16. Hukuk Dairesi 2018/4646 E. , 2019/1207 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu ... İlçesi, ... Köyü çalışma alanında bulunan 117 ada 63 parsel sayılı 2796 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz tapu kaydı nedeniyle eşit hisselerle ... ve ... adına tespit ve kadastro mahkemesi kararı sonrasında adı geçenler adlarına tescil edilmiştir. Davacı ..., satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak taşınmazın sadece kendi adına tescil edilmesi gerektiği iddiasıyla tapu iptal ve tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kesin hüküm nedeni ile reddine karar verilmiş, hükmün davacı tarafından temyizi üzerine karar 8. Hukuk Dairesi"nce onanmış, davacının karar düzeltme talebi üzerine yapılan inceleme neticesinde “Mahkemece kesin hüküm kabul edilen davada, eldeki davanın taraflarının davalı olarak aynı yanda yer aldığı, bu nedenle taraflar arasında kesin hüküm teşkil etmeyeceği” belirtilerek karar bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulü ile, 117 ada 63 parsel sayılı taşınmazdaki davalı ..."ın 1/2 payının iptali ile davacı adına kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece; davacı ve davalı yanın tutunduğu satış senetlerinin dava konusu taşınmaza uyduğu, taşınmazın evveliyatında ... ailesine ait olduğu, davacı yana yapılan satışta satıcının ... kızı ... olduğu, taşınmaz üzerinde davacı ve babasına ait zilyetliğin daha öncesine dayalı olduğu, davacının mülkiyet hakkına öncelik verilmesi gerektiği gerekçeleri ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de yapılan keşifte tarafların dayandıkları senet tanıkları dinlenmemiş, davalı yanın dayanağı olan satış senedinde satıcı olarak gözüken ..."in taşınmazı 1957 yılında ... ’dan satın aldığı göz ardı edilmiş, taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetliğin süre ve niteliği kesin olarak belirlenmemiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz. Hal böyle olunca, doğru sonuca varılabilmesi için; mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, senet tanıkları, taraf tanıkları ve teknik bilirkişi huzuru ile yeniden keşif yapılmalıdır. Keşifte, davacı ve davalı tarafın dayandığı satış senetlerinde yazılı hudutların yerel bilirkişilerce ve senet tanıklarınca zeminde tek tek gösterilmesi istenilmeli, zeminde gösterilemeyen hudutların tespiti için taraflara tanık dinletme imkanı sağlanmalı ve bu suretle kayıtların kapsamı duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespit edilmeli, yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazın ne kadar zamandır, kim tarafından, hangi hukuksal nedene dayalı olarak ve ne şekilde kullanıldığı hususlarında somut olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmeli, teknik bilirkişiye keşfi izlemeye elverişli, senet kapsamlarının işaretlendiği harita düzenlettirilmeli, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece, belirtilen hususlar gözetilmeden, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davalıya iadesine, 20.02.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.