosuna ait pafta haritaları ortofoto üzerine işlenmekte; haritanın zemine uygun olmaması halinde farklılıkların nerelerden ve hangi sebeplerden kaynaklandığı tespit edilip varsa hatalar yöntemine uygun şekilde giderilmekte, düzenlenen ada raporu ile yapılan teknik çalışmalar ve gerekçeleri açıklanmakta; bundan sonra yukarıda sözü edilen yönetmelikte açıklanan ilkeler çerçevesinde taşınmazların bütün sınırları tek tek değerlendirmeye tabi tutularak ilk tesis kadastrosu sırasındaki gerçek fiili duruma ulaşılmaya çalışılarak, uygulama tutanağı düzenlenmekte ve uygulama kadastrosu haritaları üretilmektedir. İşte, uygulama kadastrosuna itiraz davaları, uygulama kadastrosu faaliyetinin yöntemine uygun yapılıp yapılmadığının denetlenmesine yönelik davalardır. Bu nedenle mahkemelerce, uygulama faaliyetine eşdeğer ve amaca uygun bir araştırma yapılması zorunludur.
Mahkemece, amacına ve yöntemine uygun bir araştırma yapılabilmesi için öncelikle, denetime veri teşkil etmek üzere, tesis kadastrosunun yapıldığı tarihe en yakın tarihli hava fotoğrafları, temin edilebilen en eski ve güncel ortofoto ve uydu fotoğrafları, tesis kadastrosuna ait pafta haritası, varsa bu haritada değişiklik yapan ifraz haritaları, mahkeme ilamları ve eki olan haritalar, varsa uygulama kadastrosu sırasında yararlanıldığı anlaşılan diğer haritalar, çekişmeli taşınmaza ilişkin tesis kadastrosu ve uygulama kadastrolarına ait ölçü çizelgesi, hesap cetveli ve ölçü krokileri gibi bilgi ve belgelerin toplanması gerekmektedir. Bundan sonra mahallinde, yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, harita ya da jeodezi mühendisi fen bilirkişisinin katılımı ile keşif yapılmalıdır. Yapılacak keşif sırasında yerel bilirkişi ve tanıklardan tesis kadastrosu sırasında da zeminde mevcut olan sabit sınır ya da yapılar bulunup bulunmadığı sorularak varsa yerleri fen bilirkişisine işaretlettirilmeli, fotoğrafları çekilmeli, taraflar keşif sırasında hazır bulunmakta ise zeminde ortak sınır üzerinde uzlaşıp uzlaşmadıkları tespit edilip gerektiğinde imzaları ile beyanları tevsik edilmeli, uzlaşılan sınırlar ile iddia edilen sınırlar fen bilirkişisi tarafından haritasında işaretlenmeli, keşif sırasında hazır edilmesi halinde jeoloji mühendisi bilirkişiden, taşınmazlar arasında değişmeyen doğal ya da yapay sınırlar bulunup bulunmadığı, fen bilirkişisinden denetime veri teşkil etmek üzere dosya içine getirtilen bilgi ve belgeler ile bilirkişi ve tanık anlatımlarından yararlanarak uygulama kadastrosunu denetlemesi istenmelidir. Fen bilirkişisinden, tesis kadastrosunun, paftaların üretim yılı, üretim tekniği, altlığı ve ölçeği gibi hususları da açıklar tarzda hangi yöntem ve tekniklerle yapıldığı, uygulanan yöntemlerin hata paylarının ne olduğu, üretilen haritaların zeminle uyumsuz bulunması halinde farklılığın nereden ve hangi sebeplerden kaynaklandığı, sırasıyla tersimat hatası, hesap hatası, ölçü hatası ve sınırlandırma hatası bulunup bulunmadığı, uygulam kadastrosu sonucu tespit edilen yeni sınırların niteliğinin ne olduğu ve yönetmelik hükümlerine uygun olarak belirlenip belirlenmediği, uygulama kadastrosunda hata yapılmış ise doğru sınır ve haritanın nasıl olması gerektiği gibi hususlarda ve "ada raporu" ile "uygulama tutanağı ve haritasını" irdeler şekilde, teknik ve bilimsel verilere dayalı, gerekçelendirilmiş, denetlenebilir ve ayrıntılı rapor ve haritalar alınmalıdır. Raporun
denetime elverişli olması için fen bilirkişisinden, düzenleyeceği haritalardan iki tanesinde hava fotoğrafı üzerinde, iki tanesinde ise ortofoto (yoksa uydu fotoğrafı) üzerinde ilk tesis kadastrosu paftası ve uygulama kadastrosu paftasını çakıştırması istenmeli; çakıştırmaların birer tanesinin ada bazında değerlendirme yapmaya elverişli geniş ölçekli olması, diğerinin ise çekişmeli taşınmaz ve çevresini gösterir şekilde daha dar ölçekli olması istenmelidir. Fen bilirkişi haritasında, uygulama kadastrosunda yanlışlık varsa, infazı kabil bir hükme esas olmak üzere doğru sınırların nasıl olması gerektiği de gösterilmelidir. Açıklanan yönteme uygun ineleme ve araştırma yapıldıktan sonra tüm delliler birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmeli; değerlendirme yapılırken uygulama kadastrosunun amacının mülkiyet ihtilafların çözmek olmadığı da göz önünde bulundurulmalıdır.
Somut olayda fen bilirkişisinden yukarıda açıklanan şekilde rapor ve harita alınmamış, fen bilirkişisinin taşınmazın tesis kadastrosu sırasındaki ve uygulama kadastrosu sırasındaki durumunu net olarak ortaya koymayan, çelişkili ifadeler içeren, denetime elverişsiz ve soyut raporuna itibar edilerek hüküm kurulmuştur. Doğru sonuca ulaşılabilmesi için, harita mühendisi sıfatına sahip önceki bilirkişiler dışında oluşturulacak üç kişilik uzman bilirkişi kurulu eliyle yukarıda belirtilen şekilde inceleme ve araştırma yapılmalı, toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece, yetersiz araştırma ile karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açılanan nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, 20.02.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.