Esas No: 2019/14845
Karar No: 2021/14023
Karar Tarihi: 15.12.2021
Danıştay 6. Daire 2019/14845 Esas 2021/14023 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2019/14845
Karar No : 2021/14023
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Madencilik Nakliye İnşaat Hafriyat San. ve Tic. Ltd. Şti.
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Büyükşehir Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU: …Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: İstanbul İli, Başakşehir İlçesi, …Mahallesi, … Çiftliği Mevki, … ada… parsel sayılı taşınmaza izinsiz hafriyat toprağı döküldüğünden bahisle, 2872 sayılı Çevre Kanununun 8. maddesi ile Hafriyat Toprağı, İnşaat ve Yıkıntı Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği hükümlerinin ihlal edildiği gerekçesiyle, aynı Kanunun 20. maddesinin (r) bendi uyarınca davacıya 152.925,00 TL para cezası verilmesine ilişkin … tarih ve …sayılı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı işleminin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında; dava konusu işlemin davacı şirketin daimi çalışanına 30/09/2017 tarihinde tebliğ edildiği, davanın ise 11/05/2018 tarihli dilekçe ile açıldığı, bu durumda 2872 sayılı Çevre Kanunu'nda yer verilen 30 günlük özel dava açma süresi içerisinde açılmayan davanın esasının incelenmesine olanak bulunmadığı belirtilerek, davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının özeti: Temyize konu kararda; istinaf incelemesine konu İdare Mahkemesi kararının ve gerekçesinin usul ve hukuka uygun olduğu belirtilerek, istinaf talebinin reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Dava konusu işlemin, davacı şirketin "… Mah. … Sok… Residans No:… …/…" adresinde, "…" isimli kişiye tebliğ edildiği, ancak davacı şirkette "…" isimli bir çalışanın olmadığı, bu nedenle tebliğ işleminin usulsüz olduğu, bu hususun ilgili mercilerden araştırılarak karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile oluşturulan kararın hukuka uygun olmadığı belirtilerek, Mahkeme kararının bozulması gerektiği ileri sürülmüştür.
SAVUNMANIN ÖZETİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan kararın onanması gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY:
İstanbul İli, Başakşehir İlçesi, … Mahallesi, … Çiftliği Mevki, … ada, … parsel sayılı taşınmaza izinsiz hafriyat toprağı döküldüğünden bahisle, 2872 sayılı Çevre Kanununun 8. maddesi ile Hafriyat Toprağı, İnşaat ve Yıkıntı Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği hükümlerinin ihlal edildiği gerekçesiyle, aynı Kanunun 20. maddesinin (r) bendi uyarınca İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nın … tarih ve …sayılı işlemiyle davacıya 152.925,00 TL para cezası verilmesi üzerine, bakılmakta olan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT ve HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının, "Hak Arama Hürriyeti" başlıklı 36. maddesinde, ''Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir.'' hükmüne yer vermiştir.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin "Adil Yargılanma Hakkı" başlıklı 6. maddesinde, ''Herkes davasının, medeni hak ve yükümlülükleriyle ilgili uyuşmazlıklar ya da cezai alanda kendisine yöneltilen suçlamaların esası konusunda karar verecek olan, yasayla kurulmuş, bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından, kamuya açık olarak ve makul bir süre içinde görülmesini isteme hakkına sahiptir.'' ifadesine yer verilmiştir.
7201 sayılı Tebligat Kanununun "Hükmi şahıslara ve ticarethanelere tebligat" başlıklı 12. maddesinde; "Hükmi şahıslara tebliğ, salahiyetli mümessillerine, bunlar birden ziyade ise, yalnız birine yapılır. Bir ticarethanenin muamelelerinden doğan ihtilaflarda, ticari mümessiline yapılan tebliğ muteberdir." hükmü, 13. maddesinde; "Hükmi şahıslar namına kendilerine tebliğ yapılacak kimseler herhangi bir sebeple mütat iş saatlerinde iş yerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamıyacak bir halde oldukları takdirde tebliğ, orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerinden birine yapılır" hükmü bulunmaktadır.
