12. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/28175 Karar No: 2018/1473 Karar Tarihi: 15.02.2018
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2016/28175 Esas 2018/1473 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Bir alacaklı, genel haciz yoluyla bir borçlu aleyhine icra takibi başlattı. Borçlu, yetki itirazı ile birlikte faize ve faiz oranına (borca kısmen) itiraz etti. Alacaklı, itirazın kaldırılması için icra mahkemesine başvurdu, ancak yetki itirazının kaldrılması talebi reddedildi. Mahkeme kararı temyiz edildi. İlgili kanun maddeine göre, sözleşmeden doğan davaların sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde açılabileceği belirtildi. Sözleşmenin ifa yeri TBK'nun 89. maddesinde belirlendi ve alacaklının kendi ikametgahında icra takibi başlatmasında hukuka aykırılık bulunmadı. Bu nedenle, mahkemece yetki itirazının kaldırılması yönünde hüküm tesisi gerektiği sonucuna varıldı. Mahkeme kararı bozuldu ve yukarıdaki şekilde tekrar değerlendirilmesi istendi. Kanun maddeleri ise İİK'nun 50. maddesi ve HMK'nın 10. maddesidir.
12. Hukuk Dairesi 2016/28175 E. , 2018/1473 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından, borçlu aleyhine genel haciz yolu ile icra takibi başlatıldığı, borçlunun, yetki itirazı ile birlikte faize ve faiz oranına itiraz ettiği, alacaklının ise anılan itirazın kaldırılması için icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece; takip borçlusunun adresinin Ayvacık olduğu, takibin yetkili Ayvacık İcra Dairesinde yapılması gerektiği, gerekçesiyle yetki itirazının kaldırılması talebinin reddine karar verildiği görülmektedir. İİK"nun 50. maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken HMK"nun 10. maddesine göre; sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir. Sözleşmenin ifa yeri TBK"nun 89. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre, öncelikle borcun ifa yeri tarafların açık veya örtülü iradelerine göre belirlenir. Şayet aksine bir anlaşma yoksa, para borçlarında, borç, alacaklının ödeme zamanındaki ikametgahında ödenir. Ancak aranacak ya da aldırılacak borçlarda bu madde uygulanmaz. Nitekim Hukuk Genel Kurulu"nun 2001/12-1162-1191 sayılı kararında da bu kural benimsenmiştir. Ancak TBK"nun 89. maddesinin uygulanabilmesi için akdi ilişkinin kabul edilmesi gerekmektedir. Somut olayda, para alacağına dayalı olarak genel haciz yolu ile yapılan ilamsız icra takibinde, borçlu yetki itirazı ile birlikte faiz ve faiz oranına (yani borca kısmen) itiraz etmiş olup alacaklı ile arasındaki hukuki ilişkiyi inkar etmemiştir. Bu durumda, olaya uygulanması gereken TBK.nun 89. maddesine göre, alacaklının kendi ikametgahında icra takibi başlatmasında hukuka aykırılık bulunmamaktadır. O halde mahkemece yetki itirazının kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15/02/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.