Aynı Kanunun "Tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina" başlıklı 21. maddesinin 1. fıkrasında; "Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirilir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır." hükmüne yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden; dava konusu İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nın … tarih ve … sayılı kararının, davacının "… Mah. … Sok. … Residans No:… …/…" adresinde, "…" isimli kişiye 30/0/2017 tarihinde tebliğ edildiği, … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:… sayılı ara kararı üzerine, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı, İstanbul Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü, Esenyurt Sosyal Güvenlik Merkezi tarafından verilen cevaba göre ise, anılan tebliğ işleminin yapıldığı tarihlerde davacı şirkette "…" isimli bir kişinin çalışmadığı anlaşılmıştır.
Yukarıdaki mevzuat hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden; tüzel kişilere yapılacak tebligatın, o tüzel kişinin yetkililerine, yetkili temsilcinin bulunmaması halinde ise şirkette yetkili temsilciden sonra gelen evrak müdürü gibi esasen bu gibi işlerle görevlendirilen bir kimseye yapılabileceği, bu kişilerin gösterilen adreste bulunamaması veya tebliğden imtina etmeleri halinde, tebliğ evrakının o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza mukabilinde teslim edileceği ve tebliğ evrakını teslim alanın adresini ihtiva eden ihbarnamenin ilgili adreste bulunan binanın kapısına yapıştırılarak, durumu en yakın komşu, yönetici veya kapıcıya bildirilmesinin gerektiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda; tüzel kişilere yapılacak tebligatın, öncelikle o tüzel kişinin yetkililerine, yetkili temsilcinin bulunmaması halinde ise şirkette yetkili temsilciden sonra gelen evrak müdürü gibi esasen bu gibi işlerle görevlendirilen bir memura yapılabileceği, olayda ise tebliğ yapılan "..." isimli kişinin şirket çalışanı dahi olmadığı dikkate alındığında, tebliğ işleminin usulsüz olduğunun kabulünün gerektiği, dava konusu işlemin usulsüz tebliğ edilmesi karşısında, aksi yöndeki gerekçeyle davanın süre aşımı nedeniyle reddi yolunda verilen Mahkeme kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki kararda hukuki isabet görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davacının temyiz isteminin kabulüne,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle süre aşımı yönünden reddine ilişkin İdare Mahkeme kararına yönelik yapılan istinaf başvurusunun reddine dair … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 15/12/2021 tarihinde, kesin olarak, oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY (X) :
7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun "Hükmî Şahıslara ve Ticarethanelere Tebligat" başlıklı 12. maddesinin 1. fıkrasında; "Hükmi şahıslara tebliğ, salahiyetli mümessillerine, bunlar birden ziyade ise, yalnız birine yapılır.", "Hükmî Şahışların Memur ve Müstahdemlerine Tebligat" başlıklı 13. maddesinde ise, "Hükmi şahıslar namına kendilerine tebliğ yapılacak kimseler her hangi bir sebeple mûtat iş saatlerinde iş yerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde oldukları takdirde tebliğ, orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerinden birine yapılır." hükmü yer almaktadır.
Olayda ise; dava konusu işlemin "muhatabın iş icabı dışarıda olduğunu beyan eden adresteki daimi çalışana tebliğ edildi" şerhi yazılarak, şirket çalışanına tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Bu durumda; şirket adresinde, şirket çalışanı veya memuru dışında başka bir sıfatla orada bulunan kişinin, tebliğ işlemine muhatap olmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu dikkate alındığında, "şirket temsilcinin iş icabı dışarıda olduğu" şerhi de yazılmak suretiyle yapılan tebliğ işleminin yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerine uygun olduğu anlaşıldığından, Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının onanması gerektiği oyuyla, bozmaya ilişkin çoğunluk kararına katılmıyoruz.